1- Birisi, kendi zekâtını vermek üzere bana para verdi, beni vekîl etti. Torunum fakîr, bu zekâtı ona verebilir miyim?
Kâğıt para ile verince, altın alıp verir, veyâhud da altınla devrini yaparsınız. Sizi vekîl tayîn edince kendi evlâdınıza bile verebilirsiniz. Anne-babanıza, kardeşlerinize, halanıza, dayınıza, teyzenize dînen fakîr olmak şartıyla verebilirsiniz. Bu zekât sizin kendi zekâtınız olmadığı için torunlarınıza da verebilirsiniz. Herhangi bir mahzûru yok. Ama size bu zekâtı verenin torununa veremezsiniz.
2- Hanefî mezhebindeyim. Mâlikî mezhebini taklîd ediyorum. Muayyen günüm onbeş-onaltı günü buluyor. Nasıl hareket etmem lâzım?
Hanefî mezhebinde olup da, mâlikîyi veyâ şâfi'îyi veyâhud da hanbeliyi taklid edenin onbeş güne riâyet etmesi gerekliyor. Yani onbeş günü temiz, onbeş günü hayz kabûl eder, beş günden sonrasını da kaza eder, buyruluyor. Başka bir kavle göre de, meselâ siz hanefî mezhebindesiniz, mâlikîyi taklîd ediyorsunuz. On günü geçince iki gün ilâve eder, oniki günden sonra gusül abdesti alır, namâzınızı kılar, orucunuzu tutar, ibâdetlerinizi de yaparsınız. O iki günü de kaza edersiniz.
3- İğne, fitil, fıf fıs orucu bozmaz dediler. Bu konuda neler söylersiniz?
İğne, fitil orucu bozar. Hatta şâfi'î mezhebinde erkeklerin idrar yolundan içeri, meselâ pamuk konmuş olsa, orucu bozar. Ağızdan alınan, makat bölgesinden vücûda giren veyâhud da iğne ile [şâfi'îde de bozar] gıda ve devâ olarak giren bozar. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarına bakmalı, orada ne yazıyorsa ona itibâr etmelidir. Onun için biz ısrarla, (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye) diyoruz. Bu kitâb, mutlaka her evde bulunmalı ve mutlaka da okunmalıdır.
4- Kazalarımı hergün kılmaya devâm ediyorum. Meselâ sabah namâzı vakti, bir günlük sabah, öğle, ikindi ve akşamı kılıyorum, yatsı ve vitri de kuşluk vaktinde kılıyorum. Olur mu?
Tabiî. Bir namâz kazaya kalmışsa, artık onu kaza ederken vakit sınırı yoktur. Yani şu vakitde kaza edilecek kaydı yok. Sadece namâz kılması tahrîmen mekrûh olan üç vakit bildirilmiş: Güneş doğarken, öğleye yarım sâat kalan zamân diliminde, ikindiden sonra, akşama 45-50 dakikalık bir zamân dilimi kalınca, namâz kılması mekrûh olan vakit giriyor. [Sadece o gün ikindiyi kılamadıysak, ikindinin farzını o mekrûh vakitde edâ olarak kılabiliriz]. Bu üç vaktin dışında istediğimiz vaktin kazasını kılabiliriz.
5- Yirmiüç ton ayçiçeğimiz çıktı. Bütün masrafları çıktıktan sonra mı bunun uşrunu vereceğiz?
Hayır. Hikmet-i ilâhi, ticâret malında, parada, borç varsa onlar düşülüyor. Ama uşurda düşmüyor. Farklı bir şey. Dînin sâhibi böyle emretmiştir. Ona uyacağız. Eğer motor takıp, motorla su çektiyseniz yirmide biri verilecek. Diğer masrafların hiçbirisi düşülmeyecek.