BİZİM MAHALLE…..
Heyy gidi günler heyy!
O.,günleri anmadığım bir anım geçmiyor…..Delikanlılık dönemimin 8 yılının geçtiği günler nasıl unuturum.
İstanbul,Esentepe Gazeteciler mahallesi…Ülkeye damgasını vuran isimlerin kenetlendiği güzelim mahalle….Zincirlikuyu kavşağına 400 metre mesafede..Cadde tarafında 6 kattan oluşan 6 blok.Arkasında 50 müstakil bahçeli dubleks evler…..
Bizim mahallenin sakinlerine gelince…..
Aralarında arkadaşlarım, feyz aldığım bugün hayatta olanlar ve olmayanlar arasında, büyüklerim vardı.
- Şevket Rado
- Halit Çapın
- Hasan Pulur
- Kemalettin Tuğcu
- Turhan Selçuk
- Recep Bilginer
- Engin Bilginer
- Ümit Deniz
- Hikmet Ferudun ES
- Orhan Birgit
- Sedat Tuna
- Ergün Yılmaz
- Haluk San.
- Altan ERBULAK
- Halit KIVANÇ
- Baki Suha EDİPOĞLU
Aklıma bir çırpıda gelenler……Gelelim kimlerin kim olduklarına…
Şevket RADO: Rahmetli olalı çok oldu….Çemberlitaş semtinde bir tarihi binada SES ve HAYAT dergilerini süper kağıda basarak Türk basınında bir ilki başarmış gazeteci idi…Her iki dergide haftalık olmasına rağmen mevcut günlük gazetelerin tümüne sol çekerdi..Prensibinin başında “ bayat haber”
Sıkı yönetimi vardı…..”boş zamanlarında gel, matbaa kokusunu solu”diyen büyüklerimdendi..SES Dergisi, bugün dahi sanat hayatında olan film artistlerini yarışma sonucu. Türkiye ye kazandırmıştı.
Magazin muhabirliğinin taşıması gerektiği vasıfları ondan almıştım.
Hasan PULUR: Villa tipi evlerde oturuyordu..Milliyet Gazetesinin değişmez kaptanlarından..Oğlu da bgun Basketbol üzerine uzmanlaşmış spor yazarıdır….Pulur,birgün evinin bahçesini sularken beni çağırmış ve “ minicik bir ot parçası bile itina ister,bakıma muhtaçtır…İlgi ister..İnsanlar da böyledir..Kimsenin,kimseyi küçük görmeye hakkı yoktur” demişti…
Kemalettin TUĞCU: Aynı blokta otururduk.Oğlu Yaman TUĞCU arkadaşımdır..Yaman da gazeteciliğin o günlerdeki teknolojisinde cımbızla sayfa yapmasını bir yılda öğrenmiş idi..Rahmetli Kemalettin Tuğcu, kendisini evdeki odasına hapsetmiş bir yapıda yaşam sürmekteydi.Yemeği bile odasına götürülürdü.Son derece sessiz ve içine kapalı,herkesle sohbet etmezdi.Doğuştan ayakları sakattı…
Yazları, Kanlıca daki köşklerinde yıllarca kalmışlığım vardır…Aile yapısının olmasa, olmazlarını orada öğrenmişliğim vardır.
