KARINCA VE ARI
Biri küçük, diğeri ondan biraz kabaca…
İnsanoğlu, bu iki minik hayvancık kadar olamadı…
Hem onlar kadar olamadı, hem onların sırtından faydalanmakta..
İnsanoğlu bu iki yaratığın hiçbir özelliğini alamadı… Tenzih etmemiz gerekenler yok mu? Var.
Beni, ben ilgilendiriyor…
Bu iki minik hayvancıkta:
Birbirlerine saygı ve sevgi var.
İş terbiyesi var.
Organize olmak var.
Ekonomik bilgi birikimi had safhada.
Evini, barkını, yaşadığı bölgeyi savunmak var.
Bugünün işini yarına bırakmamak onlarda
Doğa, olaylarına karşı her türlü tedbiri almak onlarda Üretimi, ön planda tutmak onlarda
Liderlik anlayışı onlarda…
Karınca ve Arı…
Tabii ki, insanoğlu…
Arının kovanına çomak sokmak insanoğlunda…
Arının kovanından bal çalmak insanoğlunda…
Karınca yuvası gibi, dediğimizde boş kalabalık değil, bir yaşam mücadelesi var.. Bütün yaz boyunca onlarca nüfusu doyuracak gıda stoklaması çabalarını ayaklar altına almak insanoğlunda… Minik bedenlerinin yüzlerce katı, ağırlığı sırtında taşımak onlarda…
KARINCA ve ARI…
Tabii ki insanoğlu…
Aradaki farkı… Belirleyebilir misiniz?..
Belirlemek için: bir karınca yuvasının önünde, bir arı kovanının önünde birkaç saat nöbet tutun.. Belki karar verebilirsiniz…
Arı gibi eri olanın, dağ gibi yeri olur.
Karıncadan ibret alan, yazdan kışı karşılar.
Bunlar litaratüre giren sözler…
=======================00===============
HİZMET SIRALAMASI
Belediye Başkanları sık aralıklarla yaptıkları hizmet ve icraatları basın yolu ile halka açıklama ihtiyacını
Duymaktalar…
Oysa yapılan icraat ve hizmetler halkın burnunun dibindedir…
Yapılan her icraat halka yönelik olduğuna göre, yapılmayanları, yapılmak için ön hazırlığı olanları açıklamalarında fayda var diye düşünmekteyim…
Rüyanın baş şartı uyku olduğuna göre, Belediye Başkanı seçilmenin ön şartı da halka hizmettir. Ve bu kural biline, biline aday olup seçilmektir…
Yapılanları değil, yapılması gerekenleri açıklayın lütfen…
Yapılıp da burnunun dibindekini görmeyenler için zaman kaybetmenin anlamı var mı? Bilemiyorum.
=========================0000=================
155 POLİS İMDAT
Edremit İlçe Emniyet Müdürlüğü el ilanları dağıtarak, halkla polisin kaynaşması için iyi bir adım attı.
Bu el ilanında en çarpıcı maddelerin başında (bana göre)
“155 POLİS İmdat Telefonuna yapacağınız bildirimlerde kimliğinizi verme zorunluluğunuz yoktur” maddesi…
Bu içeriğe sahip bir madde jandarma imdat ta da var mı bilemiyorum. Yoksa olmasında fayda var.
Bu madde halka sık aralıklarla duyurulmalı… Halk korktuğu için, Kendi yararına olan ihbarlarda bulunamıyor… Halk şahit olmaktan bile imtina ediyor… Yolda bir trafik kazasında ya da kavgada yaralananı bile aracına almaktan ürküyor.. Saatlerce ifade vermekte ya beni de nezarete alırlarsa diye Es geçiyor… Polis ve jandarma halkın can damarıdır… İlçe Emniyetin bu icraatı son derece olumlu ve olması gerekendi… Yaygınlaştırmalarında son derece fayda var. Hatta bu el ilanı içeriğini başka yollarla da halka ulaştırmalıdır…
Hatta haddim olmayarak bu tür bir çalışmayı TRAFİK POLİSİ branşınada yaymalı…
=================000======================
AKÇAY’DA TRAFİK KARMAŞASI..
Var mı? Yok mu?
