EN GÜRÜLTÜLÜ İKİNCİ ŞEHİR İZMİR
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar böyle saptamış… Hadi isim, şehir oynamış diyelim. İsim, İlçe oyna bakalım bizim burası kaçıncı olacak?
===================000===============
İZMİR FUARI
Bugün açılıyor… Fuar denince bizim buraları aklıma gelmekte…
Her belediyenin ayrı düzenlediği festivaller, sadece yöresel eğlenti… Körfez de hiçbir sanayi yok. Bacasız denen bacaksız bilem yok… Zeytin diye tutturmuşlar yıllardır.. Üç beş büyük firma çorbasını içiyor.. Zeytinlikler birer birer taş yığını haline gelmekte..
Konfeksiyon yok, sanayinin hiçbir dalı yok…
5-6 Belediye birleşip, müşterek olarak kalıcı bir fuarcılığa el sıkışmıyorlar… Her yıl düzenlenecek bu fuar iyi organize edilirse her sınıftan esnafın yüzü güler. Turizmin kapıları açılır… Gelen sektörlerden bir kaçı kalıcı olabilir…
Belediye Başkanları beni bağışlasınlar… Başkan olarak doğmadılar her halde.. Her şeyi de kendileri bilmiyorlar… Kimsenin her şeyi bilecek diye zaten kural yok… Yeni bir yarışma başladı. “BEN BİLMEM EŞİM BİLİR” “BEN BİLMEM BAŞKANIM BİLİR” gibi…
Koskoca Edremit Körfezinin hangi Ana haber Bültenlerinde bir haberi çıktı mı?.. Bir iki adı bile duyulmamış kanala o da para ile yaptırılanlar dışında ne yaptınız…
Defalarca yazdım, Alaçatı bundan üç yıl öncesine kadar adı duyuluyor muydu?.
Seferihisar ve onun sığacık deresi… Turizm de adları var mıydı?..
Çeşme 10 yıl öncesi bir tek yeşili olmayan çıplak bir yerleşim birimi idi..Bugün mal ortada…
Haritaya baktığınızda koskoca bir Edremit Körfezi…
Küçükkuyu’dan Burhaniye’ye kadar kilometrelerce sahilde balıkçı barınağı bile yok… Burhaniye’de olan bile liman bile ilk yapım hatasından çalıştırılamıyor…
El, ele verip devlete bastırılmadığı için ve hep bende olsun hırsı ile Körfez bu duruma geldi..
5/6 Belde de bir FUAR ALANI mı bulamadılar.. Aramadılar ki bulsunlar…
Hep merak etmişimdir. Çok da yazdım… İstanbul-İzmir arasında çalışan Feribotun (İskelemizin olmayışı dışında) körfeze giremeyişinin sebebi hiç araştırıldı mı?
Uluslarası hava alanı uçaklara iniş vermesi sonrası, beklentiniz nedir?
Gelecek olan turistlere pırıl pırıl bir sahil mi vaad ediyorsunuz?
Yıldızlı bir otele ilgili merci tarafından daha şimdilerde ceza kesiliyorsa, hangi tesisi önereceksiniz?
Kaç tesisinizde, yabancı dil bilen, eğitimli personel sayası kaçtır?.
Sezonluk personel çalıştırmakla, ULUSLARASI Havaalanına inenler sadece yaz sezonunda mı geleceklerdir? Yani iki ay için mi ULUSLARASI ünvanını vermekteyiz?
Otel, motel gibi tesislerde uygulanacak fiyat politikası, şimdi olduğu gibi “Yahu iki ay çalışıyoruz, bırakın yapalım, bırakın yapsınlar” düstru mu güdülecek?..
Uluslarası havaalanı olan bir bölgenin, Turizm birikimi olan yabancı dil bilgisine sahip bir TURİZM İLÇE müdürü var mıdır?
İş adamı beklentiniz varsa, hangi dallarda ne gibi bağlantı beklentiniz var?
Eee pardon yani… Argodaki FESTİVAL kelimesini argo olarak benimsemeye devam edelim.. Tam FESTİVALLİKİZ VALLA…
===============================00000=============
MUHTURA
Meclis Başkanın, Çiçek’in yayınladığı uzlaşı önerilerinin adı orta yerde “MUHTURA” adı ile gezinmekte… Hemen alın içeri… Darbe hazırlığıdır bu içeri girmen gerekmektedir. Evindeki, Meclisteki bilgisayarlarına el konula, Teknik takipteki telefon kayıtları incelene… Mübarekler darbe ile yatıp, muhtura ile kalkıyorlar…
Paçaları sıkıştığında, “öneri getir efendi öneri” diyenler başta olmak üzere şeyleri tavan yapıyor.
