11 Mayıs 2009… KUZEY EGE başlığı ile yazdığım yazım aynen şöyleydi.
“Muhteşem bir körfez adına Kuzey Ege denilen yer. Türkiye haritasında EDREMİT KÖRFEZİ yazmakta.
İstanbul-İzmir seferini yapan Deniz Yollarının yolcu gemileri, bizim köyümüze uğramayarak Middilli’yi yalıyarak, İzmir’e dönüşte İstanbul’a… Neden?.. Yanaşacak bir tane İSKELE yok… Amerika’yı yeniden keşfetmek mi? Hadi canım sende. Sen parmağını oynatmazsan seni adam yerine neden koysunlarki. Dışlanmaya sen çanak tutarsan elin oğlu çişini Midilli açıklarında bırakır”.
Evet.. Koskoca EDREMİT KÖRFEZİNDE bir geminin yanaşacağı iskele yok… Adama K…..ı ile gülerler..
Attıkları zaman mangalda kül bırakmayanlara 2013 yılında da sevgiler, saygılar…
Aynı, yılın 25 Şubat’ında, “İFADE VE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ” başlığı ile yazımda” Bu cümleyi Başbakan defalarca halka seslenirken sarfettiği cümledir. O, halde:
THE WALL STREET JOURNAL” ceza Doğan gurubunu susturmak anlamında”
DİE WELT: “Ceza için hümüketin intikamı deniyor”
AFP: “Deniz Feneri haberleri başlattı”..
Yıl 2013’e üç, beş gün kala… Bugün Doğan Gurubu ile İktidar nerede ise kanka… Ne oldu da bu barış sağlandı? İnsan geçmişi hatırlayınca bugünün haritasını daha iye çıkartıyor, değil mi?
Nereden nereye demek gerek yok, dün yazdığım bir yazının benzerini 06 ŞUBAT 2009 günü de yazmışım “TOPBAŞ’IN MUHALLEBİSİNDEN YEMİŞTİM” başlığı ile yazdığım yazının içeriğinde SARAY zincir yapılmış 14 dükkana çıkmış sayısı.. Bizim paraların nereye gittiği belli oldu. Hey gidi İstiklal caddesi heyy….”
2004 yılında yazdığım bir yazının sorunu çözüldü mü bilemem.. Milli Parklar gezmenin bedeli 50TL. ve 5 tl.. Araç bedeli.. Rehber falan… Durum bugün nasıl bilemem.. Sertifikalı rehber falan var mı? Makbuz kesiliyor mu? O tarihte yazdığım yazının içeriğinde bu tür sorunlar yaşanmakta idi.
Yine yıl 2004.. Akçay’da lise yok neden bu konu sahiplenilmiyor,bu konuyu Turhan Çömez’e söylediğimde” Balıkesir’in 3-4 binlik beldelerinde lise var AKÇAY ‘da nasıl olmaz diye, hayretini gizlememişti” diye yazmışım. Bugün 2013’e üç-beş kala soruyorum. “Sahi AK ÇAY’da lise var mı?
2004 yılında bir DEMİREL, KLASİĞİNİ yazmışım” düğmeyi diktin, elbiseyi değil ki “AK P’nin, AB’ye giriş, girişimleri konusundaki neşesini özetlemişti… Bu söz günümüzde de çok yere monte edilebilir..
Neyse arada sırada böyle maziden notları yazmak keyif veriyor…
===================00===================
BALIKESİR YOLUNDA KAYALAR YOLA YUVARLANMIŞ..
Geçtiğimiz hafta, yol yapımı için kayaların üzerinde bile kendiliğinden çıkan ağaçların kesilmesi nedeniyle kaymalar olursa neler olur diye yazmıştım.. Bir ağacın kaç küp toprak tuttuğunu sormuştum.
Na’ber canım?.. Ağaç diyerek beline vurduğunuz kazma tepenize mi düştü?
====================00==============
BELEDİYE YÖNETİMİ..
Benzetmek gibi olmasın ama! Belediyeler, şirketler gibidir…
Bütçeyi son derece titiz yönetmek, nasıl kara geçiririm, mevcut sermaye ile vermek zorunda olduğum hizmetleri nasıl yerine getirebilirim, şirketlerde de, muhatabım olan, tüketici ve muhatabım olan firmalara olan borçları nasıl dengede tutabilirim mücadelesidir.. İkisinin birbirinden farkı, bir 657 ağırlıklı personel ve yasalardır..