Yok diyen varsa buyursun, Çayımız da var, kahvemiz de… (bu konuyu çok irdeliyorum, ama babamın hayrına değil)
Tansoy Okulu’nun bulunduğu cadde… İmza toplattım. İlgililere intikalini sağladım. Akçay Belediyesi tabela koyarak tek yöne çevirdi… Teşekkürler.. Amma! Bu caddeye çıkan 2 sokak daha var. Bu iki sokağa Bulvardan girişi yasaklamalı… Buradan giren araçlar yine bu tek yöne çevrilen yola ters istikametten giriş yapmaktalar. Araçlar kafa kafaya gelmekte... Geçtiğimiz akşam ben kafa kafaya geldim ve karşımdaki araç sürücüsü “Bilader kafan mı kıyak?” diye beni suçladı. Buyur başın belaya girmesin… 11 yıldır aynı yolda bir tek trafik polisine rastlamadım.. Bu caddenin iki tarafına araç park edilmekte… Yazmaktan bıktım…. Kaos, Kaos.. Yani karmaşa… Yani yolgeçenin hanı… Bulvarı yazmaya gerek yok orasını 112 Ambulans sürücülerine sorun…
========================000===============
ÜLKÜ YOLU
Birkaç gün önce bu yolun, güzel bir yerleşim merkezi haline geldiğini, gerek yolun düzgünlüğü gerekse yapılan villa ve binaların mükemmeliğini dile getirmiş sadece derenin temiz tutulamamasını eleştirmiştim.. Edremit çöplüğünün kot farkı ile yüksekte olması ve bu dereye akıtılan çeşitli kirli suların her türlü, poşet, çöp ve diğer kirliliğe yol açan maddelerin taşınması önlenmedikçe bu derenin temizlikten nasibini alamayacağını bazı dostlar ifade ettiler…
Burada da karşımıza ÇÖPLÜK çıktı anlayacağınız…
Özetle… Denizimizin temizliğinden konu açanlara ben inanmıyorum… Onca çöplüğün pisliği ve yer altı sularına karışan süzülmeleri varken nasıl temiz deniz diyebilirim?
=============================0000==============
BÜYÜTEÇ
KOLEJ, açılıyor.. Yeni bir kolej. Dünde yazmıştım DOĞA Koleji.. Bu koleje çok yakın mesafede devasa bir ÇÖPLÜK var. Hani şu çok meşhur DALLAS ÇÖPLÜĞÜ. Dün akşam bu okulun yanından geçerken kokudan arabamın camlarını kapattım..
Milyonlar vererek çocuklarını eğitime gönderecek aileler mızmızlanacaklar. Milyarlar vererek bu yatırımı yapan, yatırımcıya yazık değil mi? Hem yöremize marka gelsin diyoruz, hem gelen ve gelmek isteyenlere zarar veriyoruz… Ayıp be ayıp…
============================00===============
EDREMİT SAĞLIK GURUP BAŞKANLIĞI
Bu birim kapatıldı mı? Ne yazsak? Ne sorsak en ufak bir yanıt gelmiyor…
Aman sağlıklarına bir şey olmasında?
=====================0000========================
ÇÜŞ
“Sizin kulunuz, ayağınızın altında toprak olurum”
Bak sen şu işe… İşte cehalet… İşte sonradan bir şey olmaya çalışıp olamayanlara örnek.
Selami Şahin, Çeşme’de sahne aldığı mekanda böyle demiş…
Kul, kime olunur? Bilmekten aciz… Ben padişahların bile halkına ‘KULUM’ demelerine kıl olmaktayım…
================0000==============
DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER
“Özdil, Hürriyet Gazetesi’nden ayrılmalıdır”
By.Binali Yıldırım…
Uzaktan kumandalı basın olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Merak ediyorum, Atatürk’e hakaret eden gazetecilere çiçek mi gönderiyorlar?
===================00=============
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Davetsiz gelen, döşeksiz oturur.
DEYİM
===================00===================
ESKİ VEKİLLER
Bölgemiz için çalışan vekillerimiz vardı.. Kulakları çnlasın.. DSP’den Numan Gültekin.. Bizim buralardan seçilmiş, Ankara da bölgemiz için ne gerekiyorsa düğümü çözüyordu.. Taa o yıllarda KIZILKEÇİLİ KÖYÜ için su borularına ihtiyaç vardı… Kendisine aktardım... Bir ay gibi bir zamanda temin etti.Bugün köy o boruları kullanmakta..
İsmail Özgün. Ali Aydınlıoğlu’nun yokluğunda dert babamız olmuştu.
Turhan Çömez, her dakika, sanki emrimizde çalışan bir görevli gibiydi.. Sık sık bölgemize kendi ekibi ile gelir, her soruna el atardı… Pabuççuoğlu, Burhaniye ağırlıklı da olsa bölge için büyük hizmetlere el atmıştı… Aydınlıoğlu, ilk döneminde çok sıkı fıkıydık. Bu dönem, ipler nedense kopar gibi. Oysa biz kendisini çok severiz. Ayrıca kızımın ve yeğenlerimin öğretmeni idi… Çok var da, ben çivi çakanlardan Konu açmak istedim…………………… Baki Ataç, efendime söyleyeyim, YILMAZ YILDIZ, Hüseyin KALKAN v.s…
======================000================