MAHALLE KARILARI !
O da ne bee!
Benden günah yok.. Haber, Habertürk’ün.
Modacı Nur Yerlitaş, indirimli bir mağazada alışveriş yaparken vezne sırasında bir iki kadınla atışmış.
Yerlitaş;
- Siz kimsiniz burada alışveriş yapıyorsunuz, mahalle karıları diye bağırmış. Eklemiş “ben terzi değil modacıyım, modacııı.”
Doğru söze ne denir. Terzi kendi yırtığını dikemezmiş.
“SEN KİMSİN LAN?” bu başlıkta yıllar önce bu köşenin bir yazı başlığı.
Bir vekil (artık adını yazmıyorum üç-beş baskı oldu), trafikte kendisine yol vermeyen vatandaşa böyle hitap etmişti.
“SEN KİMSİN LAN.”
Bu bizim genimizde var galiba!..
“KRAL ZOGO’LUK.”
EVROPA “KÜLTÜR BAŞKENTİ”
İstanbul bu ünvana sahip olabilmek için 2010 yılındaki etkinliklere hazırlanıyor.
İki, üç yıldır devlete ödediğimiz her faturadan fona pay kesiliyor.
O halde?
Bu etkinliklerde “bana”, “bize”, “onlara” KOMBİNE bilet gönderilmesi lazım.
Beyler “benim”, “bizim”, “onların” parasıyla protokolde oturacaklar. Biz arena dışında kalacağız.
EL şeyi ile, yatağa girmek...
UYUŞTURUCU..
Okulların açılmasına az kaldı. Bu konuda ne gibi tedbirler alındı?
Emniyet!
Milli Eğitim!
Aileler!
Aldığınız, alacağınız tedbirler var mı?
ADALET ve SİSTEM..
Zanlı mahkeme salonunda..
Avukatı var.
Ama, avukatı ile yan yana oturamıyor.
Dirsek teması hakkı yok.
Ama,
CUMUK’ta böyle bir yasak maddesi yok.
Mahkeme salonunda zanlı, ürkek, tir tir titriyor.
Ayakta ifade vermek zorunda, oysa ayaklarının bağı çözülmekte.
Beğenmediğimiz Amerika’da 3-5 kişinin katili bile olsa oturarak ifade verir, avukatı yanı başındadır. Savunma hakkı..
Polis, “Bizden korkma, bize gel.”
Adalet, “Adalet mülkün temelidir, bize sığın” der.
Polisten korkulmaz.
Polise saygı duyulur.
Adalet, terazimiz doğru tartar der ama, tartının zaman aşımına uğramasından çekinen vatandaş gitmez..
Adalet sistemi, baştan aşağı değişmelidir.
Raflardaki kitaplar yeniden yazılmalı, halkın anlayacağı tarza indirgenmelidir.
İl, ilçe ve bunların tepesindeki teraziler ayna marka, aynı ölçüyü vermelidir.
HAYAL GEMİSİ
Yeni bir TV, dizisi değil.
İlahiyatçı Ali Rıza Demircan’ın yazmakta olduğu “CENNETTE SEKS” adlı kitabının hurilerden haberler.
Öbür dünyanın “seks” yaşamını özetliyor hoca..
Bir cümle kafamı karıştırdı.
“Sevişme boşalmayı sağlamadıkça, orucu bozmaz.”
“Orucun kalitesini düşürür.”
Çık işin içinden çıkabilirsen.
Biri “oruçluyken denize girilir ama çıplağa yan gözle bakarsa oruç bozulur.” Diyor. Diğeri “boşalmazsan oruç bozulmaz, kalite düşer” diyor.
Kalite derken?
ÇÖP-ŞİŞ !...
Körfezin her tarafından dumanlar çıkıyor.
Şiş-çöp, çöp-şiş kokuları..
Edremit Körfezi iç, içe belediyelerle çevrilmiş.
Ancak!
Hepsi sanki krallık..
Bir araya gelip, haritadaki Körfeze faydalı olalım demek yok.
Yıllardır KATI-ATIK depolama yapalım, yapmayalım.
Senin bölgende olsun, benim bölgemde olsun.
Üstüne üstlük bu Körfez Belediyelerinin bir çatı altında toplandıkları BİRLİKLERİ de var.
Var ama!
Tık yok..
Ne şiş yansın ne kebap falan felan..
Çöp, taaakk!..
Şişli olsun....
TÜRKİYE SEKS CENNETİ...
İlahiyatçılar, bu dünyayı bırakmışlar, öbürünü irdelemekle uğraşa dursunlar, Türkiye seks cenneti oldu.
Gazete haberleri bunu hergün sütun sütun veriyorlar.
Cinayetlerin % 99’u seks cinayeti.
Her bir kesimin suçu var, Türkiye’nin seks cenneti olmasında..
Habertürk’ün Pazar manşeti.
Adnan Hoca ve müridleri..
Onlarca “sözde” dinsel kitaplar yayınlayan bu şarlatan zengin, gençlere kancayı yıllarca taktı, bırakmıyor. Kökeni SEKS KÖLELİĞİ..
Sonra bu dallamaya “DİNSEL KİTAPLAR” çarşaf çarşaf tam sayfa yazı yazma hakları....
Türkiye neden, öbür dünyayı bıraktı, burada yaşam sürebiliyorlar, irdeleyen var mı..
ÇÜŞ
Deprem 4 gün önceden haberdar ediliyormuş.
Geri kafalılar, öküzün çişi gelince kıçını sallıyor, dolayısıyla başı da sallanıyor.
Boynuz üzerindeki küre bir sağa, bir sola.
BÜYÜTEÇ
Onu, yazsana, bunu yazsana diyorlar.
Yazdıklarınız işi öğrendiler.
Ses çıkartmıyor, iş sakız gibi uzamasın diye.
KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN
Türkler öldürülebilir, ama mağlup edilemezler.
NAPOLYON