Yuh oldum yani… Cemil Abi… Abi dediğin böyle olur…
================00===================
AYVALIK REHABİLİTASYON MERKEZİ..
Eski AYVALIK Belediye Başkanı Ahmet TÜFEKÇİ tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerine devredilen MUHTEŞEM bir yapının bünyesinde, gaziler konuk edilmekte, rehabiliteleri yapılmakta idi..
Unutuldu gitti… Kimsenin de ilgilendiğini zannetmiyorum… Gidip, burası ne menem şeydir diye merak edeniniz var mı bilemem… Ben ilk dönemlerinde birkaç kez gitmiştim…
Günümüzde doluluk durumu nedir? Yen gelen gaziler arasında son aylarda sakatlananlar nerede? Nasıl gazi ünvanını almışlardır… FALAN… Onları ilgi rehabilite eder, gerisi hava… İlgi..
Sivil toplum örgütleri nasılsınız? Eyi misiniz? Tuzunuz kurudur inşallah!
=======================000==================
BABA BANA TAYYARE ALSANA….
Başbakan’a çok yakında bir A330 geliyor.. ANA, DAP, ATA, GAP isimli olanlar yedeğe çekilecek yeni A330 ile By. By… Denilecek… İlk uçuş bakam nere oluverecek?
Baba bana tayyare alsana…
====================00===============
=====================0000======================
RESEPSİYON
İngilimancası RECEPCİON DUR ya…
Cumhur’un başı kulağından rahatsız olduğu için tıp otoriteleri tarafından bu RECEPCİONA katılımı yasaklandı. Smokinler dolaba geri döndü…
Moda felan derler ya inanmayın aslında en kral moda giydiğin, değil yakıştırdığındır derler..
Valla çok doğru, billa çok doğru…
Hint ipeğinden giysen yakışmıyorsa, o Hint ipeğinin, Mahmutpaşa empirmesinden kalan tarafı olmaz..
Düşünebiliyor musun dostum?.. Kısa boylu, göbekli, omuzları ensesi ile birleşen birinin smokin giydiğini. Hem zaten birileri KRAVATA bile karşılar ya!..
Kelebeğin kulağını çınlatırsınız değil mi?..
=====================00=======
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“AİLE HEKİMİYLE KİLO VERECEĞİZ”
By.Gazeteler…
Bizden not: Önce sağlımızın her minik tarafı ile uğraşan
Hökümatımıza teşekkür ederek başlayalım.
AİLE HEKİMİ… Adı üstünde… Bu hekime ulaşabilmek için sağlık ocağına gitmen gerekiyor.
Sancı içinde bile olsan sıra alacaksın..
Tahlil gerekiyorsa, sancılı mancılı, marş marş devlet hastanesine gideceksin. Sabah aç karnına gitmeyi unutma.. Öğleden sonra tahlil sonuçları çıkacak. Doktorun bilgisayarına düşecek… Sağlık ocağındaki aile hekimine TEKRAR gideceksin, sıra mıra derken yorgunluktan sancın bile sana küsüp seni terk edecek.
Eeee! Şimdi kalkmış diyorlar ki “Aile hekiminiz poponuzdaki yağları eritecek, sizi forma sokacak”
Adama kıçı ile gülerler be! SHOVUN böylesini L.Hardy bile yapamamıştı.
============================00==================
ÇÜŞ
“Zalim ile mazlum, katil ile maktul, haklı ile haksız ayarımı yapmayan siyaset insani ve ahlaki değildir”
İmza Erdoğan…
Biz, Erdoğan’ı çok iyi hatip olarak bilirdik ama çok iyi kalem kullandığını da öğrenmiş olduk.
ANA HABER BÜLTENLERİNDE NEDEN YOKUZ?
Kaymakam Osman TUNÇ’un yakın korumasının, otobüs altında hayatını kaybetme haberi, Salı akşamı ekranlarda göremedim. Atladığım kanal varsa özür dilerim… Abuk sabuk haberlere yer veren kanal EDİTÖRLERİNDE Mİ KABAHAT VAR, YOKSA BİZİM BURALARDAKİ KANAL TEMSİLİKLERİNDEMİ?..
