İdam geri gelsin mi? Gelmesin mi? diye düşünürken, sehpanın alt yapısını düzene sokmak gerekir..
Yani:
Sehpaya çıkan, çıkmasını bilir.. Alt yapı eksikliği çekenler bilemiyorlar..
Mendil satan küçük çocuğun ana-babasının kodese alınması…
Travestilerin saçlarının sıfıra vurulması…
Bir ekmek çalan çocuğa 12 yıl ceza verilmesi…
Kişilik haklarına saldırılar…
Aynı suçu işleyenlere değişik ceza verilmesi…
Deniz Feneri gibi tankerle para kaldıranların es geçilmesi…
Mahkeme davetlilerine SANIK ibaresini yazılması… (suçu sabit olana kadar..) karnesine ters düşme…
Gibi misaller sıralanabilir…
Yani ADALET terazisinin garanti belgeli olmaması…
Malum, garanti belgeli ürünler halk tarafından tercih edilmekte…
Anayasa nasıl baştan aşağı yeniden yazılıyorsa, tüm ceza kanunlarının yeniden yazılması kaçınılmaz olmuştur… Şart olmuştur..
Günlük yaşamımızda onlarca abuk sabuk mahkeme kararlarına tanık olmaktayız…
Yorumsuz, içtihatsız, net. Halkın anlayabileceği tarzda yeni baştan yazılmalı.
Halk, kendisi hakkında lehte ya da aleyhte bir kararı kendisi onamalı… Yani “benim bu suçu işlemediğim onaylandı” ya da “ ben bu suçu işledim, aldığım karar, bu suçumun karşılığıdır” diyebilmeli…
Mapushaneden, çıkan CEZA HUKUKCUSU olarak, çıkmamalı…
Geçmişte, kendi arabasını yakan bir vatandaş hakkında “kamu malına zarar vermekten” dava açılıyordu… Şimdilerde Molotof kokteylleri ile dükkân ya da dükkânlar yakılıyor, yakan yakalanıyor, bu suçtan ceza almıyor… Serbest bırakılıyor… Kendi kullandığı aracı ile devlet malı olan, mesela elektrik direğini devirenden zarar ziyan tahsil edilirken, ortalığı yakıp, yıkana elin sağolsun denmekte.
Sehpaya, gelince…
En kaliteli ağaçtan yapılması gerekir…
Perşembe akşamı anahaber bültenlerinde, marketi Molotof ve benzin bidonları yakan canavarlar, içerideki hiçbir günahı olmayanları öldürme amaçlı saldıracaklar “ooo.. Hoşgeldin eyi yaptın birader” diyeceğiz.. Ve bunun adını-hak arama- koyacağız… Bu saldırıda marketteki çoluk, çocuk, kadın erkekler ölseydi ne olacaktı?
İpin ucunu göstersen kaçacak delik ararlar…
İpin, İngiliz siciminden olması AB malı kullanmamız nedeniyle onay alabilir…
Benim insanımın canını Batılı cengaverler mi veriyor… AB’ye ters düşermişiz.. Düşsek ne olur düşmesek ne olur?.. Mühim olan başımızın öne düşmemesi…
Giyotin’i unutmadık..
Canlı canlı, aslanlara atılanları unutmadık..
Daha beri olan, Hitler’in canlı canlı fırınlarda insan yakmasını unutmadık…
Üç ay önce Amerika da bir özürlünün infaz edilmesi hiç unutmadık…
Her millet kendi yasasını yapar… Süfle veya dikte edilerek devlet idaresi olmaz..
ERDOĞAN YERDEN GÖĞE HAKLI… Geri adım atarsa bu kez “yemedi değil mi?” diyecekler…
Ancak yukarıda değindim gibi önce ceza kanunu yeni baştan yazmak şart.
=======================000=================
ŞAM’DA SON TANGO..
