Maşallah diyerek dilimizi ısıralım… Arşiv dağarcığında neler saklıyor, neler…
Öcalan’ın gençliğinde beş vakit namazını kılan içine kapanık, masum bir genç olduğunu söyleyen
İktidarın güçlü ismi “Öcalan’ın dağa çıkmasına neden olan karanlık güçlerin irdelenmesi gerekir” diye de ekleme yapmış… Deniz GEZMİŞ ve arkadaşları da başarılı bir Üniversite öğrencileri idi… Onları da sokaklara döken karanlık güçlerin irdelenmesi gerekmiyor mu?
5 vakit namaz kılan bir insanın, sonradan 30/40 bin insanı öldürme emrini nasıl verebilir?..
Bu tür bilgileri, bugün mü öğrendiniz? Neden bugünlerde dile getirilmekte..
Uçakta, gözleri bağlı olarak özel TİM ile birlikte çekilen fotoğrafları servis ederken neden bir alt yazı ile bu tür bilgilendirmeler verilmedi?..
Kaç yıl geçti aradan, kaç litre su aktı köprülerin altından?
Eee… Bekleyip görelim, hamurun yumuşatılmasını… Yalnız una fazla su katılırsa cılk olur. AMAN DİKKAT HAAA…
===================00============
UÇTU UÇTU MİNARE UÇTU..****************************************
Bitlis’te 5 minare artık 4 minare..
Koca minareye ne oldu? Kim yıktı? Diyelim ki yıkıldı.
İyi de kardeşim bu minarenin en kazını kim kaldırdı?.. Orada dur, hemen hürafelere kulak ver…
====================000===============
TUT TESTİNİN SAPINDAN VUR DUVARA
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı KUZU, yaptığı açıklamada tam uykuya yatmakta olan bir oluşumu
Yine uyandırdı…
Ne diyor, sayın KUZU?
“Özal’a gece 03.00’te kola veren 2 görevli yurtdışına kaçtı”
Savcı bey ne demişti?
“Zehir var ama ölüme sebep olacak boyutta değil, onun için Özal zehirlenerek ölmemiştir”
Aydaa bre efem!
Kola veren, hizmetliler neden kaçtılar o zaman?
Kola verenler kimin uşağı idi..
Tetikçi.
Azmettirici..
Bunu çözecek kim?
Savcılar…
Savcılar ne diyor? Zehir öldürecek boyutta değil…
Kolacıların yerinde olsam, Ticaret mahkemesinde dava açarım..
“ Kardeşim kola deyip geçiştirmek olmaz… COCA COLA’mı, HEPSİ COCA’mı onun adını koyun, bize çamur atarken, daha dikkatli olun” falan felan şeklinde bir dava açılabilir..
=====================000=============
MAHKUMLAR DEPREM ÖZLEMİ İÇİNDELER Mİ ACABA?
2011 yılında Van da meydana gelen deprem sonrası mapushaneden kaçan 231 mahkum hala kayıplardaymış!.. Depreme dua edilir mi edilir gibime geliyor… Olsa da tüysek diye, dua okuyanlar bilem vardır… Cezaevleri Türkiye’de incelenmesi, irdelenmesi gereken bir kurum… İnsanlar işledikleri suçun, karşılığını özgürlüklerini vererek ödüyorlar… Ama İNSAN sıfatını taşımaya devam etmekteler. O halde insanca cezalarını çekme hakları da saklı… Aksi koşullar işkencenin öteki adı olmuş olur mu?
Gidin gezin bakalım, bu iş böylemi uygulanmakta… Türkçe de bir söz vardır “köpeği bağlasan durmaz”.. Evet cezaevlerinin %95’İ bu halde ne yazık ki…
Suçlu, suçlu ise aynı imkânlarla cezalarını çekmelidirler… Öcalan özel bir otelde cezasını çekmekte…
Sosyal ayrımcılık yapılmakta… Oldu mu ya?..
===================00============
ATO SUSTU YA!
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, içeri girdi çıktı.. Çıkış o çıkış.. Bir daha ağzını açmayacağına dair tüm kutsal veriler üzerine yemin etmiş olmalı. Hatta ağzını TSE Belgeli. CE garantili fermuarı ile kapattı… O KAPATTI ama Ticaret Odasının kapı ve pencereleri de kapanmadı ya!.. Orada kimse yok mu?.. Ticaret Odaları halkın sorunlarına inmelimi, inmemeli mi?..
