ÖLÜMÜNE SEVGİ
Türk erkeği sevdimmi ölümüne sever..
Sever birader sever…
Son bir iki yılda Emniyet kayıtlarına şööle bi balıklama dalın..
Bu ne sevgi.bu ne ızdırap şarkısını mırıldanmaya başlarsınız…
Türk erkeği kadınını ölümüne sever..
Dalgası bile olsa ölümüne….
Son on yılda 4500 kadın,erkeklerce öldürülmüş..
Türk erkeği kadınını ölümüne sever kardeşim…
Eşek sudan dövmeler bu sayıya dahil değil….
Dövmek başka,öldürmek başka değilmi ya…
Sevdimmi böyle seveceksin…
Türk erkeği hala kadını evde bir köle olarak görmeğe devam etmekte…Tarlada kadın,gündelikci kadın-İşci kadın..Evde hem kadın hem hizmetkar..Sosyal hakkı olmayan
İnsan grubu…Erkek kahvehanede…Meyhanede...Kumanhanede…Pavyonda…Kendini kral ZOGO zanneden insan grubu….Sonra Türk erkeği ölümüne sever..Evet ölümcül sever…
Cehaletin esir aldığı delikanlı! Grubu……
=====================00==================
PROTOKOL ve KONSER
Konser ve protokol….
Sahne ve sanatçı….
Performans ve protokol…..
Ön sırada ,makamın verdiği çakma otoriter asık surat…
Arka sıradakilerin çakma uyum sağlamaları….
Sahnedeki sanatcının asık surat otoritesinin elektriği ile şevkinin kırılması…
Ünvanını evde bırakmadan gelen protokol,arka sıradakilerin alkış dengesini bile bozmakta..
Bir başka açıdan da davet edilen protokol koltuk sahiplerinin konsere gelmemesi..Sanat ve sanatcıya hakeret….En önde üç-beş koltuk boş..Sağı ve solu dolu…Sen gelmeyeceksen davetiyeni yakınlarından bir iki kişiye ver o koltuklar boş olmasın…Önce bu saygı gösterilmeli…..
Sahne alan,mesleki kariyeri sayesinde sanatını icra ederken nasıl kendini kasmıyorsa,ön sıradaki protokol zevatının da kendini çakma kasıntı poza girmemesi gerekir…
Sanat eleştirmenlerinin,protokol yanında oturması gerekir düşüncesindeyim…Bir konseri izleyip,olumlu ve olumsuz yönlerini kaleme almak için onuncu,on beşinci sırada oturması etik mi?...Protokol da oturan “ bitsede gitsem”sendromunu yaşarken o işin erbabı bu adamların arkasında işi ne?
Sahnede bir sanatcı caz söylüyorsa, sıkıntıdan tırnaklarını yiyen,dizlerini uğuşturan zoraki
İzleyici pozisyonundaki protokol zevatının orada işi ne?
Protokol çağırma diye bir zorunluluk olmadığını bile bile çağıranlarında kabahit var,sanat adına….Türkiye de konser ve protokolun vaziyet-i umumiyesi böyle….
===================000==================
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Türkçemizde buruk diye bir kelime var.İsmi üstünde olan..Buruk…Buruk şarap değil ama..
Bu Agustos’un 30’u çok buruk geçecek..
Subay çocuğu olduğum için, Ağustos ayının subaylar için ne kadar heyecan verici olduğunu
Yaşayanlardanım..Terfi ayıdır…Babamın yarbay olup şapkasının siperliğine defne yaprağı takıldığı gündü 30 Ağustos…Bu Ağustos bazı terfi bekleyip,olamıyanların buruk Zafer Bayramı…..Bayram zehir oldu.Son iki haftada 52 ŞEHİT…Bayram gelmiş neyime?
=======================00==============
EDREMİT KUYUMCULAR ÇARŞISI VE MİNİ PARK
Edremit’te sıcak günlerin en serin mekanı…Püfür püfür mini havuzun yanında serinlemek.
Şu anda, onarımda olan Faruk Serpil parkının alternatifi…Tavşan kanı gibi Cevat’ın çayını yudumlarken
Yorgunluk atmanın dayanılmaz keyfi……Buradaki ağaçlara bakımı kim sağlıyor bilmiyorum ama, gözüm gibi bakıyorum diyebilen her kimse ihmal etmesin…
==================00000=========================
TAKVİM YAPRAKLARI
Tek tek,kopartarak bir marifet yapar gibi ayıkladığımız takvim yaprakları…
Her yaprak, tabuta bir çividir aslında…
Günler su gibi akmakta….
Lafı uzatmaya gerek yok….
Yerel seçimlere adım adım yaklaşmaktayız…
Her takvim yaprağının arkasında burç falı var…
Geleceğe çanak tutan…
Her gelen gideni aratır derler…
Ya da, iyiki gitmiş denir…
Ak mı kara mı? Sandık kapağı açıldığında meydana çıkar…
Yeni gelen, ağlar virane aldım der…
Giden ben gül bahçesi bıraktım der..
Bu manzaraya alışık olduğumuz halde,sandığa gittiğimizin ertesinde ya pişman oluruz ya da ben demiştim,iyiki oyumu verdim.Deriz..
Değişen hiçbir şey yoktur aslında…
Yaşadığımız mahalle aynı.Soluduğumuz hava aynı…Çiğnediğimiz sokaklar aynı..
Hani yeşile,hani çiçek bahçelerine hasrettik..Unuturuz bir anda…
Seçimden önce kolumuza girip,kanka gibi yürüdüğümüz seçilen,seçildikten sonra ağa kesiliverir….
O da unutur,takvim yapraklarının tabuta bir çivi olduğunu,ağalığı sonsuz zannediverir…
=======================000==================
ÇÜŞ
Burdur Valisi,kendine bağlı bir köyde tarihi duvar saati görmüş ve makam
Odasının duvarına astırmış.Köylü geri istiyormuş..
Ayıp etmiş Milletin efendisi,alt tarafı bir saat..Vali bey giderken götürür sizden bir hatıra
Olarak evinin duvarına asardı…Oldumu ya milletin efendisine yakışırmı?
=====================00==============
BÜYÜTEÇ
“Termal hamam değildir” Çarşamba günkü bizim gazete haberinin başlığı..
Hamam değilse,hamamda kese,satışını yasaklayalım..
===================00=============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Araba ile tavşan avlanmaz
Atasözü..
Açılımı;”her işte başarılı olmak için özel bir yöntem vardır.Bu yöntemin
Dışına çıkılırsa başarıya ulaşılamaz.”
===================00====================
KAZ DAĞI VE MADRA DAĞI B.B.SEYAHATE GİDİYOR..
Tetkik ve araştırma yapacaklar herhalde.Makedonya,Hırvatistan,Bosna ve Arnavutluk’a kalabalık bir heyet olarak gitmekteler..Gelirken getirdiklerini paylaşacaklarını umut ederek hayırlı yolculuklar diliyorum….Yolcu listesinde kimler var?Masraflar cepten mi?
=========================00====================
DÜNYANIN EN YÜKSEK SAAT KULESİ
Mekke saat kulesi
Teknik özellikleri amenna…Merak ediyorum saate bakanlardan para istenecek mi?
====================00====================