Recep BİLGİNER: Türkiye Gazeteciler Cemiyet Başkanlığı yapmış, ünü batı ülkelerinde saygı ile anılan bir TİYATRO yazarı idi…..Onun sayesinde tiyatro sahnesi bolluğu olan İstanbul da, oynayanlar kadar
İzlemeninde bir sanat olduğunu ondan öğrenmiştim…
Engin BİLGİNER: Recep BİLGİNER’in oğlu idi.Benim de sınıf arkadaşımdı…Aynı gazetede İstanbul EKSPRES Gazetesinde Emniyet muhabiri olarak çalışmıştık..Engin çok genç yaşında iki çocuğu geride bırakarak vefat etti..Türkiye de ilk yer altı dünyasının işleyişini kitap haline getiren gazeteci-yazar ünvanına sahip olmuştu…
Ümit DENİZ: Genç yaşta ölen, gözünü hiçbir şeyden esirgemiyen ve hala yeri doldurulamıyan bir polis muhabiri idi..Polisin aydınlatamadığı olayları aydınlatmışlığı da vardı..Bir dedektif tipi yaratarak dosyası kapanmış polisiye olayları romanlaştırmıştı.Kitabındaki kahramanı Murat Davman idi…
“ polis benim en iyi dostum,en acımasız düşmanımdır” derdi…
Sedat TUNA: Rahmetli babası, Ahmet TUNA’nın yetiştirdiği, ilkokul mezunu ama ödüllü FOTO muhabiri olarak dalmadığı olay yoktu.Çok sevdiğim arkadaşımdırBasın ŞEREF kartı sahibi olan Sedat ile halen görüşmekteyiz…Hürriyet Haber Ajansının değişmez muhabiri idi.Rus malı üstten bakma fotoğraf makinesi ile yapmadığı atrarksiyon yoktu.Kulakları çınlasın.
Turhan SELÇUK….Daima asık suratlı ama yüreği gani büyüklerimizdendi….Çizdiği çizgi romanla ün kazanmıştı……” biryantini az kullan yoksa model yaparım” derdi.
Haluk SAN: Osmanlı beyefendisi denilen tiplerdendi..Çocukla çocuk olmasını bilen,üşenmeden bilgi va yönlendirme yapan mükemmel bir büyüğümüz idi..Oğlu Faruk San ile hergün mutlaka bir,iki saatimiz birlikte geçer babasının arşivlerini karıştırır,merak ettiğimiz konularda notlar alırdık.
Ergün YILMAZ: Milliyet Gazetesine beni alan, ve ilk işe başladığım günün akşam üstü, dersane gibi önlü arkalı sıralanmış masalardan birini gösterek,” habereni o makinede yaz getir” demişti..Erica marka küçük bir daktilo….Haber kağıdımı eline aldı ve bir çırpıda 15-20 çizik attı…” acemi aşcının yemeği yenir ama acami gazetecinin haberini kimse okumaz,otur ve neleri düzelttiğimi incele”demişti.
Hikmet Ferudun ES: Ses ve Hayat Dergilerinde yazar,dünyada görmediği yer kalmamıştı….Gençler
“ bir sokağa çakılıp kalmayın..Beyoğlun da iseniz,orada işiniz bittiğinde gidin Beykoz’a,gezen adam
Çuvalla kitap okuyandan daha bilgi sahibi olur derdi”
Orhan BİRGİT: Halen Basın konseyi Başkanı…Geçenlerde gazetelerde fotoğrafını gördüm.Sanki o günlerdeki fizik.Hayret ettim.O tarihlerde, KİM isimli siyasi bir aylık dergi çıkartıyordu.İsmet İnönü
Ve diger Sol siyasilerle olduğu kadar diğer kanat siyasiler ile de iç içeydi….Ankara dan pek ayrılmazdı,
Bizim mahalleye geldiği zaman “ kendimi yazlığıma gelmiş hissediyorum” derdi….Bana “ sende sol kanat oyunculuğu sezinliyorum, dergiye uğra tembih edeceğim,her sayıda hiç olmazsa bir haberin çıkacak.haberin olsun” derdi…..
Altan ERBULAK: Türkiye nin yetiştirdi büyük karikatürstlerinden..Aldığı yarım beygir gücündeki motorsikleti çalışmadığı zaman önüne kim çıkarsa çıksın ittirttirirdi….Çok erken rahmetli oldu..
Birgün yine motoru çalışmadığı anda karşısına Halik Kıvanç çıkar.Onu ittirtirken koltuk üzerine eli koyarak itmeye çalışan ünlü spor yazarı ve spikeri Kıvanç’a “ ya abi ekzosu kapatıyorsun nasıl çalışır bu meret” der…Yaşamı ne şekilde ise çizerliği de öyle neşe dolu bir insandı…
Halit KIVANÇ: Eski hukukculardan, doğuştan kekeme ..İradesi ile deniz kenarına giderek ağzının içine çakıl taşları koyarak kendi kendine konuşarak, tedavi etmiş bir inatcı irade…..Futbol maçlarının değişmez sunucusu,dile kolay….
