Müşriklerin ileri gelenlerinden on kişi, Ebû Tâlib’in, Hazreti Muhammed’i himaye ettiğini anlayınca, Umâre bin Velid’i de yanlarına alarak Ebû Tâlib’e gittiler. Ona; “Ey Ebû Tâlib! Bilirsin ki, bu Umâre, Mekke gençlerinin en yakışıklısı, en güçlüsü, en ahlâklısıdır. Ayrıca şâirdir. Onu sana verelim, kendi işlerinde kullan. Umâre’nin karşılığında bize Muhammed’i ver, öldürelim. Sana adam karşılığında adam! Daha ne istersin!” diyerek, kabulü mümkün olmayan bir teklifte bulundular. Ebû Tâlib, bu söze son derece hiddetlendi ve; “Siz, önce bana kendi oğullarınızı verin. Onları ben öldüreyim. Ondan sonra yeğenimi vereyim” deyince, müşrikler işin vahâmetini anlayıp; “Bizim çocuklarımız, O’nun yaptığını yapmıyor ki…” dediler. Ebû Tâlib; “Yemîn ederim ki, benim yeğenim sizin çocuklarınızın cümlesinden daha hayırlıdır. Demek, siz oğlunuzu bana verip besletecek, benim ciğerparemi alıp öldüreceksiniz ha!.. Dişi deve bile yavrusundan başkasını özlemez ve esirgemez. Bu iş akıl ve mantıktan çok uzaktır. Artık iş çığırından çıkmıştır. Kim ciğerpârem Muhammed’in (aleyhisselâm) düşmanı ise, ben de onun düşmanıyım. Bunu böylece bilin ve elinizden ne gelirse yapın!” dedi. Müşrikler, hışımla yerlerinden kalkıp gittiler. Ebû Tâlib, hemen Hâşimoğullarını ve Abdülmuttaliboğullarını topladı. Onlara, durumu anlatıp, sevgili Peygamberimize sallallahü aleyhi ve selllem yardım etmeye ikna etti. Resûlullah’ı öldürmeye kalkan kollar kırılacaktı. Bu konuda müşriklere karşı birleştiler. Sâdece Ebû Leheb katılmadı. Ebû Tâlib onlara; “Ey yiğitler! Yarın herbiriniz kılınçlarınızı belinize takın ve benim ardımdan gelin” dedi. Ertesi günü Ebû Tâlib, Peygamber efendimizin evine gitti. Hep beraber Haremi şerife doğru yürüdüler. Hâşim oğullarının yiğitleri onları tâkip ediyorlardı. Kâbe’ye varıp müşriklerin karşılarına geçtiler. Ebû Tâlib, müşriklere; “Ey Kureyş topluluğu! Kardeşimin oğlunu öldürmeye karar aldığınızı duydum. Bu arkamdaki gençlerin, elleri kılınçlarında, sabırsızlıkla bir işaretimi beklediklerini biliyor musunuz? Yemîn ederim ki, Muhammed’i öldürecek olursanız, hiç birinizi sağ bırakmam!...” dedikten sonra, sevgili Peygamberimizi öven şiirler söylemeye başladı. Başta Ebû Cehl olmak üzere, orada bulunan müşrikler dağıldılar.
SEVGİLİ PEYGAMBERİM
Yayınlanma :
16.03.2010 19:43
Güncelleme
: 16.03.2010 19:43