BU NASİHAT, TAM BAYKAL’LIK
Rahmetli babamdan bazı notlar kalmıştı. Bu yazacağım not kendi el yazısı ile yazılmış bir nasihattır… Nüfus kağıdımı nasıl saklarsam, onu da öyle saklıyorum. Sizlerle paylaşmak istedim..
Mal ve mülke mağrur olma..
Deme ben gibi..
Bir muhalif rüzgar eser..
Savurur harman gibi
Dünya malı elde iken düşmanların dost olur
Elde bir şey kalmayınca
Dost bile düşman olur……
Nasıl beğendiniz mi…? Tam yerine oturdu gibime geliyor.. Hey gidi hey.. Allah’ın rahmeti üzerine olsun…
KİPA VE HASTANE GİRİŞİ
Bu alışveriş merkezine giriş çıkışı sağlayacak yol güzergahının düzenlemesi, bu firmanın girişimleri sonucu yapıldı.
İyi güzel de, aylarca hastane girişi için neden bir Kamu kurumu çok sayın T.C. Karayolları’na başvurup, yaptıramadı.
Bu konu ile ilgili çok mail ve faks aldım. İşte bir tanesi..
Buyurun okuyun:
“Sn. Uğur Tarıman;
20 Mayıs 2010 Perşembe tarihli gazetenizdeki köşe yazınızda ‘Kipa’ya özel ve de güzel hizmetler’ konusunu okuduktan sonra, sizin de her zaman kaleme aldığınız şu bizim Devlet Hastanesinin girişindeki kavşak. Yahu bu ne zor işmiş. Koskoca bir teşkilat, bu işe bir çare bulamadı! Herhalde birkaç kişinin o kavşakta soyulmasını bekliyorlar ki, utansınlar! Yazıktır bu millete, bu kadar da olmaz. Yok mu bir milletvekili, başkan, kaymakam vs. Biz size birşeyler söyleyip yazarken çekiniyoruz, biri çıkar ortaya da sana ne der, diye. Ama bu işin şakası yok. Kim, ne derse desin. Cevabını vermeye hazırım. Bu davranış millete saygısızlıktır. Yönetenlere de ayıptır. Saygılarımla.”
ÇEVRE… YANİ SAĞINIZ SOLUNUZ SOBE!..
Anayasamızda diyormuş ki; “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın görevidir”..
Ben demiyom.. Anayasanun 56 no’lu maddesi diyor..
Temiz çevrede yaşamamızın hak olduğunu söylüyor.. Hak verilmez alınır, derler ya da hakkımı yiyen süpürgenin sapını yesin der birileri..
Hep hakkımızdan bahsederler ama o ‘HAK’ kelimesinin anlamını bilmezler.
Etrafımızı mok götürüyo… mokkk!!!!!
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Hiç kimse sizi kendinizi iye hissettiğiniz zaman terk etmez.
LOFTA
BOR VE TORYUM
Bu iki maden topraklarımızın altında yatıyor.. Dünya’ya hükmedecek bir ülke olmak varken dirayetsizliğimizden ona buna boyun eğip, avuç açıyoruz.
Bor…rezervimiz….Dikkat…. 1 milyar ton ederi….. 1 trilyon DOLAR..
Karşılığını yazacak hesap makinesi var mı?
Toryum…rezervimiz.. 800 bin TON..
Ederi…120 trilyon DOLAR..
Kim takar ARAP ÇOCUĞUNU, KİM TAKAR ÇEKİK GÖZLÜYÜ, KİM TAKAR ESKİ ORAK ÇEKİÇCİYİ.. Amma velakin biz dirayet ve cesaretten yoksunuz.. ÇIKARTAMAZSIN EFENDİ, TEPENE BİNERİZ..derler.. Öte taraftan arabulucu olarak bizi kullanırlar. Uranyum takası yaptırırlar… Aç karnına ÖĞÜNÜR DURURUZ.. Kürsüye çıkıp mangalda kül bırakmayan agalarımız, saf insanlara büyük işler başardık, namımız yürüyor diye kandırmaca oynarlar… Yerse, yemezse..
Ankara’nın Dikmeni
Oy atmazsan öperim seni…
AL SANA REFERANDUM
Türkiye’de ilk referandum, 1961 Anayasasının kabulü sırasında gerçekleşti. 9 Temmuz 1961’de halk oylamasına sunulan Anayasa yüzde 61.7 oyla kabul edildi. İkinci olarak 12 Eylül sonrası 1982 Anayasası 7 Kasım 1982’de halk oyuna sunuldu. Yüzde 91.37 oyla kabul edildi. 1982 Anayasası ile getirilen siyasi yasakların kaldırılması için 6 Eylül 1987’de referandum yapıldı.
Yasaklar yüzde 50.16 ile kaldırıldı. 1988’de Yerel Seçimin 1 yıl erkene alınmasına ilişkin anayasa değişikliği yüzde 65 oyla reddedildi. Seçimler zamanında yapıldı. Son referandum kararını Cumhurbaşkanı Sezer, milletvekillerinin ödenek ve yolluklarına ilişkin Anayasa değişikliği 22 Ekim 2001’de referanduma sundu. Ancak TBMM gerim adım atınca referandum kararı ortadan kalktı.
Ve yıl 2010. Yine referandum ufukta… Anayasa değişikliği… Haydi koçum kim geçer seni be, Halk ne derse o…
GEL ZAMAN, GİT ZAMAN
Ufukta bir referandum daha olur mu?
Neden olmasın?
Çankaya…
Erdoğan mı çıksın?
Gül’ün görevi uzatılsın mı?
Her kafadan ses çıkacağına halka çıkarsın..
Belki o halk ikisini de istemeyecek..
O halde bu işi halka soracaksın..
Haydi referanduma..
Basit bir referandumun maliyeti 50-55 trilyon civarında… Koymaz bize canım..
BÜYÜTEÇ
Kadıköy Belediyesi’nde enteresan hareketler var?
Neler oluyor bize, der gibi olduk…
Başkan, açık seçik kamuoyuna açıklık getirme zorunluluğunda bir mevkiidedir.
Halk, soruyor. Bilgilenmek istiyor.. Bilgilendirmek mecburiyeti var.
ÇÜŞ
ANONİM, CD yok satıyormuş..