DÜN BİR PRENSİP ADAMININ ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ İDİ.. (HAYRETTİN ARSLAN)
Yırtık ayakkabıları ile Kızılkeçili’den Edremit’e A-B’yi öğrenmeye giden… Akşam yine aynı yolu katederek köyündeki, kerpiç eve aç bi ilaç kavuşan… Cumartesi, Pazar günleri onun bunun zeytin tarlalarında marabalık yapıp, ev mutfağına bir lokma katkı.. İlk mektep Elif, ba’nın sonu…
Tabanları patlayıncaya kadar, ırgatlık… Otoriter bir ana, baba…
Gençlik yıllarında, kendi kendini eğitip, Türk Sanat Müziği ve köy camiinde müezzinlik.. Şimdiki teknoloji hak getire.. Minarede, bir eli kulak memesinde insanları mest eden bir ses… Baba otorite.
Teklif geliyor, sağdan soldan Konservatuar falan.. Iııhh!..
Yıllar böyle geçip giderken ehliyet alıyor.. Sırada kamyon şoförlüğü… Bir kaç yıl bu tecrübeden sonra, biriktirdiği paralarla kendine kamyon alıyor.. Ver elini nerede nakliyeci arayan varsa oraya..
Muğla’dan bile maden çekiyor.. Kazdağları’nın o günlerdeki tek araçlık yollarda koca AUSTİN’i dans ettiriyor.. Arka tekerin biri uçurumda hava dövmekte… Beyin olgunlaştıkça olgunlaşıyor…
O, yıllarda yüksek bürokratlarla Akçay’da kadeh tokuşturuyor.. Jandarma komutanı sanki kankası,
Nakliye işi olan, sadece ona haber salıyor..Onun için para sonra gelmekte.Ön planda verdiği söz ve işin gününde,saatinde yerine getirilmesi…
İş, işi çekiyor.. Usta kaptan bıkmıyor, direksiyon sallamaktan… O, salladıkça para onu takip ediyor.. Ara sıra zeytinlik, arsa falan alıyor, onu, başkası ile katlıyor… Sofraların da alasını kurmaktan kaçınmıyor.
Köyde, kimin zorda olduğunu bilmekte.. Bildiğinin üzerinden elini çekmiyor.. Her ihtiyacı olanın midesinde onun ekmeği.. Ama kimseye de belli etmemeye gayret sarfediyor…
Masasında olmayan bir kişi aleyhinde kimseye laf ettirmiyor.. O masada sadece sohbet.. Dedikodu falan asla…
Bir gün en iyi dostu ile hiç yoktan tartışıyor, dostunu yaralıyor… Kendini savunmadan kısa bir süre cezaevi günleri.. O devrin savcısı bile o kadar çok seviyor, sayıyor ki cezaevine gidip bir kaç saatliğine dışarı çıkartıyor biri iki kadeh parlatıyorlar…
Ağzından ne çıktı ise o’dur, onun için.. İnkâr yok… Bir İstanbullu arazi arıyor, yardımcı oluyor.. Alınan arazinin bakımı, ürün toplanması derken, bu adama köy içinde 5-6 parça yer alıyor. Bakımlarını üstleniyor, hatta adam İstanbul’da olduğundan emlak vergilerini bile kendisi ödüyor.. Bu araziler yine aynı ailede ve bugünkü değerleri trilyonla ifade edilmekte.. Adam Köyde yaptığı ve yazdan yaza geldiği evinin anahtarını teslim ediyor…
Sözünü esirgemediği, sözünün daima arkasında olduğu için sevmeyenleri de vardı… Köy kahvesinin büyümesi için kendi evinin bahçesinden bir parçayı bağışlayacak kadar tok gözlü..
Sabah, öğle ve akşam yemekleri aynı saatte yer. Her akşam evinin bahçesindeki minik havuzunun kenarında iki kadeh parlatırdı…
Atatürk, Güre’ye geldiğinde 6 yaşındaymış… Ata’nın gözlerini unutamam diyordu.. Sapına kadar Atatürkçü, yaşının önünde laik bir görüşe sahipti… Belediye Başkanlarından Hamdi Türe’yi delikanlağı zamanlarında tanırmış. Tuncay Kılıç’ın babası ve dedesine sağdıçlarım derdi… Şadan Aytaç ayda bir köye gelir hatırını sorardı… Bugün, Edremit’te iş adamı olanların %80’i çocukluğunu bilen yükselişlerini izleye bilen, kamyon şoförlüğünden elit bir hayat sürüşü vardı…
Keşke herkes onun gibi, (ben dahil) açık sözlü, sözünü esirgemeyen olsa…
Yüze karşı, söylemler, yazılıp çizilmeye benzemez… İnkâra açık kapı bırakmadığından her kelime yerini bulur… Özetlemek istedim bu mert insanı… O, insan benim babamdı( kayınpederim).. O, bir yıldır
KIZILKEÇİLİ kabristanında dualarımızla bugün bizi beklemekte… Allah’ın rahmeti üzerinde olsun. Allah herkesi onun gibi mert yapsın…
---------------*****************------------------
DEVLET, DEVLETİ TENZİH EDİYOR
Darbe ve muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet BAŞ “Milli Güvenlik Kurulundan,MİT’ten bazı belgeleri istedik alamadık. ”Devlet sırrı kapsamında” dediler” Şeklinde bir açıklama yaptı..
