Hadi yürüsün de namın kadar yürüsün… Nereden çıktı şimdi bu nam meselesi? Kimseyi incitmeden yazayım… Paşa, albay falan… Paşa, albay ordu da bulunur değil mi? Aynen öyle… Şimdi;
Rahmetli babam emekli kurmay albaydı. 60 darbesi döneminde darbe karşıtı olduğu için cebren emekli edildi. İstanbul’un Mecidiyeköy ile Zincirlikuyu arasında Alyans Mahallesi olarak unvan kazanan bir site yapıldı. Babam da bu siteden daire almak için formaliteleri yerine getirdi. Alyansını da vererek… Dairenin bitimine çok az bir zaman kala kontroldeki bir zat ile omuz omuza çarpışıyor… Çarpıştığı zat bağırarak “Ben paşayım, dikkatli ol. Görmüyor musun?” diye fırça atma cüretini gösterince… O ruda namı Bodur İbrahim olarak anılan babam, “Paşalık, albaylık kıta da kaldı. Yürü git işine!” diyor. Neyse, sinirli bir vaziyette hemen caddenin öbür tarafındaki gazeteciler sitesindeki evimize geliyor, anneme, “Ben bu heriflerle aynı binada nefes bile almam, hemen evi satıyorum” diyor ve dediğini yapıyor…
İmdi, paşalık ve albaylığı kenara koyalım.
Günümüzde de benzeri bir unvan konusu var… Başkan aşağı, başkan yukarı…!
Seçimi kazanarak o unvanı alana başkan denir. Seçim kazanamayan ya da meclis üyelerine bile bugün başkan denilebiliyor… Hadi diyelim resmen ve alenen başkanlık yapmış olan bir siyasetçi bir sonraki seçime giriyor ama kaybediyor. Sokakta karşılaştığı herkes tarafından “Merhaba başkanım” diyerek unvanı ile sohbete dalması yukarıdaki paşa-albay misali bir çıkıp başkanlığın sandığa gömüldü dese ayıp etmiş mi oluyor?
Madem öyle, tüm eski belediye başkanlarına protokolde yer verilsin. Mesela eski Edremit belediye başkanı Ketaş Ahmet’in mekanına uğrayıp hatırını soran var mı? Ama sokakta çoğu kez ona da başkanım deniyor… Madem başkan unvanı devam ediyor, neden bazı konularda fikri sorulmuyor?
Ya herrü (herro) ya merrü (merro)…
Yukarıda kimse alınmasın dedim ya, ondan kelli bir halk sözü aklıma düştü:
“Kabaramazsın kel Fatma, annen güzel, sen çirkin.”
Eski bir belediye başkanından söz ederken neden “eski belediye başkanı” şeklinde yazıyoruz?
Bir nevi moda… Bazı kıyafetler için, “moda eskiye dönüyor” denir ya… Gazeteci olarak bir yazımızda eski kelimesini koymadan doğrudan belediye başkanı olarak yazmış olsak, neden tepki alıyoruz?
NAMIN YÜRÜSÜN…
CEHALET
Geçtiğimiz gün bu köşe yazımda, açıklanan bir bulgudan alıntı yapmıştım. Ülkemizde cehalet %61’miş şeklinde. Bugün bu konuya denk gelen bir söz notlarımın arasına düşmüş. Onu da aktarayım bari:
Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.
— Victor Hugo. Nokta…
Yorumlar
Kalan Karakter: