1- Bir kimsenin kelime-i küfür söylediğini duysak, ona, (Îmânın gitti, tövbe et!) diye hâtırlatmazsak, günâha girer miyiz?
Karşıdaki kimsenin hâlet-i rûhiyesine bağlıdır. Bu, ne küfrü olacak diyecek ise söylememelidir. Ama gerçekten doğru bilgiyi duyduğu veyâ okuduğu zamân kabûl edebilecek bir durumda ise, hemen hâtırlatmalıdır. Münâsib bir zamân kollamalı, mutlaka söylemelidir. O anda kabûl etmese veyâhud da söylenecek bir zemin yoksa bile hemen fırsatını bulup, gene ona hâtırlatmalıdır. Çünkü yarın âhiretde, (Bu biliyordu, ama bana söylemedi. Söyleseydi ben tövbe ederdim) diyebilir ve bizden de hak talebinde bulunabilir.
2- Evlâdın, anne babasının haberi olmadan eve gelen misâfire bir şeyler ikrâm etmesi uygun mudur?
Yetki verilmiş ise, uygundur.
3- Namâza başlarken, elleri göğüs hizâsına kaldırırken mi, yoksa elleri bağlarken mi (Allahü ekber) demeliyiz?
Eller, kadınlarda omuz hizâsına kaldırılır, kaldırıldıktan sonra dururken, (Allahü ekber) deyip göğüs üzerine koyarken bitirirler. Erkekler de ellerini kulaklarına kaldırırlar, eller kulak yumuşağında iken, (Allahü ekber) diyerek tekbîr getirmeye başlarlar ve göbeğinin altına bağladığı zamân bitirirler.
4- Vakarlı olmak nasıl bir şeydir, vakarlı insan nasıl olur?
Vakarlı insan, kibirli insan demek değildir. Vakarlı insan, başkasından kendisini üstün görmez. Ama kendisini, başkasından aşağı da görmez. Yanî ezmez de, ezilmez de. Doğru bilgilerle donatılmıştır. Bir başkası yanlış dese de, ona hiç aldırış etmez. Bilgilerinden, inanışından hiç taviz vermez. Yanî, iffetini, nâmusunu, vatanını, dînini, kendi insanlık şerefini ayaklar altına aldırtmaz. Kendisini ezdirtmez, zelil duruma düşürtmez. Bu, vakarlı kimse demekdir.
5- Vefât eden kimse yıkanmadan, rûhuna Kur'ân-ı kerîm okunmaz deniyor, doğru mu?
Doğru değildir. Cesedin başında sesli olarak okunmaz, sessiz olarak okunur. Başka bir odada sesli de okunabilir, herhangi bir mahzuru yok.
Abdüllah bin Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” buyuruyorlar ki, “İnsanlara hayrı öğretenler için, denizdeki balıklara varıncaya kadar her şey, Allahü teâlâdan mağfiret diler.”