KANDIRMACANIN DİK ALASI!..
Türkiye’de her konuda insanların gözlerinin içine baka baka yalan rüzgarı estirilmekte.. Buna DEVLET bile destek vermekte hatta yol göstermekte..
En basit örneği TV dizi ve filmlerdeki sunuş.. Bu sunuş DEVLET tarafından şart koşulmakta, bu husus yerine getirilmediği takdirde YARGI yoluna buyur edilmekte…
“Bu dizideki şahıslar tamamen gerçek dışı olup, gerçek kişilerle hiçbir alakası yoktur”
İşte bu kadar.. Bu bir cümle tabiri caiz ise yapımcıyı İPTEN kurtarmaktadır…
O, halde biz neden yazamıyoruz… Yazdığımızda neden ortalık yer yerinden oynuyor…
Örneğin, Falanca belediye Başkanı ya da falanca Kaymakam falan yerde yemek yediği mekânda asıldı silahına havaya sıktı… Ya da falan iş adamı falan bürokratla KIBRIS’a kumar oynamaya gitti, yedi içti, AS, DOPER felan çekti, ya da FULL AS çıkartarak malı götürdü, dönüşte de o bürokratla, işadamı, arz talep misali örtülü ödenekten işleri bitirdiler” diye senaryo misali yazsak ve yazının başına “bu yazıdaki şahısların gerçek kişilerle alakası yoktur cümlesini eklesek” geçerliliği var mı?
Asla, soluğu ADALET Sarayında alırız, ya da bir kaza falan meydana gelir…
Bu misaller, yaşanmaktadır… Dizilerin baş karelerinde yukarıdaki ifade yazılmaktadır…
Kurtlar Vadisi, KARADAYI, gibi dizilerde aşikar olarak geçmekte… Ama o cümle var ya o cümle işte, can simiti…
Hatta, biz bazı ortaya çıkan olayları daha önceden KEHANET gibi yazabilir, sonra, gerçeğe dönüşebilir.
Yazdığımızda “HAYALCİ” damgasını yer, gerçeğe dönüştüğünde yukarıdaki devlet yardımını almadığımız için, ya teraziye ya da 112 Ambülansına bindirilebiliriz…
Karadayı dizisinde EROL SİMAVİ olayı aşikar orta yerde dururken ve bu hayatta olan Türkiye’nin en büyük eski gazete patronu mecburen sesini çıkartamaz duruma bırakılmaktadır.. Gerçek payı yok mu?
%90’ına evet demezsek gerçekçi olamayız… Daha önce de yazmıştım..
Konu biz yazılı basının bırakıldığı durumdur… 16 yıllık bu köşede nice senaryolar yazardık. Oooooo!
Başbakan Erdoğan, MUHTEŞEM Süleyman dizisini eleştirdiğinde MUHALEFET ayağa kalktı…
Başbakan, gerçek dışımı konuştu… Hayır, Ben bu konuyu aylardır yazmaktayım.. Hatta “Osmanlı Sarayı Manukya’nın, Lüks Nermin’in k……simidir?” diye belden aşağı yazmıştım.. Ve Başbakan muhalefetin bile gözünden kaçan çok ince nüansı yakaladı konuşmasını yaparken.. ”Muhteşem Süleyman BELGESELİ” dedi… BELGESEL… Bu tür yapıtlar inceden inceye irdelenir, belgelenir, gerçekler bulunur.
Muhteşem de, sadece HATUNLARIN entrikaları, hergelen gayri müslüm kadınların Halvete hazırlanmas, fingirdeşmeler… Kanuni ya halvette ya kuyumcu masasında.. Peki be kardeşim bu belgesel ise bu padişah 40 yıllık Egemenliğini nasıl korudu… Hem belgesel diye tanımlayacaksın hem dizinin yasalar karşısında +7 logosonu koyacaksın…
Başbakan Erdoğan bu konuda yerden göğe haklı… Dizi yayından kalkmalıdır.. Bu saatten sonra senaryonun gidişatı düzeltilemez… CHP ve MHP’din, karşı koymaları abesle iştigal…
Bu tür dizi ya da film yapıtlarını DEVLET destekli olmalı, tarih çarpıtılmamalı.. Gerçekçiliği hala öğrenemediğimiz için, devlette doğrusunu yapamaz o da ayrı bir konu… Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda zafiyeti HAD Safhada… Bu anlamda RTÜK’ün ne kadar anlamsız bir kurum olduğu da ortaya çıkmaktadır…
===================00=====
GEL SANA ÇUKU VERCEM!
