KARAKOLLARA TARİHİ DOKUNUŞ Hürriyet Gazetesi’nin haberi bu başlıkla verilmiş ve şöyle devam etmiş haber: “Emniyet Genel Müdürlüğü 1300 polis Merkezinin Osmanlı ve Selçuklu dönemi mimarilerine uygun hale getirilmesini içeren projede düğmeye basıldı.” Ambalaj değişim projesi beni anladığım kadarı ile… İçi seni dışı beni misali… Bir yıldır Karakollardaki 1’e 7 kişi ile dayak olayı… Polisleri içtima yaparak apolet sökme olayı… Polislerin beylik silahları ile aile katliamı yapması.. Sadece pankart taşıdığı için, saçından sürüklenen kız öğrenciler. Neyse daha çok madde var ama neme lazım, hani… Bunların dışında: Polislerin kıyafetleri.. Tam bir fiyasko… İnşaat bekcisi gibi kıyafetlerle görev yaptırılan Türk Polisi… 10 metreden Polis mi geliyor Belediye Zabıta memurumu anlaşılamıyor… Şapkalar bez.. Çoğu giymiyor bile, haklı olarak utanıyor olmalılar. Türk Polisi’ne özgü bir kıyafet yaptırabilecek kadar parası mı yok Emniyet Genel Müdürlüğü’nün. Karakollara Osmanlı, Selçuklu dönemi mimari yapılaşma yapana kadar önce, ambalajın içini kaliteli hale getir… Polislerin çoğu aç yaşıyor.. Çocuklarını zor okutuyor… Osmanlı dönemi deyince pardon yani aklıma FALAKA dönemi felan geldi.. İster misiniz sorgu sistemi de değişsin?.. Neyse, bu proje beni olduğu kadar tüm vatandaşları da düşündürür… Kalite önde gelir… Aynı bizim zeytinyağımız gibi… Şık şişeler içinde karışık yağ konması misali… Birkaç yıl önce PEMBEKOL PROJESİ vardı, kendinize güveniyorsanız onu hayata geçirin. Bu projeye ne kadar para harcanacak bilemem ama, harcanacak para çöpe gidecek proje.. Onlarca genç psikolog iş arıyor… Karakollara birer psikolog projesi gerçekleştiriyoruz deselerdi, önlerinde diz çöker eteklerini öperdim… ===================00=============== MELİH GÖKÇEK VE HASAN ÖZEL… AK Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Vekili Edip Uğur, geçtiğimiz gün Kadıköy Belediyesi ziyaretinde “Hasan Başkan, Melih Gökçek’i geçti. Kısa zamanda büyük işler başarmış” deyivermiş.. AK Parti, belde Başkanı da oradaydı herhalde. İlçe Başkanı Yüzüak’ta oradaydı… Belediye Başkanı ya da iktidar partisinin belde ya da İLÇE Başkanı olmak, Padişah olmak değildir. (Burada Yüzüak’ı tenzih ediyorum)… Her kim olursa olsun önce basına saygı duyacak… Eleştiriye açık olacak… Hani derler ya belden aşağı… aha işte onun dışında halka hizmet mecburiyeti halka ve basına saygı mecburiyetini de beraberinde getirir… Herhangi bir belde, ilçe, il Belediye Başkanı, bulunduğu yeri cennete çevirse, şayet halka ve basına tepeden bakıyorsa benim nezdimde IIHHH!.. Melih GÖKÇEK, yıllardır yağdır mevlam su misali… Yazılanlara, söylenenlere kulaklarını tıkayarak koltuğunda oturmakta… Muhalefet partisinden Başkan olsaydı ne o icraatları yapardı ne koltuğunda oturabilirdi… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının durumu ortada… Geçenlerde, Harun Yüzüak’a hitaben bir mini yazı yazmıştım… Belde Teşkilat Başkanlarına çeki düzen ver şeklinde neden yazdığımı bile sormadı.. Hem Yüzak, hem partisi için faydalı bir uyarı yazısı idi.. Neyse şunun şurasında 365 güncük falan kaldı… Edip UĞUR, bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü misali, bu ziyaret bizi kenara bırakın valla Partilileri bile şaşırdı… ===================00=============== SAYIN TUNÇ ve SAYIN NADİ ÜNVER. Yıllardır yazdığım bir konu Cumartesi günü İzmir şehir merkezinde de gündeme gelmiş. Yani aynı sorun… Ben araştırdığımda, kaldırımın üstü zabıta sorumluluğunda, kaldırımın altı Emniyet Keşkilatının.. sorumluluğunda imiş. Ancak, halk bu sorumluluk hattını bilmez… Halk karşısında devleti arar.. Devletin, basit bir hizmeti ikiye bölünmüş bir şekilde ifa edeceğini kimse aklının ucundan bile geçiremez.. Böyle olmasına rağmen DEVLET BU HİZMETİ yerine getirememekte… Parkomat sistemi kış sezonunda sadece Edremit’te uygulanmakta… Akçay’da had safhada (özellikle 110 sk), Altınkum, Güre, Altınoluk aynen… Bakkal, kasap, manav, mobilya hangi sektör olursa olsun dükkanının önüne BABA koymakta.. O, babayı koyduğu yerin işgaliye ücretini ödüyor da mı koyuyor.. Devlet halkın hakkını korumuyor.. Kaldırım üstü… Kaldırım altı… Yaydım çayıra mevlâm kayıra… Lütfen yani… =====================00=============== DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER Suriye bilançosu 900 milyon lira imiş. By: Hürriyet’in haberi böyle… Bizden not: 75 milyon insanın ödediği para yani.. Bizim İktidar Uluslararası arenada iki elini göğsüne curarak övünmekte… Kuzu gibi milleti buldu övünür tabii el arabası ile düğüne gitmekte… Bu ülke de binlerce insanın bu paraya ihtiyacı var. 900 milyon lira ile kalacağı olmadığına göre, Banka ATM’si devamlı çalışacak.. Çok hayrını görürüz ya… Elma şekeri gibi yala yala kazığı elinde kalır. ====================00=========== ÇÜŞ YALAN DÜNYA.. Dizi adı ya… Valla etrafa bakındıkça bu dizideki yaşantıya özenmemek elde değil.. Ne demek istediğim anlaşılmıştır diye detaya girmedim. ====================000============= BÜYÜTEÇ KARASU- AK SU… Komisyon kuruldu. Bu konuda çalışma yapılacak-mış.. CEK-CAK’ın devamı… Denizin burnunun dibindeki köylerde Zeytinyağı fabrikaları.. Derelere, çaylara şakır şakır.. Kimsenin umurunda değil… Zeytinli’de Akçay Kızılkeçili’de, Güre’de fabrika yok mu? var. Karasuları nerede AKLAŞIYOR bilen var mı? Olmaz mı canım sağır sultan bilmekte. ================00============ KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir mevkiiye geçirin. TAGORE =============00================