Amacım moral bozmak değil. Herkesin bilip de duymak istemediği gerçek....
Yeni yıl yeni şeyler sunmayacak!
Boşuna umutlanmayın.
Yeni yıl size kendiliğinden yeni bir şey sunmayacak. Altın tepside fırsatlar ikram edilmeyecek.
Ancak dilerseniz daha fazlası mümkün, inanın mümkün!
Yeni yıla bir günde yeni bir insan olarak girmeyi teklif eden, öneren / öğütleyen yazılar okuyacaksınız.
Çoğunlukla da bu öneriler “Yeni yılda yapmanız gereken 10 madde” gibi sınırlayıcıdır.
İnsan, varlık alanında pek çok şeyin değişmesini ister.
Ancak bu istekler çoğunlukla kendi dışındaki kişi, olay ve olgular üzerindendir.
Değişmesini ister ama kendisi değişmez.
Aşağı yukarı insan karakteri böyle şekilleniyor.
İnsan bilinçli olarak değişme kabiliyetine sahip varlıktır.
Bu mümkün davranışın en güçlü dayanağı da insanın bu değişimi kendi içinde gerçekleştirmesidir.
Konuyu bu genelleme sınırlarının dışında tutmaya özen göstererek iki metafor üzerinden özetlemek istiyorum.
PENCERE METAFORU
Genç çift, yeni bir mahalledeki evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparken komşu da balkona çamaşırlarını asıyormuş. Kadın, kocasına “Bak kadının çamaşırları yeterince temiz değil. Çamaşır yıkamayı bilmiyor. Belki de doğru sabunu kullanmıyor” demiş. Kocası ona bakmış bir şey söylememiş kahvaltısına devam etmiş.
Kadın komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş.
Bir ay sonra bir sabah komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın şaşırmış.
“Bak” demiş kocasına; “Çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum kim öğretti acaba?”
Kocası, “Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizin camlarını sildim” diye cevap vermiş.
Sözün özü: Başkalarını izlerken baktığımız pencerenin camlarının ne kadar temiz olduğuna dikkat edelim.
Birini eleştirirken yargılamadan önce zihnimizin temiz olup olmadığını yoklamak gerek. İyi olanı görmeye hazır olup olmadığımızın akli ve vicdani sorumluluğunu üstlenmeliyiz.
Kirli penceremizden bakıyorsak başkasını temiz göremeyiz.
DEVRİM ATEŞİ İÇTEN YANAR
Büyük inkılaplar, görkemli devrimler tarihin en ihtişamlı zaferleridir. Çoğunlukla o devrimi hazırlayan, tarihin akışını değiştirenlerin; değişmesini istedikleri her şeyi önce kendilerinde değiştirdiği bilinmez. Sonuçla ilgilenen insanoğlu, devrim ateşlerinin bir kıvılcımla başladığını, ilmek ilmek işlenip sahneye çıktığını sorgulamaz.
İnsanın kendi kişisel tarihinde değişim çok daha sancılıdır. Dış koşulları değişmiş insan, toplumun değişim yasalarına kolay uyum sağlar da… İçinde mutlu, huzurlu ve umutlu mudur?
İşte bu muammadır!
Kocaman bir bilinmezlik…
İnsan, değişmesini istediği şeyleri içinde değiştirmediği sürece değişemeyeceği kanıtlanmıştır.
Değişebilen, her yaşta hem de her koşulda değişebilen varlıktır insan.
O halde bunu Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur hocamızın ifadesiyle dile getirelim:
“Düşüncelerine dikkat et, çünkü duygularına dönüşür.
Duygularına dikkat et, çünkü davranışlarına dönüşür.
Davranışlarına dikkat et, çünkü alışkanlıklarına dönüşür.
Alışkanlıklarına dikkat et, çünkü karakterine dönüşür.
Karakterine dikkat et, çünkü kaderine dönüşür.”
İnsan bütün olarak bunlardan ibarettir.
Özü de, sözü de bu terkipli sözlerle özetlenmiş.
Yeni yılda yeni bir insan olamayız.
Ancak kendimizle ilgili değişmesini istediğimiz her şeyin iyiden yana dönüşmesine bir başlangıç imkanı var. Yaşadıkça insan her zaman ve her yaşta değişebilir. İçinde yaşattıklarını değiştir, olmasını istediğin her şey olacak.
Yeni yıldan sağlık, huzur ve mutluluk isteyenlere…
Bu yazı da bir hatırlatmaydı!
İyilik ve sağlıkla…