SAYFA SAYFA TÜRKİYE
Ulusal gazeteler ve TV kanallarınınBaş sayfaları ve magazin,aktüel sayfalarını tek tek okuduğunuzda,” yav bu ülkede neyi paylaşamıyorlar”. Boy boy gökdelenler,bazı otomotif markalarının çarşaf çarşaf reklamları,Bankaların kredi kartı promosyon yarışları,Avrupa da olmayan otomobil içinde poz veren, dizi,dizi oyuncularının iç gıcıklayıcı pozları,Vesikasız manken ve aşağı tabakanın bitlenmiş insanları denilen sosyete hanımefendilerinin milyarlık çanta ve ayakkabıları ile görmemişin oğlu misali kareleri, Ankara ile dialoglarının gıcır tutan bazı işadamlarının yurt dışı ilişkileri,bir sezonda trilyonları götüren topçuların vesikasız manken ilişki haberleri..
“ yav bu ülkede neyi paylaşamıyorlar,yediğimiz,yemediğimiz avucumuzun içinde”
Yalansa yalan deyiverin gari…..
Ülkeyi böyle pırıl pırıl hale getiren Başbakanımız çalışma odasını bile uçağına taşıttı.Yere ayak basmak için sadece kırmızı halılara basmaktan basmaya iniyor.Bazı dostlar soruyor
“ hayatı havada geçen bir insanın tansiyon ve kan basıncı nasıl dengede duruyor”diye..
Bu soruyu soran bir başka soruyu sormayı unutuyor.” Başbakan Erdoğan’a harcanan takviye ilaç ve vitaminlerin faturası kaç para”
Helali hoş olsun, baksana ülkeyi ne hale getirdi, kaz gelecek yerden babahindi esirgenirmi?
Hayrünnisa Hanımefendi nin İngilizcesi ne kadar ilerledi..Misafir First Lady lerle ne güzel dialog kuruyor,Ama Başbakan Erdoğan’nın eşi Emine Hanımefendinin böyle bir lüksü yok.
Yılda bir kez konfrens verir o da Türkçe.Eşi ile dış seyahate çıktığında geri planda kendi işleri ile ilgili yatırım görüşmelerini tercüman ve muhatabı yabancı işadamlarının simültane tercümanları v.s..Yani düzen kurulmuş.Tıkır tıkır işliyor.
“Yav bu ülkede neyi paylaşamıyorlar” denmez de ne denir…
İnsanların tüm sorunlarına eğilen bir iktidar hangi ülkede var..
İnek,öküz yok halk pahallı et yiyor dediler..Bir telefon kadar yakın ülkelerden anında İNEK ve Öküzler geldi…Bebelerimiz süt içemiyor kemikleri zayıf kalacak dediler,bir telefon kadar yakın ülkelerden “ süt getirin” talimatı çıktı…Vergi borcu yüzünden Avrupa ya gidip işlerini takip edemiyenlerin sesini hemen duydu..” çık kardeşim dışarıdaki işlerini yap,gelirken üç beş kuruş para getir” dendi….Türbanla okullara giremiyoruz dendi…Hemen birisine talimat geçildi” gir kardeşim kapıları açtık” dendi..
Ordumuz,” çok yoruldum biraz işimi hafiflet dedi” Hemen paşam sen çekil bakim kenara,dinlen, yan gel yat “dendi..
Hakim ve Savcılar dert yandılar “ yükümüz çok ağır,yardım istiyoruz”dediler,” Aaa olurmu
Sayın Hukuk, Adalet Bakanlığını emrine veriyorum” dendi.
“Yav,bu ülke de neyi paylaşamıyorlar” anlamak mümkün değil” !
=================00====================
SEÇİM
8 aya iniş yaptı…Sadece bizim buralarda bir gezinti yaparsanız,hiçbir partide kıpraşma yok.
Ferdi yatrım peşinde olanlar,telefon ve bire bir sohbetlerde tek kişilik bilet rezarvasyonları için uğraş vermekte oldukları söylenmekte…
Güçlü bir,birliktelik göze çarpmıyor….
