SGK EMEKLİLERİ ve DERNEKLERİ “İYİ UYKULAR”
“Ayaküstü uyutma” derler adına.
Emekli olduğunuz için size farketmez, uyuyorsunuz zaten.
Dernek bile uyandıramıyor.
Uyandıramaz çünkü Dernekçiler de uyuyor.
Sanki ANOFEL ısırmış, uyku hastalığına yakalanmışınız.
Hadi bende adını koyayım bari “SİNEK GRİBİ.”
Başlıca belirtisi:
1- Uyku hali
2- Ceplerin boşalması
3- Enayi yerine konma gibi şaşkınlık
4- Mide gurultusu.
Geçen ay bayram nedeniyle maaşlar üç gün önceden ödendi.
Haklı olarak BAYRAM ettiniz.
Emekli olup ta ferdi kredi borcu olmayan kaç kişisiniz?
Bayram öncesi kredi borcunuz kesilmeden tam maaş aldınız.
Aman ne güzel.
Bu ay maaş almaya gittiniz, gözünüz su bardağının çevresi kadar açıldı değil mi?
Neden?
Bir ay önce kesilmeyen kredi borcunuz, bu ay 30 gün gecikmeli olduğundan 60 TL. (60 milyo küsur) faiz ödediniz.
Devlet bunu atladı.
Banka ATLAR MI? Balık adam gibi daldı cebinize açıktan faiz aldı.
EMEKLİ DERNEKLERİ siz ne iş yaparsınız?
Tavla, okey oynamak için DERNEK kurarsanız binlerce emekliyi siz de uyku moduna sokuyorsunuz.
Devlet mutlu, emeklimi mutlu ettim diyor.
Banka mutlu, açıktan milyarlar götürdüm diyor.
Mutlu olmayan sadece “SİNEK GRİBİNE” yakalanan sizlersiniz, yani; “SGK” emeklileri.
Hani bir söz vardır, sözüm meclisten dışarı.
“Şey olduktan sonra semer vuran çok olur.”
TÖREN ve ÇİÇEK.... (manşet yanı)
29 Ekim törenleri çerçevesinde AKÇAY’da bir derneğe, “doğal çiçeklerden yapılmış çelenk koyamazsınız” şeklinde bir ifade ile müdahale edilmiş.
Anıtkabir’e konan çiçekler YAPMA çiçeklerden mi yapılmıştı? Böyle bir talimat olduğunu zannetmiyorum.
Böyle bir “ifade” doğruysa şaşırtıcı.
Başka bir nedenle çelenk koydurulmamışsa o neden? Açık seçik söylenemez miydi?
YÖNETİM GBT’si
550 Vekil bey var, bizi TBMM’de temsil eden.
409’unun dokunulmazlığının kaldırılması için dosyaları mevcut.
Başbakan hapse girdi, çıktı.
Cumhur’un başının partisi iki kez kapandı. Trilyon kaybı ile yargılansın mı, yargılanmasın mı? tartılışılıyor.
Anayasa Mahkemesi Başkan vekilinin hanımı Ergenekon’la yargılanıyor.
Yargıtay AKP ve DTP’nin kapatılması için dava açtı.
Danıştay Başkanı öldürüldü.
Belediye Başkanları Adalet koridorlarında.
GBT’yi gördünüz mü?
İş arayanın GBT’si bozuksa sokaktadır.
Ama velakin GBT’si bozuk olanlar 70 milyonun yönetiminde...
KİM BAĞIMLI, KİM BAĞIMSIZ ?
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Özbudun, “Askeri yargı sivil gibi bağımsız değil” diyor.
Hocadır.
Ne dese haklıdır.
Yok öyle şey..
Her hocaya hak verirsek..
Hak verilmez, alınır.
Bugün ne askeri yargı, ne sivil yargı bağımsız değildir.
Köy ortada.
Tabii kılavuz da..
