Muhterem Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimize (s.a.s), Hira’da ilk
vahiy gelmiş, Kur’an-ı Kerim nazil olmaya
başlamıştı. İlahî buyruğun ağırlığıyla yüreği
titreyerek evine dönmüş, can yoldaşı Hz. Hatice
validemize “Beni örtün” demişti. Eşine, sırdaşına
sığınmış, ondan destek almıştı. Hz. Hatice, güven
veren ve teskin eden haliyle Peygamberimize o gün
şunları söylemişti: “Korkmana gerek yok! Çünkü
sen her zaman doğruyu söyler, akrabanı gözetirsin.
Muhtaçlara yardım eder, misafire ikramda
bulunursun. Allah, hiçbir zaman seni utandırıp
üzmez.”
1
Aziz Müminler!
Aile; güvendir, dayanaktır, sığınaktır. Tüm
varlığıyla iyilikte yardımlaşmak, el birliğiyle
kötülüğe engel olmaktır. Hz. Hatice’nin sevgisini ve
desteğini asla unutmayan Peygamberimiz,
vefatından yıllar sonra bile onu hasretle anmıştır.
Zira aile; vefadır, sadakattir. Eşleri birbirine güven
ve sadakatle bağlayan en kıymetli bağdır. Aile
fertleri, hayatın zorluklarını aşmak ve güzelliklerini
paylaşmak üzere birbirlerinin yanında olurlar. İffet,
izzet ve mahremiyetlerini muhafaza ederler. İşte
ailedeki bu sadakat, dünyada şeref, ahirette ise
kurtuluştur.
Kıymetli Müslümanlar!
Allah Resûlü’nün (s.a.s) ailesinde istişare
hâkimdi. Peygamberimiz aile fertlerinin fikirlerine
değer verir, aile içinde yaşanan sorunların sabır ve
ferasetle çözülmesini sağlardı. Çünkü istişare,
şiddete başvurmadan akl-ı selim ile sıkıntıları
aşmayı sağlar. Eşlerin ve çocukların ortak aklı
sayesinde hata yapılmasını engeller. Ailede hakların
ve sorumlulukların dengeli biçimde dağıtılmasını
sağlar. Çünkü erkeklere ailede adaleti öğütleyen
Allah Resûlünün ifadesiyle, “Sizin hanımlarınız
üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızın da
sizin üzerinizde hakları vardır.”2
Değerli Müminler!
Ailede şefkat ve merhametin varlığı,
Rabbimizin “Rahmân” isminin tecellisidir.
Merhamet sadece acıma hissi değil, muhatabımıza
değer vererek onu anlama çabasıdır. Merhamet, aile
fertlerine ihsanla, insafla, iyilikle, güzellikle ve
şefkatle davranmaktır.
Peygamber Efendimizin ailesinde vazgeçilmez
olan değerlerden biri de şefkatti. Rahmet Elçisi
(s.a.s), ailesine karşı son derece müşfik davranırdı.
Ailede kimsenin gönlünü kırmaz, kaba ve incitici
konuşmaz, bağırıp çağırmaz, ağzından kötü söz
çıkmazdı. Eli asla şiddete kalkmaz, kadının ve
çocuğun hırpalanmasına kesinlikle izin vermezdi.
Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde
şöyle buyurmuştur: “Sizin en hayırlınız, ailesine
karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı
en iyi olanınızım!”3
Aziz Müslümanlar!
Resûl-i Ekrem’in ailesi sevgi doluydu. Hane-i
saadetin her ferdi, yüreğinde derin bir muhabbet ve
ülfet hissederdi. Peygamberimiz, eşlerine,
çocuklarına ve torunlarına sevgi sunmaktan
çekinmezdi. Onları takdir eder, mesela sevgili kızı
Hz. Fatıma geldiğinde ayağa kalkarak kendi yerini
kızına verirdi. Her akşam hane halkını toplayıp
onlarla sohbet ederdi.
Hayatın yükünü bizimle birlikte taşıyan en
yakınlarımız, sevgimizi duymayı en çok hak
edenlerdir. Güler yüzümüz, gönül alıcı bir çift
sözümüz, ailede sevgiyi çoğaltır. Bu yüzden
Peygamberimiz, “Büyüklerimize saygı,
küçüklerimize sevgi ve şefkat göstermeyen bizden
değildir.”4 buyurmuştur.
Muhterem Müminler!
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de
Peygamberimize hitaben şöyle buyurur: “De ki:
‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da
sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir.’”5 Bir mümin için Allah Resûlü’nü
sevmenin anlamı, onun yolundan gitmek yani onun
hayat tarzını benimsemektir. Mutlu bir aile yuvası
için de onun örnekliğine ve yaşattığı ahlakî değerlere
her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.
Peygamberimizden öğrendiğimize göre, bir aile
sevgi ve güvenle kurulur, adalet ve merhametle
korunur. Ailesinde huzur isteyen müminler olarak
duamız şudur: “Rabbimiz! Eşlerimizi ve
çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a
karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”
Peygamberimiz ve Aile..
Yayınlanma :
15.11.2019 13:13
Güncelleme
: 15.11.2019 13:13