İLERLEYELİM BEYLER !..
İstanbul, belediye otobüsleri tıklım tıklımdır. Önden otobüse binmek için üç beş dakika zorlanırsın.
Şoför seslenir: “İlerleyelim beyler, arkada boş yerler var.”
İşte bizim siyasi günlüğümüz.
Tıkanmış, yarım adım ilerleme göstermeyen bozuk düzen.
Erdoğan, Baykal’la,
Baykal, Erdoğan’la,
Erdoğan, Bahçeli’yle,
Bahçeli, Erdoğan’la
Oturup konuşamıyorlar.
Neyi paylaşamıyorlar? Bir bilebilsek.
Birzamanlar, ÇİLLER-YILMAZ, ECEVİT, ERBAKAN aynı durumda birbirlerini yediler. Ortalık boş kaldı. Erdoğan, aradan sıyrılıp oturuverdi koltuğa..
Şimdi..
Aradan sıyrılıp kim oturur dersiniz?
Allah etmeye dilimi ısırıyorum bu satırları yazarken.
Allah etmeye.
ÇÜŞ
DTP ve TEHDİT.
Kongre sözcüsü Hatip Dicle.
“Nevruza 3 ay var, devlet aklını başına toplasın. Sokaklar kan gölüne döner.”
T.C. Hükümeti bir terör grubunun tehditine sessiz kalıyor.
Vebalini T.C. devleti değil, Erdoğan ve grubu çekecek.
BÜYÜTEÇ
BELEDİYE BAŞKANI.
Diyarbakır Belediye Başkanı’na bu hükümet el süremiyor. Onlarca bölücü faaliyet, örgüte parasal destek. Devlet imkanlarını kullandırmak, devlete meydan okumak..
El sürme, elini yakar..
Öte taraftan, “kum, taş, toz toprak çaldın. İn aşağı gir içeri” diyerek tutukla.
Erbakan, Altınoluk eski Belediye Başkanını BİR FAXLA almıştı görevden.
AKP İktidarı, ACİZLİĞİN ne olduğunu öğretti bize.
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.
ÇİN ATASÖZÜ
VATANDAŞ + HUKUK..
Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, pişmiş tavuğun başına gelmeyenleri çekip, kurtulmaya çalışıyor tek başına..
Geçen gün yaptığı açıklama yüreğime bıçak gibi saplandı.
Bir vatandaş olarak nasıl özlem duyduğumu anlatamam.
Neye özlem?
Hukuka...
Hakim Kaçmaz, “36 hakim ve savcı Ergenekon soruşturması nedeniyle dinlenildi. O, 36 hakim ve savcı nasıl bir işlem yapacaklar, nasıl bir tutum sergileyecekler? merak ediyorum. Kendi haklarını koruyamayanlar, vatandaşın hukukunu nasıl korurlar.”
İşte bu cümle saplandı yüreğime..
Kaçmaz’la kim? neden? kimlerin talimatı ile açığa alınmak isteniyor?
Sokakta herkes biliyor.
Hukuk, hukukçusunu koruyamazsa, beni nasıl koruyacak?
O halde..
Sokak.
Hak verilmez, alınır dese..
Hukukla karşı karşıya kalmayacak mı insanlar?
Kazanan hukuk mu olacak?
Hukukunu arayanlar mı?
Demokrasinin kuralları bir ülkede uygulanmıyorsa o ülkede Demokrasiden nasıl söz edersiniz?
MEDYUM MEMİŞ..
Parayı sessiz ve derinden götürüyor. Pazar kaynağı özellikle bitlenmiş beyinli ARTİZ takımı ve tabii ki SOSYETE..
Artiz takımı malum..
Sosyete önemli..
Neden?
Artiz takımında beyin alt takımla çalışır... 2 x 2 beyin vardır.
Biri hep arızalıdır, ikincisi götürür.
Sosyete..
Batı’da sosyete elit tabakadır. Kültür seviyeleri yüksektir.. Çoğu Soydan gelmedir.
Bizde..
Takunyacılıktan gelip, 11 pond topukluyla nasıl yüründüğünü 10 yılda öğrenir.... Karides gördüğünde, “sümüklü böcek gördüm, ay nasıl yiyoruz” der.
5 yıl sonra kahvaltıda bile yemeye başlar. Erkekleri bir başka türdür.
Alışkanlığını sürdürür. Evdeki GARIYI hizmetkar olarak görmeye devam eder. Lacivet takımın altına beyaz çorap, yumurta topuklu ayakkabı giyerken, göre göre marka giyer. İşportadan aldığı 1 liralık tesbih elinin tersi ile iter, altın ya da gümüş tesbih sallamaya başlar.
Avanta kopartmak için siyasilere para kaşesini döker..
Birkaç kopya cümlelerle memleket meselelerine parmak basar... Yani sosyeteleşmeye başlamıştır. Sosyete bizde bu..
Ayağında kundura..
Deden çarik giyerdi türkülerini pek sevmez. PAVOROTTİ takılır gözükür. Sosyete..
Medyum Memiş, bu takımların kenelerini toplar. Oturduğu yerden vergisiz mama...
Memiş; “Cimbom 10 milyon dolar versin, SARAÇOĞLU büyüsünü çözeyim” diyor.
Cimbom, Feneri, büyüsüz kaç kez yendi haberi yok.
Ne kopartırsam kar..
İşimiz Medyumlara kaldı..
Aslında Memiş haklı..
Akıllı geçinenleren en kral yerlerde sorumluluk alabiliyor ve sorun çözemiyorsa..
Neden MEMİŞ’in kapısını çalmıyorlar..
TEMAD..
Bir zamanlar Zeytinli TEMAD vardı. Arada sırada sosyal konularda kendilerini gösterirlerdi.
Son zamanlarda, domino ve okey’den başlarını kaldıramıyorlar herhalde..
VİDANJÖR..
Ulusal’da bu haberi okuyunca İÇ GEÇİRDİM.
Bodrum’da, çöplüğe vidanjörü boşaltan şoför gözaltına alınmış.
Darısı başımıza ama!..
Derken;
Acaba diyorum Bodrum’da çay, dere yokta onun için mi çöplüğe boşaltıyordu. Malum bizim buralarda çay, dere bol. Sal hortumu, ne kadar?
Ne soran var, ne HİŞŞT diyen. Atış serbest..
Hatta VİDANJÖRE gerek yoktur bizim buralarda.
Yüzlerce ev, fabrika bokunu püsürünü salarlar.
Çünkü bizim buralarda yumruğunu masaya vuracak bilek yoktur.
Ha vidanjör boşaltmışsın.
Ha şarjör.
Her iki atışta serbesttir..
DEMOKRASİ ve ÇARE
Demirel, bazı görüşlerinde ve söylemlerinde çok yerinde saptamalar yapmış, kurt siyasetçi.
Demokrasilerde çareler tükenmez demişti.
Rakı, balık.
Ne alaka.
Var alaka...
Efe rakı tam sayfa Ulusal’da reklam veriyor.
Etiketi yeşil, ya Efe’nin.
Yeşil üzümlerden motife edilen koca bir çipura kuzu gibi tabakta. Yanında EFE şişesi.
Ortada balık yok.
İkisi beraber yasak sözde.. Üzümlerle çizilmiş ÇİPURA..
İşte çare.
İşte Demokrasi..
Oysa Demokrasinin Kestanesini çizen bizim sivri zekalı Yöneticilerimiz.
Demokrasiyi bin yerinden bıçaklayan ileri zekalı demokrasi katilleri..