ESED, Marlon’u da geçerek, TANGO SHOV yaptı… Gazeteci Cüneyt ÜNAL’ı, CHP’li vekil heyetine teslim, etti… Hükümetimizin dans pistini beğenmeyip, ŞAM’daki dans salonunda SHOV’unu sergiledi… Dost kazığı dediğin böyle olur… Erdoğan ve ailesi “dostum” diyerek evinde ağırladığı
ESED, efendiden çok fena tango, çelmesi yedi… Şam’ın şekeri senin olsun diyerek ya susacak, ya da
Kazık böyle atılmaz, “al sana ANKARA, misketi” diyecek
==========================00===============
BELEDİYELER RANT PEŞİNDE…
Bu ifade, Balıkesir AK Parti Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edip UĞUR’un…
AK Parti, madem bu düşünceye sahip, neden kaç yıldır elinde bulundurduğu devlet yönetimini kullanarak, yıllar boyu süren bu soruna çare üretemedi… Uğur’un bu ifadesinin hedefinde, kendi partisinden olmayanlar var… AK Partili hiçbir belediyede ifade ettiği “rant” sevgisi yok mu?.. Sadece AK Partili Belediyeler sütten çıkmış ak kaşık olarak lanse edilmeye çalışılmakta…
Belediye yönetim kanunu aynı ceza kanunu gibi sil baştan yapılmalı.. Ek maddeler ilave edilerek düzenleme olmuyor…
Bu işin temelinde belediye Başkanlarının partili olması yatmakta…
Belediye Başkanları bu durumda, personeli bile kendine tavsiye edilenleri almakta.. Boynu bükük olduklarına karşı vefa borcunu ödeme zorunda kalmakta… Yandaş denilen sistem böyle oluşmakta..
Belediye ye alınacak üç beş kenef kâğıdı bile, yandaş esnaftan alınarak, particilik yapılmakta.
Bu kokuşmuş sistem, baştan aşağı değişmeli… Ayağına giyecek ayakkabısı olmayanlar model araca binmeye başlamakta… Hesabını kim soruyor?.. Kimse…
Allah yolunda olan bir kişi bile Belediye Başkanı olsa, bir kere o makamın adı çıkmıştır. Kimseye ben temizim diyemez, kabul ettiremez.. Adı çıkmış 9’a inmez, 8’e…
Öyleyse, bu işi kökten kazımak gerekir…
Avrupa’da sayısı belirsiz Belediye Başkanları bisikletle işlerine gidip geliyorlar… Bizde sidik yarışı..
Tantana, şatafat…
Neymiş efendim? “bir tanrı misafiri gelirse ŞEHRİMİZE YAKIŞAN BİR MAKAM olması gerekirmiş…
İTALYA… Mobilya sektörünün dünya çapında üne sahip ülkesi…
Ne kamu yönetiminde, ne de Özel sektör yöneticilerinin makamlarında lüks göremezsiniz..
Uzağa gitmeyin, gidin İstanbul’a… BANKO Dİ ROMA, Bankasına… Lüks görecek misiniz?..
Balık baştan kokar.. Belediye Başkanları da haklılar…
Generallerimiz… Sektör Asker…
General dahi olsa mesaiye kıt’a elbisesi ile başlarlar… Kıt’a elbisesi ile son model araca neden binerler… Özel günlerde, makul bir makam aracına eyvallah…
Deden çarik giyerdi, bunlari unuttin mu? Karadeniz türküsü misalidir bizim çalışma hayatımız…
Türkiye’de yapılan israfla bir TÜRKİYE daha kurulur…
2500 civarındaki Belediyelerin yönetim kanunları acilen baştan aşağı değişmelidir.. Özellikle tüm İHALELER, YETKİ DIŞINDA BIRAKILMALI… İhtiyaçları İLLER Bankası kanalı ile yapılmalıdır..
Edip Uğur, bu rant kapısı olarak gördüğü belediyeleri, TENZİH cümlesi ile süslemeliydi…
=============================000=================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
By: Önce Körfez haberi..
Bizden not: Operatörler, cep telefonu pazarlama şirketi gibi oldular.
Kime ne gaktıracaklarını şaşırıyorlar… Reklamlarında “en uzak nokta bende”
demeleri için Kansorejenli dalgalarını dikme yarışındalar..
Önce para, sonra kanser.. Devlet olarak da denetlemedikten sonra, meydanı boş
bulan doğal olarak AT koşturmakta… Dehh yavrum..
================0000==============
ÇÜŞ
Edremit’e üniversite yapılıyor, diyor Edip UĞUR…
Edremit’te SORBON vardı da biz mi okumadık… Nereye yapılıyor acaba?
Bir yıldır, Devlet Hastanesi’ne yer bulamayanlar, Üniversiteye yeri nerede buldular acep.
=============================0000=================
BÜYÜTEÇ..
Körfezimizde Balıkçı esnafı desteklenmeli. Koruma altına alınmalı.
Seyyarlara bir çare üretilmeli… Körfez kıyısında yaşıyoruz en pahallı balığı biz yiyoruz.
===================00============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Erkek aslan, aslan da, dişi aslan aslan değil mi?
DEYİM
=======================00=============