====================0000============
BÜYÜTEÇ
DEVLETE AİT TABELALAR..
Girilmez.. Sağa dönülmez.. Tanzanya ya gider vs. gibi uyarı ve bilgilendirici! tabelaların yerden yükseklik sınırı nedir? Bazı TCK’ya ait tabelalar da sağ ve sol tarafın görüş alanını kapatıyor.
Bunların standardı yok mu? Kim ilgileniyor.. Akçay belde içindekiler tam bir komedi.. Zaten takan yok ama insanlar kafalarını takıyorlar…
=======================0000=============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Su yatağını bulur
ATASÖZÜ
=====================0000===============
SURİYELİ MÜLTECİLERE HARCANAN PARALAR
Yaygın basın köşe yazarlarını ikiye böldü…
Kimi, insani bir görev diyor. Kimi benim vergilerim benim yoksullarıma gitmeli diyor…
Sabah Gazetesi’nde bir köşegen sahibi “hem alkışlıyor hem kendi kendini tekzip ediyor”
Efeem… Bu köşegen sahibi hem alkışlıyor, hem devletin vergi toplayamadığından dem vuruyor…
Bir devlet vergi toplayamıyorsa ACİZLİĞİNİ kabullenmiş olmuyor mu?
Aynı köşegen sahibi bu yazısında Ali Babacan’nın “Avukatlarımız, doktorlarımız, mimarlarımız bir resmi daire odacısından daha az vergi veriyorlar” şeklindeki açıklamasını eklemiş… Babacan da bol kesede n atmış.. Bu saydıklarına gelene kadar hortumla hüpletenler var…
Bu ülke madem vergi toplayamıyor o halde mültecilere harcanan ve 200 trilyona ulaştığı söylenen harcamayı nereden yapıyor?.. Köşegen sahibi bu soruyu sormadan, hükümeti alkışlıyor…
Bu köşegen sahibi bir zamanlar kanalların birinde “FUTBOL ElEŞTİRİLERİ” yapıyordu…
Yapay çimde mi oynuyor, doğal çimde mi? diye sormaya bile gerek yok… Köşegenin hangi statta olduğuna bakın anlarsınız…
----------*****************--------------------
İDAM GERİ DÖNMELİ..
Bu isimde bir vatandaş var mı? Yok mu? bilemem…
Varsa, kendisinden rica etmekteyim.. Yapma idam lütfen geri dön… Bak öldürdüğün insan ya da insanların ruhu geldi seni bekliyorlar. “GELSİN KUCAKLAŞALIM” diyorlar…
Gel, idam gel.. Onca masum insan seni affedim, seninle kucaklaşmak istiyorlar…
====================000====================
BEN YAZIYORUM AMA YERELDE YAZIYORUM!
Aylardır, kaleme aldığım “Türk halkı psikolojik travma geçiriyor, saçma sapan sebeplerle işlenen cinayetler, Saçma sapan akla gelmemesi gereken tecavüz olayları, Üç yaşındaki bebeğe tecavüz, sudan sebeplerle intiharlar yani böylesine çılgınca yaşam tarzına giren ülkede bir şeyler oluyor, diyemeyen bir ülkede, sözde siyasi kapışma içine girerek, sosyal yaşamını göremiyorlar, bize neler oluyor demekten aciz ve kişisel hırslarını tatmin ederek orgazm oluyorlar” Demekteydim.. Perşembe günü HABER TÜRK Gazetesi’nin köşe yazarı SERDAR TURGUT “Asıl bu konuşulmalı başlığı ile yazdığı yazıda-hasta ruhlu insanlar, elleri tetikte olay çıkarmak için vesile bekliyorlar, asıl bu konuşulmalı. CHP ne demiş, AKP ne yapmış, ERDOĞAN bugün ne yaptı terör bugün nereyi vuracak, Suriye den sonra ne olur?” Ben, aylardır yazıyorum ama YERELDE yazıyorum..
Yani ülke geneline yayılmış, aslında bilmedikleri bir haber kaynağında yazıyorum.. Hani o iktidarın oy çokluğunu topladığı ANADOLU TOPRAKLARININ göbeğinden yazıyorum… Küçümsedikleri sayfalarda yazıyorum… Küçülen ben, biz değiliz.. ONLAR…
===============================================