Foto muhabiri Sedat Tuna’ya “ oğlum maçlarda hep zayıf takımın kale arkasında duruyorsun,top yuvarlak nereye gireceği belli olmaz”demiş…Sedat, Fenerbahçe-Vefa maçında Fener kalesi arkasında
Durdu..Ve maç 1-0 Vefa’nın galibiyeti ile sonuçlandı…Ajans muhabiri olan Sedat aldığı primle “ Halit abisine bir kravat almıştı…..
Baki Süha EDİPOĞLU: Şair-yazar-İstahbul Radyosunun Müdürü idi..Oğlu Fatih EİDPOĞLU ATV ve STAR TV’lerinde Genel Müdürlük yaptı..Küçükken bisikletimin önüne alır dolaştırırdım…Rahmetli Baki Süha bey, bana flar bağlamasanı öğreten, hangi gömleğe ve cekete ne tip flar kullanılması gerektiğini dikte ettiren bir büyüğümdü..O tarihlerde yazdığım şiirleri mütavazi bir şekilde üşenmeden okuyan,düzelten, yönlendiren bir büyük yürekti…
Neler,neler anlatmakla bitmez…Bir de şimdiki yaşantıya bakıyorum….Dijital fotoğraf makinesinden başka bir ilerleme yok…Onu da yüzlerine gözlerine bulaştıranlar çamur deryasında debelenmekteler…..Yazık….Diitalin dejenarasyonu……
=======================00====================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“ Niye düştün?”
Soru sahibi: ADALET
( Oğlun kayıt parası için okulun halılarını yıkarken düşüp
Felç olan kadına Adalet bu soruyu sorarak ondan masraf
Parasını istemiş)..Adalet…Kestiği parmak acımazmış,kanamazmış
Falan..Geç bi kalem…..)
===============0000================
ÇÜŞ
“Bizde muhalefet beyaza siyah der”Başbakan, her zaman
Yaptığı gibi yurt dışında kendi iç meselelerini dile getirmekte
İç sorunlarından şikayetci olmakta.
Bu cümlede bir tenakuz görüyormusunuz?
Adı üstünde muhalefet..Beyaza,beyaz dedikten sonra muhalifliği nerede
Kalıyor?
===================000=================
BÜYÜTEÇ
UÇAKLA İLAÇLAMA TARİHE GÖMÜLDÜ.
Benden bir müjde daha….Müjdemi isterim..Özellikle ARICILAR
Sevinecek..
=============000=============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Göğe direk, denize kapak olmaz
ATASÖZÜ
==================00=============
MİTİNGLERDE KÜRTÇE PROPAGANDA
CHP,Gurup Başkan vekilleri,İNCE ve HAMZAÇEBİ bu konuda bir kanun teklifi vermişler…
Oy,avı beceri ister..Her eline tüfek alan avcı olabilirmi?Bunlar acemi avcılar…..
Karşı savunmaları mutlaka şöyle olacaktır:
“ Türkçe bilmeyen Güneydoğu ve doğu illerindeki vatandaşlar ne söylendiğini anlamıyorlar,kendi dillerinden konuşmalar yapılmasında fayda var” Başka çıkış noktası bulamazlar…..
Cumhuriyet tarihinde kaç iktidar değişti…Ne eğitim düzeyi,bir düzeye getirildi.Ne yaşam tarzları..
Türkiye de okuma yazma bilmeyenlerin gerçekci sayısı bellimi?Neden nüfus kağıdında T.C yazanlara
Okuma yazma öğretilmedi…..Nedene Muhalefet olarak bugüne kadar bu konuya eğilmediniz?
Türkçe eğitime ön ayak olacağınız yerde işin kolayına kaçıp,KÜRTÇE propaganda serbest olsun deme
Biraz olsun abes değilmi?
========================000===============