GÜNLERDEN CUMARTESİ
Hal böyle olunca, aktüel, entel falan feşmekanla günceli güdümlü olarak irdeleyelim.
Efendiim:
Bir köyle ilgili nüfus kayıtları incelenmektedir.
A isimli köylünün kayıtlara göre bu kişinin ölmüş bir kardeşi olduğu yazılmaktadır.
Ölmüş kardeşinin kayıtlarına bakıldığında ise hiçbir kardeşi olmadığı yazılmaktadır.
Her iki kayıtta yazılanlarda doğru olduğuna göre durumu nasıl açıklarsınız?
Bu mantık sorusunu cevaplayabilmek için seçim dönemlerinde ki uygulamalara kafa yormak gerekir.. O HALDE; Ölen kardeşin öldüğünde kardeşi yokmuş, öldükten sonra doğmuş. Tamam mı?
KON KADISINA SORMALI
Büyük bir banka soygunundan sonra dedektif memurlardan soyguncuyu tarif etmelerini ister.
Veznedar: Soyguncu kısa boylu, ceketli, şapkalı ve gözlerinin rengi siyah.
Sekreter: Orta boylu başında şapkası ve üzerinde yağmurluğu bulunmakta. Gözlerinin rengi yeşildir.
Müdür: Ela gözlü, uzun boylu, mavi gözlü, ceketli ve şapkasızdır.
Kapıcı: Uzun boylu mavi gözlü ceketli ve şapkası vardır.
Bu üç tanıktan biri doğru üçü yanlış saptama yapmıştır.
Gerçek tarif hangisidir?
Kon kadısı bu işin altından nasıl kalkar. Gizli tanık bulur ve doğruya ulaşır.
Müdürün dediği gibi adam şapkasızdır. Demekki müdürün diğer saptamaları yanlıştı.
Kapıcı, ceket ve şapkada yanıldı. O halde soyguncunun ceketi olmadığına göre, yağmurluğu vardır.
Sekreter yağmurlukta haklı, diğerlerinde yanlış saptamıştır.
Veznedar, soyguncunun boyu kısa.
Bu saptamalara göre..
Soyguncu mavi gözlü, kısa boylu, yağmurluklu ve şapkasız.
Gizli tanık olayı çözmüştür, kon kadısı tanığın hayati tehlikede olması nedeniyle kimliğini açıklamama karaı verir.
BU MANTIK SORUSUNU, ARINÇ BEY’E SORMALI
“Ben sadece sakallıyı tanıyorum” dedi.
Esin:
- Adı neydi?
Zeynep:
- Kendin bul diyerek ekledi: İkisi evlidir. İkisi mavi gözlü, ikisi sakalsızdır. Sakallının kahverengi gözler vardır, Ahmet’in karısı Okan’ın kız kardeşidir. Bekar olan ile Yusuf’un
gözleri aynı renktir. Üçü de delikanlı çocuklardır. O HALDE SAKALLININ ADI NEDİR?
Cemaat babaları toplanır ve Arınç bey’e haber uçururlar.
Ahmet evli. Yusuf bekar değil. Demekki Okan bekar.
Okan ve Yusuf’un gözlere aynı renkte, yani mavidir.
O halde Ahmet, kahverenkli gözlü ve sakallıdır.
Şeytani bir mantık sorusu ancak böyle çözülür.
AKÇAY’DA BİNA RENKLERİ
Belediye Meclis kararı alınmıştı. Binalar ya beyaz olacak, ya beyaza yakın açık renk. Yeni yapılan binalar var. Daha içine girilmemiş olanlar. Bu karar çerçevesinde mi, değil mi? Meclis üyeleri hiç mi Akçay’da dolaşmıyorlar… Haa Meclis kararında sadece DIŞ CEPHE NE RENKTE OLURSA OLSUN, ELİ YÜZÜ TEMİZ DÜZGÜN OLACAK DENSEYDİ, AMENNA..
Mesela Tansoy’un karşısında yapılan yeni bina.. Eli yüzü temiz ama, Meclis kararına uyuyor mu? 117’nin Cumhuriyet Bulvarına çıkışta köşedeki devasa binanın dış cephe rezaleti. Onun tam karşısındaki köşe, devasa binanın rezaleti gözlerden nasıl kaçıyor? Hani boyatmayana ceza kesilecekti?
Bir karar alındı mı, onun arkasında durmak gerektiğine inanıyorum. İnancımın arkasındayım.
ÇÜŞ
Hasan Celal Güzel, “Bugün yapılanlar hukuk içinde” şeklinde HİT olacak bir açıklama yapmış. Ah bir de hukuku tarif etse çok hoş olacaktı.
BÜYÜTEÇ
Teşekkürler Sn. KILIÇ.
Günlerdir yazdığım Devlet Hastanesinin E-87’den giriş yolunun sağlam insanı hasta edecek durumdaki haline, Edremit Belediye Başkanı KILIÇ el koydu ve 11 Mart Perşembe akşamüstü Fen İşleri Müdürlüğü gerekeni yapmak üzere ilk müdaheleyi yaptı. Cuma günü de mıcırı dökülecek.. Karayolları utandı mı acaba..?
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Sevinç kapısının anahtarı, sabırdır.
W. JACOBS
BÖYLE BOMBA SEVKİYATI OLMAZ
Zaman Gazetesi’nin Manşet başlığı..
Ya nasıl olur?
İlk kez mi olmuş?
Sivil kamyonla taşınmazmış.
Ya neyle taşınır.?
Açsana be adam, aç…
Malın sahibi. Mal benim. İşte benim olduğuna dair belge, işte ıslak imzam..
İlk kez yapılan bir uygulama değil diyor, malın sahibi.
İlla ki öküz altında bir bok arayacaklar.. Ellerine sözde koz geçti. Şimdi öz de koz arayış peşindeler..
DENİZ FENERİ VE ERDOĞAN
Devletlum Perşembe günü deprem bölgesine gitti.. Zedelere hitaben konuşma yaptı..
Yardım elini uzatan birkaç kurumun adını saydı. İşte dur orada. Durdum, bu sayılanların arasında DENİZ FENERİ de geçti… Yıkılmadı ayakta der gibi.. Nasıl telaffuz edebildi anlamış değilim…. Kutluyorum kendisini….
BEN DE KUNTA KİNTEYİM
SSK emeklisinin isyanına, Başbakan insanlarla dalga geçer gibi “bende Kunta Kinteyim”
diyebiliyor…Ne mütevazi Başbakanımız var değil mi? İçime sokasım geliyor..
Hani bir TSM eseri vardır… İsyanı bırak, gel de bu son besteyi dinle.. Vatandaş isyan ediyor, Sen 9/8’lik oynuyorsun. Nasıl sevmem seni..