Bazı çocuklar huysuz ve sıcakkanlı değillerdir. Böyle çocukları kandırmak için “GEL SANA ÇUKU VERCEEM!” denir…
Siyasette bu yöntem çok uygulanır…
Partiden, partiye zıplatmak olayı… “Geç bize sana falan yeri verelim”
Tıpış tıpış, hayal kurarak zıplar o tarafa…
Kendisini büyütüp, yetiştiren ailesini elinin tersi ile iten çocuklar gibi…
Balıkesir’in ILICA Belediye Başkanı, CHP’den ayrılıp, AK P’ye geçmiş.. Ilıca Merkeze bir öksürüklük mesafede… O nu da “sana Balya’yı verebiliriz” çukusu sunulmuş deniyor…
Kimse, siyasetin İDEOLOJİSİ yoktur diyemiyor… Onlar için ideoloji, koltuk, refah, hava basmak ve paradır… Bu durum her an bizim buralarda da yaşanabilir… Bu işe soyunmadan önce kendi iş çevresi dışında kimsenin tanımadığı zat-ı muhteremlerin bugün havalarından geçilmiyor.. Bu havayı yakaladıktan sonra, havası inmiş balon gibi kalmak tabii ki istemezler.. Mahalleye dönüşecek beldelere muhtar olmayı kabul edecek halleri yok elbette… Bu anlamda “gel sana çuku verceem! Diye bir ses duyarlarsa, balıklama atlama düzenine geçiverirler…
Edremit’te sürprizlere açık olmak gerekir.. Merkez İlçe Belediye Başkanlığına her ne pahasına olursa, olsun diyerek soyunanlar olacak… İde falan felan hak getire…
Ancaakk! Daha bir yıl var ama şimdiden uyarmakta fayda var… Edremit değil nerede ise KÖRFEZ BELEDİYE Başkanlığını omuzlamak uzaktan göründüğü gibi değil… Hem yetki yok, hem sorun çok.
“AĞLAMA EDEBİYATI, HÜNGÜRDEMEK “ olamayacak… Bu konuda çatlama CHP’den olursa hiç şaşmam… Uzaktan BİTTER ÇUKU’yu gösterme yetecek…
=======================00================
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“28 Şubat’ta yaptığım her şey ANAYASALDIR”
By: DEMİREL
Bizden not: Baba yasayıda okusaydık keşke.
=====================00=======
ÇÜŞ
İklim değişikliği tahminlerinde sınıfta kalmışız…
Gayet normal bir sonuç… Günde üç, beş kez gündem rüzgarı değişirse nasıl altından kalkarız, değil mi ya!.. 24 Aralık konusunda hiç konuşmadı bizimkiler neden acaba?
=====================00================
BÜYÜTEÇ
Ahmet Soylu’nun dün basında çıkan açıklamaları resmen suç duyurusu
Gibiydi…
================00===============
FATİH GENEL..
Biga Kaymakamı.. Bizim yüreklerimizde taşıdığımız idealist Kaymakam.
Biga’da da harikalar yaratıyor.. Geçtiğimiz gün gönderdiği “BİGA İLÇESİ STRATAJİ
PLANI” Kitapcığı gerek içeriği gerek baskısı ile Fatih Genel’e yakışan bir yapıt…
Biga, sanayi, turizm, kültür, ziraat icraatları ile bizim örnek almamız gereken bir İLÇE.
Fatih Genel, ile bir başka boyutlara yükselecek… Sayın Genel, zaten alçaktan uçmaz, elini aldığı her şeyi el üstünde yükseklerde taşır…
===================00===========
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Gönülsüz namaz, göğe ağmaz..
ATASÖZÜ
===============00===============
ÇİFTE ÜYELİK
Bu da 2012 yapımı… Daha önce TAŞIMA OY falanın tadına bakmıştık.. Yabancısı değiliz böyle yapıtların. Pek severiz… Sistem olmayınca, kimin kimin kucağında olduğunu bilemeyiz.
Taşıma biraz pahalı olduğu için bu yönteme mi tevessül edildi bilemem…
Üyelik kayıtları devlet tarafından nasıl denetlerin onu da bilemem…
-Basın kartlarını devlet veriyor.
-Ehliyeti devlet veriyor.
-Kafa kağıdını devlet veriyor.
Ne olur yani bir ÜYELİK Kartını da devlet verse. Eline mi yapışır?..
=====================00=================