Suriye'de baskın! Baskını yapanlar, üç yıldızlı bayrakla sözde kurtuluş şamatası yaptılar. Üç yıldızlı bayrak, Suriye'de Esad sülalesi öncesine ait bir semboldü.
Peki, şimdi o üç yıldızlı bayrak, dünya coğrafyasında Suriye devleti olarak bilinen toprakların tamamının bayrağı mı olacak? Geçiniz! HTŞ, PKK, PYD gibi bir sürü ne idüğü belirsiz terör örgütleriyle parsellenmiş bir ülke, nasıl tek bir bayrak altında temsil edilecek? Bu onun bunun kiralık katilleri, en yakın zamanda birbirlerine saldıracak. İsrail ve ABD, tetikte bekliyor.
Geçtiğimiz gün sosyal medyada bir karikatür bu durumu çok güzel anlatıyordu: Koca bir inek ve altında buzağı, memeyi emmeye çalışıyor. İneğin üzerinde "Suriye", buzağının üstünde ise ABD ve İsrail bayrakları örtülü. Uzun uzadıya yazmaya gerek bırakmayan çizgiler... En azından, bu kıçı kırık terör örgütlerine trilyonlarca dolarlık silah ve mühimmatı kimlerin verdiğini, karşılığında ne alacaklarını sormaya gerek yok.
Merak ettiğim bir konu var: Esad’a el uzattık, "Tutmadı," diyoruz. Peki, Esad uzattığımız eli tutsaydı, biz karşımıza "kıçı kırık" dediğimiz terör örgütlerini ve onları besleyen ABD ile İsrail’i almayacak mıydık?
Esad bindiği dalı kesti. Geçen gün sarayının garajındaki dünyanın en pahalı otomobillerinin fotoğrafları yayınlandı. Ülke halkı mezalimden kaçıp bize ve Avrupa ülkelerine sığındı. Halkının hatırını sormayan bir liderin sonu budur.
ABD, yıllardır planladığı projeyi hayata geçirdi. 25 gün sonra Trump yemin edecek. Bekleyip göreceğiz, o bataklığı ne hale getirecek. Oradan İran ve Irak’a da aynı işlem yolda. İsrail, talimat bekliyor. *Siga siga* (Yunanca "yavaş yavaş")... Arapçası *Şivey şivey* imiş.
YARGI REFORMU
Bugüne kadar, sonuncusu dahil dokuz adet reform paketi Meclis’ten geçti. Reform ne demek, diye öğrenmek adına TDK’ya başvurdum. Ne diyor TDK, yazayım:
“Kamusal, idari ve ekonomik alanda yaşanan krizleri sona erdirmek için yapılan yenilikler.”
Dokuz reform paketiyle, TDK’da yazılı krizleri çözemedik ki dokuzuncu paketi yazdık. Sağlıklı bir ekonomi, sağlıklı bir hukuktan geçer, diyor bilim insanları. Einstein’ın dediği gibi: “Cehalet ne güzel, her şeyi biliyorsun.”
Karapara aklayanları serbest bırakıp, öte yandan iyilik yapanı hapse atıyoruz. Karısını sekiz yerinden bıçaklayan adamı salıveriyoruz. Küçük esnafı vergilerle cezalandırıp, büyük kazanç sağlayanlara vergi affı getiriyoruz. Sonra da 9 No’lu Adalet Reformu Kitabı’nı yayınlıyoruz.
Ben güldüm, ya siz? *“Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime…”* Ne güzel bir Türk Sanat Müziği eseridir, değil mi?
ÇİP
Yeni bir casusluk yöntemi gibi: Araçlara, benzin istasyonlarındaki pompalara ve ticari araçlara takılacak minik bir alet. Resmen ve alenen bir ajanlık faaliyeti! Bu çipi taktıranlar, araçlarında bir ajanı beraberlerinde taşıyacaklar.
Merak işte: Acaba gizlice kullandığımız başka unsurlarımızda da bilmediğimiz çipler var mı? Hani, mesela savaş uçaklarımızda, kullandığımız sağlık aparatlarında falan filan...