DÜZELTME
31 Ekim Cumartesi günkü İSTİFA başlıklı yazımda, “İrtica ile mücadele suç mu? Anayasa ve diğer yasalarımıza göre suç” cümlesi sonundaki “değil” olması gerekirdi. Düzeltir, özür dilerim. Ayrıca “Argoyu küçümsemeyin” başlıklı yazımda da “belgenin YAŞ olduğunu cümlesinde YAN olarak dizilmiştir” düzeltir, bağışlamanızı dilerim.
DEVLETİ KAZIKLAMAK
Bu başlık altında yazıma kimseden TIK çıkmadı.
Hani şu “anlaşmalı boşanmayı” yapanlar.
Anadan, babadan maaş almak için devleti KAZIKLAMAK amaçlı, anlaşmalı BOŞANMA..
Seçilmiş ve atanmışların arasında bile olduğu söyleniyor.
OHA yani....
Hadi haciz, macizden kurtulmak için yapanlar yıllardır varlar da, anadan, babadan maaş almak için boşanmalar yeni İKONCANlar yaratıyor.
SEÇİLMİŞ de enteresan.
ATANMIŞ da..
Seçilmiş hepten enteresan, çuval içinden birkaçı iyi diye seçilen yani.
Ama baksanıza diş kıran mubarek..
Bakın etrafınıza arasında tanıdık mutlaka göreceksiniz.
Çıkarın baklayı ağzınızdan, hadi bakiimm!...
ÇÜŞ
RUS, Abramoviç bir öğle yemeğine 52 bin dolar ödemiş.
Tabii ki hemen basına malzeme.
Adam YETİMHANEDE büyümüş. Kazanıyor, acısını çıkarıyor.
Ya bizdeki DALLAMALAR..
KIBRIS’a kumar oynamaya gider, milyarlar kaybeder.
Sonları YETİMHANEDE, pardon ÇADIRHANEDE noktalanır.
Ters orantılı yani...
BÜYÜTEÇ
TOKİ. Edremit Toki Mahallesinin yolları gözden geçiriliyor mu? Bazı sızlanmalar var da.
Kış geldi, çattı..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır.
Mc DONALD
ADD’den AÇIKLAMA
“Cumhuriyetimizin 86. Yılı kutlamaları çerçevesinde, bu ülkenin gerçek sahiplerine yapılan engellemelerin kimlerden ve nerelerden emir aldıkları bellidir. Halkımız, artık bu siyasal iktidarın gerçek yüzünü görmeye başlamıştır.
Cumhuriyetimizi yok etmeye yönelik uygulama provalarını şiddetle kınıyoruz.”
ERDOĞAN ve POKER
Başbakan Erdoğan büyük oynamayı seviyor.
Karede oturanların ceplerinin, şişkin olduğunu bile bile gözünü karartarak varım diyor. Oyuna devam ediyor.
Riski alıyor.
Ekibinde bir Fatih Rüştü Zorlu gibi isim yok. Yani dışişlerinde vizyon sahibi eleman yok. Kıvrak diplomasisi yok.
Bunu ataklığı ile kapatmaya çalışıyor. Ekonomik gücü yok. Dışarı “Kol kırılır yen içinde kalır, misali TEĞET’le geçiştiriyor.
Ülke geleceğinin ne olduğuna dair kesin bir hedefi de yok.
Ama bunu sadece “Türkiye güçlü bir ülkedir” diyerek geçiştiriyor.
Oysa, içeride son derece basit olaylar çözümlenemiyor, halk ikilem içinde hangi statü ile yönetildiğini, geleceğinin ne olduğunu bilemeden yaşıyor. Kuş gribi, domuz gribi, yaş, kuru tahta faydaları bile çözümlenemiyor.
Yolsuzluklar önlenemiyor. Deniz Feneri sessiz gemiye yön veremiyor.
İçerideki RİSK, dışarıdaki boyutları her gün genişleyen riskle bütünleşince, Erdoğan masadan nasıl kalkacak merak konusu, öyle değil mi?
Riski göze alırsın ama, tedbiri de elden bırakmazsın.
Masadan kalkıp eve yönlendiğinde evin nafakasını ayırman gerekir.