Belediye Başkanlarının arasında,Ankara’yı hedefleyenler bağlı oldukları Parti üst kadamesi ile heyecanlı saatler yaşamaya başladılar.” Ben gidersem Belediyenin başına kim geçecek?”
Parti İlçe Başkanları kimi Genel Merkeze empoze edeyim,kime tam yol destek vereyim gibi zorlu günler geçirmekteler…Bütün bu mücadele henüz su üstüne çıkmış değil,tabiri caiz ise saman altından yürütülmekte…Daha erken..Biz hep bu cümle yüzünden yumurta kapıya gelince acısı ile,acı çektik..Kenetlenme yok..İdeoloji aşkı yok..Kişisel menfaatler ön planda.
O, yüzden ideoloji bunların kitaplarında yok..Rozet bir kenara bırakılır”,bir başka parti iyi yerden listeye koyarım gel bize” dediğinde balıklama atlanır…Hani ideoloji..
Dışarıdan görünürde bir şey yok ama,için için kaynama var…
“ yangın var,yangın var.ben yanıyorum” kantosunu söylüyorlar…Körfezden bir Vekil olmayışının en büyük etken,birlik beraberlik olmayışı…Biz,yok..Ben ve ben var…
Tek el şaklamazın en güzel örneği…
KANO VE DENİZİ OLMAYAN BELEDİYE
Eskişehir,Büyükşehir Belediyesi KANO takımı 2012 Olimpik Umutlar Yarışlarına katılarak
Etrafa umut saçmışlar..Porsuk Çayın dan başka su ile tanışıklığı olmayan şehir.
Bizim, etrafımız deniz hayalini bile kuramıyoruz..Varsa yoksa FUTBOL..Başarı da ortada harcanan paracıklarda…
0000000000000000000000000000000
ÇÜŞ
Türban eğitimi İLKMEKTEP’e ulaşmış…
Eli kulağında doğumevlerinde de bir uygulama başlar.
Bebeler,kız çocuksa ebe tarafından anasının kucağına verilirken
Baş bağı,değiştirilir.Türban şeklinde bağlanır.Böylece bebelerde
Çağa ayak uydurmuş olurlar.
=============00==============
BÜYÜTEÇ
E-87 Altınoluk,Edremit arası trilyonlara mal oldu ama hala köstebek
Yuvası gibi…..Hiç sıkılma da yok valla.PİŞKİN TEYZE dediğin böyle olur.
===============00===============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Bir düşman çok, yüz dost azdır.
KIZILDERİLİ
===============0=====
ALÇAK GÖNÜL
En büyük sermaye,Allah razı olsun,duası.Bilmem ben böyle bilirim.
Öyle insanlar varki etrafımızda, kendi menfaatlerini sağlamak için eğilir,bükülür ama hedefine ulaştıktan sonra kendini bir halt zanneder,insanlara tepeden bakmaya başlar.
Alçak gönüllü yani mütevazi olmak..
İnsan olmanın birinci temelini unutup,tepelerde gezinenlerin inişleri pek acı olur.Etrafımızda var böyle tipler.Henüz düşmeyenlerde var..Az bir zaman sonra olmuş armut gibi yere pattt!..
Yanında çalışanlar,konu komşusu kendisinden ürksün,önünde eğilsin bükülsün ister.İstediğini sadece o yerde kaldığı müddetçe sağlar.Düştüğünde armudun yere düştüğünde yayılması,sulu zırtlak olması gibidir.Tepesinden baktıkları üzerine basar geçerler..Yani etrafı kirlettikleri ile kalırlar…
Ağlasam sesimi duyarmısınız
Mısralarımda
Dokunabilir misiniz
Göz yaşlarıma ellerinizle
Xx
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel
Kelimelerinse kifayetsiz
Olduğunu
Bu derde düşmeden önce
Xx
Bir yer var,bilmiyorum
Her şeyi söylemek mümkün
Epeyce yaklaşmışım,duyuyorum
Anlatamıyorum
ORHAN VELİ… Alçak gönüllü olmayanların anlayamıyacağı dizeler..
==============00===============