Ticaret erbabının tek kaynağı halktır, yani tüketici.. Bu sınıf olmasa TİCARETİN esamesi okunmaz.
O, halde bu odalar halkın tüm tüketim unsurlarına sahip çıkma zorundadırlar…
======================000===============
DEVLET HASTANESİ..
Yenisini yapacağımdan eskisinin hükmü yoktur misali, yenisinin yapımı için yer arandığı konusu saman alevi gibi söndü. Söndürüldü…
Hani arazi aranıyordu.. Pazartesi ve Salı günleri hastanedeydim.. Ana baba günü, bir doktor 100 hasta duvarını aşıyor… Koridorlarda yürümenin imkânı yok… MR çekimi için günler sonraya randevu alınabilmekte… Bu hastane bölge hastanesi kıvamında… Uzaklardan gelenler bile mevcut. Her gün göç alan Edremit’e bu hastanenin iki misli büyüğünün yapılması şart… Onu da özelleştireceğim deniyorsa bari biran önce satın… Yoksa…
================00==============
DE GİDİN BENİM MECLİSİMDEN..
- Sen insan değilsin, sen adisin, terbiyesizsin, yalakasın.
- Yalaka sensin.
- Terbiyesiz adam seni. Şerefsiz adam seni. Namertsin. İnsan değilsin.
- İnsan kasabısın…
Bu söz düollosu, benim meclisimde, sözde ülkenin gidişatını düzenleyecek, benim haklarımı içeren yasalar çıkartacak, ülkemi düze sokacak benim meclisimde, benim vekâlet verip gönderdiğim, sözde
vekillerin atışmalarından bazı kayıtlar.. Ekranlara gelen sansür edilmeden duyduklarımız…
Ne köy olur ne kasaba? De gidin benim meclisimden… Haber bültenlerine de (+) (-) koyun diyorum anlamıyorlar… Anlayacak kariyer sahibi olsalar bu cümleleri kişileştirip sarf etmezler… Biz bunlara bu cümlelerin ve bu icraatların bedeli olarak yüklü bir para ödüyoruz.. Haram zıkkım olsun..
==================00=================
28 KASIM NİRE , 20 ARALIK NİRE..
Karadayı dizisi Savcıları kızdırmış… Yerden göğe haklılar. Ben bu konuyu 28 Kasım günü yazmıştım.
Hatta dizede basın imparatoru olarak lanse edilen kişinin EROL SİMAVİ olduğunu da eklemiştim.
Simavi, doğal olarak üzerine alınmamış… Ama dizide SAVCI, savcılık makamı, çeşitli davalarda gözükmesi, muhataplarının -savcım- sıfatını her saniye ifade edilmesi, büyük bir görev gurubunun resmen rencide edilmesidir. Bu dizide savcı kan emen bir cani olarak, yetkilerini de kullanarak, her türlü entrikaların kahramanı olarak sunulmakta…
Konu savcıların tepkisini çekip, basına intikal ettikten sonra her an dizi kepenk indirebilir…
BAKAN -SAVCI- BASIN bir sacayağı olarak, çete gibi sunulmakta… Savcıyı ekarte edersek, dizinin diğer
Konularına diyecek bir sözüm yok… Naçizane hatırladıklarımız var.. Eee ne de olsa 68 kuşağı olarak,
İstanbul Hilton Oteli’nin LALEZAR barının bir taburesini k….mızın görmüşlüğü var… Bakanını da, Simavi’sini de…
==================00================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
Yüce Yargı bir emsal karar verdi… Hukuksuz teknik takip olmaz demiş, yüce mahkeme..
Ergenokon, balyoz falan felan gibi otel müşterileri de hukuksuzluktan yakınmıyorlar mı sahi?
=====================00=============
ÇÜŞ
Şirince de turistten çok gazeteci varmış… Valla onlarında %99’u paparazidir.
===========================00==========
BÜYÜTEÇ
KUZEY EGE yayın hayatına başladı.. Orhan DORUK yönetiminde, Ümit Yeğin patronluğunda
Aramıza katılan taze gazetemize hoş geldin diyor, uzun ömürler diliyorum.
===============00============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Garibe bir selam, bin altın yerine geçer
ATASÖZÜ
==============00=================