Oysa, şu anda Körfez belediyeleri borç batağında, başkanlar geceleri başlarını yastığa koyamamaktalar… Ekip kurmak, ekipten çıkacak sese kulak vermek, başkanlık ünvanını kenara bırakıp BEN, olmaktan çıkmak kaçınılmazdır… Halka hizmet için, hizmet ve mal alımı konusunda ilgili firma ya da şahıslarla diyaloğu sadece -İŞ MUHATABI- olarak çizgide tutmak, alınacak mal ve hizmetler için İHALELELERİ oldu bittiye getirmemek, gerekirse iki ya da üç ihale ile en uygun olana imza atmak gerekir değil mi, bilmem ben öyle biliyorum… Muhasebe konusu tamamen teknik ve uzmanlık isteyen bir konudur… Kasayı fare düşse kafasını yarar duruma getiren bir muhasebe sorumlusu, başkan daha sorumludur… Beceriksizliktir… Başkanı yönlendirecek gerekirse baş kaldıracak bir yapıya sahip olması gerekir..
Günden Gazetesi, Salı günü benim, iki hafta önce yazdığım “ belediyeler yerel basına verdikleri resmi ilan paralarını ödeyemiyorlar” konulu yazımın benzerini manşetten vermiş. Evet, resmi ilan, yasaların öngördüğü ilanlardır ve bu ilanların ödenme süreci de yasalarla belirlenmiştir… Biz gazeteler iyi niyetimiz sonucu, gerekeni yapamıyoruz. Aslında yapmamız gerekir… Eee az kaldı bıçak kemiğe dayandı.
Çöp toplama şirketleri nasıl belediyelerin taşınır ya yada taşınmazlarına iniyorlarsa bizim de inme hakkımız saklıdır.. Biz indiğimizde, haber değeri daha bir kat lezzetli olur…
Çevreye milyar liralık borç takıp, sokakta hava atma ile bu gemi yürümez… Yılda bir kez olsun halka bilanço sunsanız elinize mi yapışır.. “Ey halkım, şu anda banka hesabım şu, alacaklarımız şu, borçlarımız şu, devletten aldığımız aylık gelir şu, bu bilançoya göre benden istediğiniz falan felan hizmetleri, ileriki tarihlerde yapmak zorundayım, borç tabelamızı artırmak istemiyorum, bilginiz olsun” bu bir erdemliktir… Halkın seçip o koltuğa oturttuğu Başkanlar, halka hesap vermeye mecburdurlar.. Kapalı kapılar bir gün gelir ardına kadar açılıverir… İşin kolay olmadığını bizde biliyoruz.. Ancak madem hamama girdin terleyip, kese yapmasını da bileceksin. Kimse zorla sizi kolunuzdan tutup, halvete sokmadı ya!
======================0000===============
KIZILKEÇİLİ ÇAYI..
Bu çay, DALLAS çöplüğünden topladığı milyonlarca naylon poşeti yüklenip, E-87 yolunun altından
Akçay’ı yalayarak denize kadar taşımakta… Akçay ve ZEYTİNLİ Belediye yönetimleri sadece seyrediyor.
Halkı hiçe saymak kadar günahkâr olmak bu kadar olur… DALLAS Çöplüğü yıllardır KANSERİN AĞA BABASINI yaymaya devam ediyor esasen… O mahalle dar geldi, çay imdada yetişip, toparlayıp denize taşıyor..
Belediye Başkanlığı taş döşemek gibi asli görevinin dışında insanların sağlığını ön planda tutmaktır… Aksi durum suç teşkil eder… Bu millet vergisini hizmet olarak geri dönmesi babında vermektedir… Bu çay su yerine naylon poşet akıtmakta… Dere geliyor, dere naylonları sere, sere…
======================00===============
O, KADIN ÖLDÜ..
O, Vali, İstanbul’un Mısırçarşısı’ndan KINAYI hak etti!..
===================00000=================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
Güneş patlaması elektrik, ve elektronik sistemlerinin çökertecekmiş.
Akçay da bazı vatandaşlar, ilaç, un, şeker mum stoku yapıyorlarmış…
Bir vatandaş “oh, kredi kartlarımı ödemiyom lan, oh be! Diye göbeğini kaşıyormuş.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
====================00===============
ÇÜŞ
Tavuklara özgürlük. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
İnsan Haklarını uygulayamayanları kıskandıracak bir karar almış.
Tavuklar kümeslerde birbirlerini görecek şekilde ve aydınlık ortamda konuşlandırılacak ve ses kirliliği olmayacakmış…
İnsan Hakları Meclis Komisyonuna arz olunur.
====================000===============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Tavuğun sadakası, bir yumurta.
DEYİM
===============00=============
BÜYÜTEÇ
Yolun ortasında yolcu indirme, bindirme eylemi kaç puanla, ödüllendirilir?
Puanla olmaz canımın içi, plaket de ilave et…
==================00=================