MAĞDUR...
Mağdurdur bu yolda mağrur..
Vay benim canı tatlım vay..
Aslında çok iyi komedyen olur.
Aşcı, kabak oyacağı ile oyacak sanki!
Yahu KENEDY’i binlerce insanın arasından iki kaş ortası yaptı adam..
Evinin önünde kroki ile falan ne uğraşsın..
Merak bu ya!
Bu aşcının, elektrikçinin elinde kroki var mı?
Olay.
Can Pazarı değil!..
Olay.
Mixer...
Dünya standart kalitesine sahip olacakki ses getirsin.
Vatandaş et derdinde,
Sen mixerin kalitesi ile uğraşıyorsun.
NE DİYOSAM O (1)
İLAÇ MARKET
31 Aralık günü iki satırla “Nöbetçi Market” başlıklı yazı yazmışım.
3 Ocak 2010 günü Sözcü gazetesinde bir karikatür.
Bir eczane vitrini ve bir liste.. “Bu gece nöbetçi marketler.”
Ne diyosam O (2)
31 Aralık günü bu köşede “ÇÜŞ”lemişim.
Ne demişiz;
“‘Genel Kurmay’ aram yasal.”
O halde; Kozmik midir, kozmetik midir? Ne gerek var?
Ankara’nın en kıdemli muhtarına ver, o saklasın.”
2 Aralık Anahaber Bültenlerinde “mağdur” Arınç bey: “bana sokakta KOZMETİK MİDİR nedir diyor vatandaş.”
TEL-TEL’i yabana atmayın...
TEL-TEL, 2010’da içeri dönecek. Ucundan, yani Körfez’e kargalar da konuşur, kulağıma fısıldadıkları var da!...
HASTANE YILDIZLARI..
Dün ulusal’da bir liste yayınlandı...
Devlet vatandaşını öyle seviyor, öyle bağrına basmış ki iki günde onlarca hastanenin, onlarca kriterlerini inceleyip YILDIZ TAKDİMİNİ YAYINLADI..
Listeye şöyle bir göz attım...
Hiçbir emekli bu listedeki hastanelere AYAK BASAMAZ.
Ben böyle devleti nasıl sevmem.
Nasıl baştacı yapmam..
Ya siz?
SSK. Bağ-Kur, Emekli Sandığı. Yani topyekün “SGK”lılar.
Size hayranım, sizde sığdıracak yer bulamıyorsunuz ama, siz de ikili oynuyorsunuz.
Hastane kapılarında AZRAİLLE tokalaşıp, anlaşamayıp geri döndüğümüzde SANDIK başında AMPULÜ nerenize sokacağınızı şaşırıyorsunuz. Çoğunuza müstehaktır. Onunla da, onsuz da yapamıyorsunuz değil mi?
Tekel işçileri de aynı..
20 gündür sokakta yatıyor, CIZ CIBIL soyunuyorlar ama sandığa gidince, AMPULÜ gaci memesi zannedip, sarılıp yatıyorlar.
Sözünüzün.
Özünüzün arkasında durun...
YAĞMUR ve YAŞAM...
Belediyelerin BİRİNCİ GÖREVLERİ ALTYAPIDIR.
Son günlerde Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi KÖRFEZİMİZDE DE “sefiller” piyesi oynanıyor.
Altyapı yok. Yok olunca sahneye bu oyun konuyor.
Belediyelerin tümü FESTİVALMİŞ, eğlenceymiş bıraksınlar bu işleri. ALT kesimle uğraşsınlar.
Bir sezon FESTİVAL yapmamakla birşey kaybedilmez, tam tersine kazanılır.
Efendim sponsorlarımız var. Sponsor babasının hayrına keseyi açmaz. Örnekleri var.
Hatta bazı başkan adaylarına sponsor olup, kazandıktan sonra KARAGÖZ oyununun çöpe ip bağlayıp oynatması gibi oynayanları da...
Fuzuli tek kuruş halka ihanettir. Halkın ödediği vergiler hizmet olarak geri ödenmeli, değil mi?
Beldelerimizin hepsi düz arazi...
RÜYA BU YA !
Dün gece enteresan bir rüya gördüm. Bir Noel baba göğsünde kocaman 2009 yazılı şerit..
Tuttum kolundan KOZMETİK odasına tıktım, kapıya da kocaman asma kilit taktım.
Hayırlara vesile ola!..
ZEYTİNCİ YALNIZ ADAM
5,5 asit zeytini 2,5 TL’den alan fabrikalar, çaresiz kalmış üreticiyi sömürüyor.
Bir paket sanayağı alamazsın, 1 kg zeytinyağı parası ile.
Kim korur, kim sırtını sıvazlar, kim sahip çıkar..
Zeytin dalını barış, dayanışma sembolü olmaktan çıkartan zihniyet.
ÇÜŞ
“Ankara’da ne oluyor?”
Milliyet’in dünkü manşeti..
Ne oluyor?
Ankara’da MİSKET oynanır.
Kıvrak oynanır. Kıvrak kıvrak oynanır.
BÜYÜTEÇ
Ayvalık’ta işçi yüklü traktör dereye yuvarlandı.” Bizim gazeteden bir haber başlığı...
Hem yazılımda.
Hem uygulamada hata var..
İnsan yük değildir. Bu biir..
İkincisi, insanı çuval gibi taşımak suçtur. Bu ikii..
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Bizi esas yoran yaptığımız iş değil, yapmadan kenarda bıraktığımız işlerdir.
ESCHENBACH