SÖYLEYEMEM DERDİMİ KİMSEYE
Son günlerde, doğru olduğu kadar beni çaresizliğe iten eleştiri,talep ve “senin kalemine yakışırı ama yazımıyorsun” cümlesi ile korkaklıkla itham eder, mailler alıyorum……
Haklılık payı çok…
Çok ama,gel bakalım benim yerime bu köşeye otur….Dediklerini yaz….
İnternete düşen bölge ile,bölge yöneticileri ile ilgili bilgileri neden kaleme almıyorsun diyenler çoğunlukta……
Korkmak benim kitabımda yok…
15 yılı aşkın zamandır bu köşeyeyi ayakta tutabildi isem,kitabımda o cümle yok demektir…
Evim,basıldı darmadağın edildi.Eski Emniyet Müdürü Mehmet Yeler döneminde.Eksik olmasın ekibi ile gelmişti…Evde kayıp bir şey olmadığından” bu sana uyarı”demişti..
Arkamda ne kişi,ne bir kurum durdu…
Akçay,Yenimahalle’de otururken gece yarısı camlarım indirildi..Arkamda ne bir kişi ne bir kurum durdu.
Talan,edilen evimin kapısına dayanıldı,mezarını kaz diye bağırıp gitti,ben evde yokken kızım evde yalnızdı….Ne bir kişi ne bir kurum arkamda durdu….
Dağa kaldırmakla tehdit eden “ o kendini iyi bilir” hala,ortalıkta…Ne bir kişi ne bir kurum arkamda durdu…..
Bunlara neden olan,başkaları gibi kişisel menfaatlerim değil,sosyal yaralara değinmek,haksızlık ve soygunlara parmak basmaktı…Kafa kopartmayı beceremem..O da kitabımda yok….
Günümüzde, bana yapılan bu eleştiri ve tepkilere hak veriyorum ama artık usandım…
Yapanlar utansın…
Yapanları alkışlayanlar utansın.
Yapanları menfaatleri uğruna göğe çıkartanlar utansın..
Ben yazmamakla niye utanayım ki?
Ben kadı değilim ki, parmak keseyim.
Kesmeyenler utansın……..
Allah büyük bir imkan doğar,bir kitapcık yayınlayabilirsem tek tek dökerim eteklerimdekini..
Fakir fukaranın hakkı olan bir karış toprağın arkasında durdum,arkamda ne bir kişi ne bir kurum oldu.
Beni yazmamakla itham edenlere SORMA Hakkım doğmuş oluyor…
Peki, yazmamı istediğiniz kişi,kişiler,ya da kurumları benden çok daha evvel, tanımıyor musunuz…..?
90 yaşında emekli bir muhtar,köyünün hakkını savunmak için Bakanlıklar nezdinde dilekçelerle mücadele veriyor, siz internet denilen canavarla iç içe yaşıyorken eliniz armutmu topluyor?...
Birde kendinize sorun..Türkiye de basın özgürmü?
Yukarıda değindiniz konular yazılmayacak konular değil…Ancak kişilik hakları dışında dahi yazma hakkına sahip değiliz…Yine yukarıda eleştiri gönderenlerden bir okurumun değindiği konu,kişilik hakları dışında kişiliksiz bir yaşam tarzının kaleme alınması konusu..Ancak arkamda duracak bir deli kanlı varmı?
Bu nedenlerle konuya “Söyleyemem derdimi ağyar duymasın” şarkısının sözleri ile başladım..Anlarsınız ya!
=========================000===============
SOĞUK YÜZLÜ BİNALAR….
Bu binaları,birer mimari harikası dahi yapsanız, hatta Akdenizin bembeyaz evleri gibi ışık saçan cinsten yapsanız, ruhunuzu aydınlatamazsınız….
Adalet Sarayları ve Karakolları,aydınlatmak insanları huzura kavuşturmak için dünya çapında
Yarışma açsanız sonuca ulaşamazsınız…Karakolları, pembekol olarak değiştirmeye kalkan bir kamu görevlisi çok uğraştı ama,uğraştğı ile kalakaldı…
Ancak insan haklarının, insanı,insan yerine konduğu zaman aydınlığa kavuşur.Onu da biz göremeyiz.İnşallah gelecek nesillere nasib olur….