Bu komisyon TBMM bünyesinde oluşturulmuş. O, halde Devlet, devleti tenzih ediyor… Baykal bu komisyona ifade vermedi. ”Hukuksal yetkiniz yok” dedi… MGK ve MİT haklı çıkmış oluyor.. O halde bu komisyonun yaptığı, aldığı çalışma ve ifadelerin hiçbir anlamı yok… Zat-ı Alinizi tenzih ederiz sayın BAŞ ‘mı dememiz gerekiyor?
----------------------****************--------------------
DEMOKRASİYİ KİMDEN ÖĞRENECEĞİZ..***
Demokrasinin sahibi halktır… Onu yaşayacak olduğundan..
Demokratik hakları olmayan bir fert, ”ben demokrasinin olduğu bir ülkede yaşıyorum” diyebilir mi?
BDP’liler her cümlelerinde “demokrasi şöyle olmalı, demokratik hak, özgürlük” dersi vermeye çalıyor..
Bu demokratik haklarını, Molotoflarla dikte ettirmeye çalışıyor..
Molotofu kime atıyor..
Kendinden olmayan bir başka halk kesimine..
Molotofu yiyen halk, karşılık veriyor mu hayır..
Onlarda bu haklarını kullanmaya kalkarsa ne olacak?
İşte, BDP’nin istediği bu…
BDP, KÜRT KÖKENLİ, Türkiye yayılmış, iş güç sahibi olmuş, devlet yönetiminin bürokratları ile çok iyi dostluklar içinde hayatlarını idame ettirenler kendi saflarına çekebiliyor mu? Hayır…
Güneydoğu ve doğunun mezralarındaki okuması yazması olmayan çoluk çocuk kim varsa eline silah verip, “hak” arama sevdasında…
Bugün, Ege, Akdeniz, Kuzey Ege’deki birçok sektör bu KÜRT kökenli kardeşlerimiz, arkadaşlarımızla doludur.. Kimse kimseden şikayetçi değildir. Ben ne isem, ben hangi haklara sahipsem onlarda aynıdır.
Ha ben, ha onlar… Ama PKK ve Partisi bunlara kasden görmemezlikten gelip, ne istediklerini bilmeden insan öldürmenin dayanılmaz keyfini yaşamaktalar… İpin ucunu görür görmez suratlarında renk attı…
Öfkeyle kalkan, bunun zararını sineye çekmeye mahkumdur…
-----------------*****************-----------------
.ALTILI GANYANI TUTTURMAK..
Bu, sektör, tiyolarla ayakta durur. Tiyo, dayanışma olarak icra edilir…
İki gün önce, Hükümet Sözcüsü Arınç” Açlık grevi her an bitebilir”
Başbakan” evet söylediği doğrudur” diye teyit etti…
Aradan bir gün geçtikten sonra, İmralı’dan Grevcilere “Bırakın, yapılacaksa dışarıdakiler yapsın”
Şeklinde mesaj geldi..
Ve.. Tabii ki, grev sonlandı…
Kardeşi İmralı ya gitti, görüştü ve döndü…
Giderken, söylendi, söylenen iletildi ve söylenen karar verdi. Bu iş bu kadar basit.
Başarı gibi gösterilmesi, abesle iştigal…
-----***************--------------
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Yerli otoya karşıyım”
By: .Bir sanayici..
Bizden not: Anadolu yaptık,kıçımız tavana vurdu..İngiliz CORTİNA motorunu
Koyduk….Aradan çeyrek asır geçti yine yerli 4 teker hayali..
Şimdikine hangi markanın motorunu gaktıracağız? Ben sanayicimize hak veriyorum.
=====================00========
ÇÜŞ
Gitti, Şam geldi HAHAM….
============00000==========
BÜYÜTEÇ
Edremit Merkez İlçe ye adaylığını düşünen muhteremler,Bandırma ile yarışa girecek
İlçemize yakışın bir MEYDAN Projesi çizdirmeye şimdiden başlamalı..Öyle ya ÇAMLICA’ya cami Projesi iki ayda tamamlandı….Ama burası EDREMİT..PARA KIT…Eeee bi de buna rozet yarışını eklerseniz
Anca yetişir,,,
================0000============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Baykuşun kısmeti ayağına gelir
ATASÖZÜ
=============================00===============