GDO

Gümrüklerde GDO denetimi yapılıyormuş. Pirinç, mercimek, muz temiz çıkmış...

Bırak bu ayakları. Pirincin, mercimeğin, muzun gümrükte ne işi var? onun hesabını ver?

Esas senin GDO’nun kontrol edilmesi gerekir.

Ziraat ülkesinin ziraatını bitirdin.

Mercimeği fırına verdin, keyfin gıcır.

Dimyata giderken pirinçten, ettin ülkeyi.

Anamur’u batırdın, ÇİKİTA’ya mahkum ettin.

Senin GDO’nu tahlil ettirmek lazım.

Aman dikkat et! Kestaneyi çizdirme!

DENİZ GEZMİŞ ve VEFAT EDEN ARKADAŞLARI

Mekanınız cennet olsun. Nurlar yağsın kabrinize.

EL YORDAMI

El yordamı ile, elle tutulacak neyin var canım kardeşim.

Her tarafın cüzzam hastası gibi kurumuş, yara bere içinde, et kalmamış tutulacak..

El yordamı.

Elle tutulacak yer.

Bulursanız haber verin, bende elleyeyim.

Fizik olarak elle tutulacak yerden vazgeçtim, RUH olarak da tutunacak ruhani özellik kalmalı...

Toplu intihara neden olabilecek SENDROM.

KAÇAK VİLLALAR KRALLIĞI

Havran’a bağlı doğa ile içiçe arazide, sessiz ve derinden bir kaçak villalar krallığı kurulmuş.

Cumhuriyet diyemedim. Cumhur halk olduğu için.

Bu mahallenin Cumhur’la ilgisi yok. Krallık havarileri çökmüşler, Cumhur’a ait toprakları işgal altına alıp, yerleşmişler. Belki villalar surla çevrilir, kapısına zırhlı korumalar korlar. Cumhur’u yönetenler bu krallığa savaş açacak mı? Bekle ve gör...

ÇÜŞ

Perşembe günkü Hürriyet Köşe yazarı Mehmet Y. Yılmaz, yazısını “Herkesin aklını başına bir an önce toplamasında yarar var” diye bitirmiş.

Olmayan şey nasıl toplanır, merak ediyorum.

BÜYÜTEÇ

AKÇAY Kent Konseyi.

Başkanı Cahit İnceoğlu.

Ben sayın İnceoğlu’ndan Konsey Başkanı olarak bu örgüte giren en kıdemli, en kariyerli bir vatandaşı aday olarak göstermesini beklerdim.

Kent Konseyi Başkanının, Belediye Başkanı olmasını ETİK BULMUYORUM.

KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN

Toplum suçu hazırlar, suçlu onu işler.

H. BUCKLE

VAHŞİ BATI

Çarşamba günkü Ulusal’dan Vahşi Batılımız yoksa Vahşi ŞARKLI MI?

1)     4 günde 3 kadın vahşice katledildi.

2)     Üst araması yapmak isteyen polisi yaraladı.

3)     Silahlı baskında iki kardeş tutuklandı.

4)     Park kavgası kanlı bitti.

5)     Aidat için ev sahibini bıçakladı.

6)     7 yıllık sevgilisini bıçakladı.

7)     12 yaşındaki Musa’nın katili bulunamıyor.

8)     Öğretmenden dayak yedi, hastanelik oldu.

9)     Trabzon’da öldürülen kadının cesedi 5 gün sonra bulundu.

10)  Sınav için ana katili oldu.

11)  Annesini döven, babasını öldürdü.

12)  Magandaya uyarı, hastanelik etti.

13)  Altın vaadiyle dolandırdılar.

14)  Şaşkın hırsızlar kaçarken, uçak pistine girdiler.

15)  Köydeki muhtarlık kavgasında 22 yaralı.

16)  Ganyan tahmincisi canına kıydı.

17)  Terziye giden kadın, bir daha dönmedi.

18)  Akrabaların taciz kavgası acı bitti.

Evet bu haber başlıkları sadece iki gazeteye intikal eden çılgınlıklar. Siz karar verin Vahşi Batılı mıyız, Vahşi Şarklı mı?

Bu sosyal çılgınlıkların kökeni nedir? diye kendi kendine bile soramayan bir DEVLET iradesi ile yönetiliyoruz. Onlarca Bakanlık, Müşavir, genel müdürlükler, onlarca maddi kaynak, salla başını al nasihatını yöntemi ile gününü gün eden İKTİDAR.. Esas açılım burada.. Ama!...

SAVCIDAN, SAVCIYA SORU

Eminağaoğlu, ihracını isteyen Adalet Bakanlığına yanıt verirken, meslektaşlarına çok çarpıcı tek bir soruyla yanıt verdi.

“Cumhuriyet mitingi yerine cemaat toplantılarına mı katılsaydım?”

Cevap;

X+%/...

Adliye koridorları, kaloriferler tam gaz yansa bile, neden buz gibidir, şimdi daha iyi anlıyorum.

EN ZENGİN SİYASETÇİ

Başbakan, ilk döneminde Almanya Başbakanına maaşının azlığından yakınmıştı...

Gel zaman git zaman (öyle pek uzun sayılmaz 6,5 yıl). Söylendiğine göre dünyanın en zengin 9 siyasetçisinden biri olduğu söylendi.

Bugüne kadar yalanlanmadı.

Benim diyen HOLDİNG CEO’ları bile bu başarının nasıl gerçekleştiğini izah edemezler. Başbakanımız müthiş bir EKONOMİST demek oluyor. Bu muhteşem bilgi birikimini biraz da emeklilere “kaynak bulamıyoruz” diyerek açlığa teslim etmesiyle ters düşmüyor mu? Hep bana hep bana olmaz. Kaynak nasıl bulunur, gösterme mecburiyeti doğmuştur.

Bu kaynağı bulup, dünya ülkelerine “gelin benim emeklilerimin yaşamlarını yerinde görün, hepsi borçsuz, harçsız yaşamakta. Her yıl tatile çıkabilmekteler” şeklinde meydan okusa, sittin sene İktidardan kimse indiremez. Ama “hep bana” sendromunu kırmalı.. Emekliler kendisi gibi zenginlik istemiyorlar. İNSAN GİBİ YAŞAMAK istiyorlar.

UTANÇ DUVARI

Yargıtay bile dinleniyormuş.

Bu ülkenin baş tarafı, son tarafı yok mu?

Dinleyen kendi başına buyruksa?

Emirsiz dinleme yapıyorsa?

Emirsiz dinlemeleri sevdiği yayın organına pas ediyorsa, ben sorma hakkına sahibim, bir T.C vatandaşı olarak.

“Bu ülkenin baş tarafı, son tarafı var mı, yok mu?”

UTANÇ DUVARI aşıp, sonsuza yönelmişiz...

Yöneldiğimiz yön nereye çıkar belli değil..

Böylesine laçka olmuş bir yönetim, Dünya Kamuoyu önünde yüzü kızarmadan nasıl gezer.

UTANMAKTAN ÖTE YERİN DİBİNE giriyorum T.C vatandaşı olarak....

BAZ İSTASYONU

1000 dolar. Tatlı para. Arsanı Baz’cıya kiraya ver. Hem de TIP mezunu. Adı bende mahfuz.

“Ben kiralamasam başkası kiralar” diyor. Sen verme, başkası versin.

TIP’cısın. Sana yakışmıyor.

Hoş artık, ne tıp, ne hukuk, ne can kaldı. Sende haklısın hocam.