======================0000=================
SEVGİLİ YAY
Yani, yazmamak için çok sabrettim ama,bu kadar sabırda kimde var bilemem..
Kızılkeçili köyünde karşılaştığımız da rica ettim.”.SOBE isimli dergin gelmiyor,aydan aya benden esirgeme” dedim.Dergi sorumlularına üç beş kez telefon ederek rica ettim..5 ay oldu.
Tesadüfen bir kez elime geçti.Sindire sindire okudum..Köşemde övgüler yazdım.Ama sabırın bu kadarı da diyerek bu satırları yazıyorum..
Sevgili Selahattin YAY, Allah aşkına bulunmaz hint kumaşımı üretiyorsunuz?
Eleştirse idim belki kıymetli olurdum….
===================000===================
BÜYÜTEÇ
Temizlik işçileri…
Gece gündüz,pisliğin,mikrobun içindeler..Hiçbir sağlık garantileri
Yok..Maaşlarını bile bölük börçük alırlar…Sosyal güvencelirinden bile endişeliyim.
Bunlar da aile geçindiriyorlar…Aylık sağlık desteği verilse nasıl olur acaba?
Bu insanların çalışma koşullarını gördükce acı duyuyorum….
==================00=================
TAŞKARA
Eski Akçay Belediye Meclis üyesi Halim Taşkara,Kazdağı ve Madradağı Belediyeler birliğinin gezisine dahil olmuş..Bana gitmeyeceğini söylemişti..Oldum ya!
Edremit sofrası sahibi Aykut kardeşimizde maşallah tüm dış seyahatleri iştirak ediyor.
Çok okuyanmı çok gezen mi bilir derler ya…Geze geze bilgisini arttırmayı yeğliyor olmalı..
=====================00000================
EMNİYET BÜLTENİ
Edremit Emniyet Müdürlüğü, basının sağlıklı haber yapabilmesi için bülten yayınlaması
İyi olur kanısındayım…Edremit Türkiye de birçok illerden fazla günlük gazete yayınlanan bir ilçe…Gazetelerin branşlara göre muhabir istihdam etmesi hem eleman temini bakımından hem bütçe bakımından handikap teşkil eden konular..
Yazılıp,yazılmayacağını algılayan bir yönetim kadroları olduğuna göre,yayınlanmasında sakınca olmayan haberler konusunda yardımcı olur görüşündeyim….
=================00============
AYKUT DÜRÜST
Edremit Sofrasının,mutfağından yetişip,siyasetin göbeğinde buldu kendini..Cumartesi günkü fotoğraflara baktım bayağı adapte olmuş….Boyuna asılan çanta,başının tepesinde güneş gözlüğü,çantasından ucu gözüken uçak bileti olsa gerek,bir eli kot pantolonun cebinde..
İktidar Partisinden meclis üyesi olarak “ Edremit için ne yaptın”deme hakkımız olsa gerek….
Sınır ötesi her seyahate katılmayı ihmal etmiyor..Öyle ya çok okuyanmı çok gezenmi demişler….Dönüşlerinde Edremit’e ne getirdiklerini açıklayınca anlarız…
====================00=====================
ÇÜŞ
Ucuz döner at etidir..Yemek sanayicileri federasyonunun açıklaması..
Yerden göğe haklılar..Doğruyu söylüyorlar.Elalem tesadüfen ölür,biz tesadüfen yaşarız
Öyle değil?...
====================00================
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Atın ölümü arpadan pardon -döner- den olsun
===================00=======================
CAN YÜCEL
Dirisi ile baş edemediler,ölüsü ile uğraşıyorlar….Dinden iman dan bahseden gılır tüccarları..
===================000=================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
PKK’nın arkasında kimler var biliyorum…İmza Cemil ÇİÇEK.