1- Buradaki camide sohbet oluyor. Bir mahzuru olmaz diyerek adetli kadınları da camiye çağırıyorlar, bu konuda neler söylersiniz?
Ölçü olmadıktan sonra böyle olur. Nefs yaratılış itibarı ile Allahü teâlâya düşmandır. Her insanda, kadınlarda erkeklerde vardır. Hatta kadınlarda, erkeklerden dokuz kat daha şiddetli yaratılmıştır. Dolayısıyla içerideki düşman [ya'ni nefs] pusuda bekleyip, duruyor. Emir altına girmek istemiyor. Bu yüzden nefs doğrunun düşmanıdır. Nefs birşeyler yapıp, yaptıklarını da doğru kabul eder. Allahü teâlânın gönderdiği, Peygamber efendimizin (aleyhisselâm) bildirdiği, Eshâb-ı kirâm efendilerimizin (aleyhimürrıdvan) naklettiği, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına yazdıkları doğru ve hak olan yol nefsin düşmanıdır. Nefs bu yola gelmez. Dolayısıyla nefsinin esiri olan bu ve benzeri insanların dinden haberi yoktur. Bunların tuzaklarına düşmemek için de alt yapımızın olması gereklidir. Alt yapının oluşabilmesi için de ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları okunmalıdır. Okunursa o zaman [cahillerin ve din düşmanlarının tuzakları] anlaşılabilir ve ölçüyü yakalayabilir. Hülâsa kadınların âdetli olarak camiye girmeleri haramdır, günahtır. Bunu değiştiren kimse [bu meseleyi] hafife alıyorsa imanı gider, kâfir olur. Mürted [dininden dönme] olur. Kadın da [bu harama] ehemmiyet vermeyerek, giderse onun da imanı gider. Muhammed bin Kutbüddin İznikî hazretleri buyuruyorlar ki, (Ta'zim edilmesi [hürmet edilmesi, saygı gösterilmesi, yerine getirilmesi] gerekeni, tahkir; [red ederse] tahkir edilmesi [yapılmaması, red edilmesi] gerekeni ta'zim [saygı] küfürdür).
2- Hanımlar evlerde bir araya gelip gıybet dedikodu yapıyorlar. Böyle yere ben gitmiyorum. Doğru mu yapıyorum?
Evet. Gitmemelidir.
3- Kutlu doğum haftası hakkında bilgi verir misiniz?
Mübarek gün ve geceler kameri takvimde bildirilmiştir. Miladi takvimde mübarek gün ve gece yoktur.
4- Biz iki kız kardeş baban vefat edince borçlarını ödemeye çalıştık. Ödeyemediğimizde borçlar kaldı. Bu durumda ne yapmamız gerekir?
Gücünüz yettiği kadarıyla ödemeye çalışın. Siz de babanıza yardım ettiğiniz için evlatlarınızda size yardım eder. Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki, (Eden bulur). Allahü teâlâ Kuran-ı kerimde, Zilzal suresinde -mealen- buyuruyor ki, (Zerre kadar iyilik, karşılık görecektir. Zerre kadar kötülük, karşılık görecektir). Bu hiç değişmez. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacaktır. Zerre kadar iyilik, karşılık gördüğü gibi zerre kadar yapılan kötülükte karşılık görecektir. İyilik eden iyilik bulur. Kötülük eden, kötülük bulur.
5- Evvabin namazını nasıl kılmalıyız?
Akşam namazından sonra kılınan nafile namaza (Evvabin namazı) denir, bu namazı kılmak müstehabdır. Altı rekat olarak kılınır. Hepsini bir selam ile veya iki rekatta birer selam ile kılınabilir. Her iki şekilde de, ilk iki rekatları, akşam namazının sünneti yerine sayılır. Bu namazı, sünnetten sonra, ayrıca kılmak da olur. [Hanefi mezhebinde nafile namazlarda dört rek'atte bir selam vermek caizdir. Ama iki rekatte bir selam vermek evlâdır. Dört kılıp, ardından iki rekatte kılınabilir. Altı rekat olarak kılınmasına ruhsat verilmiş ise de mekruhtur, ifadesi geçiyor. Dolayısıyla böyle ifade geçen şeylerden sakınmalı!]. Evvabin namazı kılarken, kazaya niyet edilirse, hem bu büyük sevablara kavuşulmuş, hem de kaza borcu ödenmiş olur. Kaza borcu olan, kazaya niyet etmeden, nafile olan evvabin namazını kılarsa, bu sevablara kavuşamaz. Çünkü hazret-i Alinin naklettiği bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Farz namaz borcu olan kimsenin, nafile namaz kılması, doğurmak üzere olan hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48]
6- Dini nikahım kıyılırken başka odadaydım. Hoca bana filan oğlu filanı kocalığa kabul ettin mi ettiysen kapıya tıkla dedi. Benim yerime halam kapıya tıkladı bu nikah olmuş mudur?
Yine olmuştur. İşaret ile [kapıya tıklaması gibi] olsa da olur. Bu bilmemekten kaynaklanıyor. Halbuki oradaki erkeklerden biri vekaletini alsa, oraya kadar gelmesine bile gerek yok.
7- Namazda harfleri düzgün çıkarmak için çok zorlanıyorum. bu nedenle namazı uzatıyorum. Bu durumda nasıl hareket etmem gerekir?
Bu vesvesedir. Öncelikle okunacak harfler namazda değil, namazın dışında öğrenilecek. Onların talimi yapılıp, bilen bir kimse tarafından okutulması lazımdır.
8- Bir yakınım doğum yapacak doğumun kolay olması için ne yapabiliriz?
Bu konuda, (Tam ilmihal Se'adet-i Ebediyye)nin 3. kısmında İmam-ı Rabbani hazretlerinin bir hanıma yazdığı mektûb var. Orada hanımlardan istenen altı madde var. Bu altı maddenin, dördüncü kısmında (Çocukları Öldürmemek) konusunu anlatırken, doğumun kolay olması için orada bir dua ve suredeki ayet-i kerime bildiriliyor. -bu bildirilenler-mürekkep kalem ile [tükenmez ile değil] porselen bir tabağın içerisine yazılır. Ondan sonra üzerine su dökülüp, çalkalanır. Sonra bu sudan içince doğum kolay olur, buyruluyor. 9- Bir tanıdığımın yaşları daha genç çocuk olması için ne yapabilirler?
Allahü teâlâ ezelde onlar vasıta ile çocuk yaratmayı murad etti ise olur. Cenab-ı hakkın yarattığı sebeplere yapışmalı, dua ve istiğfar etmelidir.
10- Üç bayan birisi imam olsa diğerlerine namaz kıldırabilir mi?
Caiz değildir. Kadının imam olması mekruhtur, buyruluyor.
11- Dinimizde boşanmanın gerekçeleri nelerdir?
Dinimizde boşanmak için herhangi bir gerekçeye lüzum yoktur. Sebepsizde boşanabilir. Ama kitaplarda anlatılırken, namusa, mala, iffete zarar gelmeyecek bir suçtan dolayı, dünyalık şeyler yüzünden boşanmak Allahü teâlânın hiç sevmediği mubahtır, helaldir. Boşanmak son çare olmalıdır.
İslâm Âlimlerinden ve Evliya-ı Kiramdan olan Yahyâ bin Muâz-ı Râzî hazretleri ''rahmetullahi teâlâ aleyh'' buyuruyorlar ki, İbret alınacak hâdiseler pek çoktur. Ancak bunlardan ibret alanlar ise çok azdır.