1- Şeker hastası olanlar oruç için nasıl hareket etmeli, bu konu hakkında bilgi verir misiniz? Bu hastaların bazısı oruç tutabilirmiş. Sahurda takviye alıp, bunlar tutabilir. Bazılarının iki-üç saatte bir şey yemesi gerekiyor. Tabib-i müslim-i hâzık burada yetkilidir. Derse ki oruç tutamazsın, bu kişi tutmaz ve fidye verir.
2- Borç aldığım kişi hanımından ayrılmıştı. Şimdi vefat etti. Bizim bu borcu nasıl ödememiz gerekir? Gerçekten ayrıldı ise, hanımı bunun mirâsçısı değil, ama çocukları mirâsçısıdır. O parayı çocuklarına vermek gerekir. Çocuklarına ve mirâsçılarına ulaşılamazsa, bu para fakire verilir, sevâbı da ölen kimseye gönderilir.
3- Annem ameliyat olacağını bildiği halde oruca niyet etmişti. İğne vurduklar için orucu bozulmuş. Bunun için kefaret gerekir mi? Hayır, kendisi bozmadı. Keffaret, niyetliyken herhangi bir sebep, bir özür yokken, bile bile orucu bozmanın cezasıdır. Yoksa, bir kimse rahatsızlanınca iğne vurulursa, kaza gerekir.
4- Göze damla damlatmak orucu bozar mı? Göze damlatılan ilaç orucu bozmuyor. Kulağa damlatılan ilaç bozuyor. Kulağa su kaçarsa bozmuyor.
5- La ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh... duasının fazileti nedir? Bunun içerisinde kelime-i tevhid de var, cenâb-ı Hakkın yüksek sıfatları da zikrediliyor. Dolayısıyla fazileti yüksektir.
6- Bu dünyada göz nuru alınan, yani âmâ olanların ahiretteki durumu ne olacak? Dünyada iken gözlerini kaybeden, bunu sabırla karşılarsa, cenâb-ı Hakka îmân eder, ibâderlerini yaparsa ve îmânlı olarak ölecek olursa, mahşer günü Allahü teâlâ bunları, o kadar insan içerisinde çağırır, bunların hesâbını gördürür ve bunlara özür diler gibi muamele eder, buyuruluyor. Halbûki Allahü teâlâ kimseden özür dilemez. Mülk Onundur. Hepsinin üzerinde dilediği gibi tasarruf etme yetkisi, selâhiyeti Ona âittir.
7- Sakız çiğnemek orucu bozar mı? Piyasada sakız yok. Satılanlar ciklettir. İçerisinde esans, glikoz var. Bunlar çiğnendiği zaman orucu götürür. Sakız ise, ağaçta olur. Sakızın cıvımış hâlini oruçlu iken çiğnemek oruca zarar vermez.
Bütün sualler ve cevapları Günün ilâhisi
Ebû Midyen Mağribî “rahmetullahi teala aleyh” buyuruyorlar ki, İnsanlarla birlikte bulunmakta güzel ahlâk, onlarla iyi geçinmektir. Âlimler ile berâber olmakta güzel ahlâk, onlara ihtiyâcı olduğunu bilmek ve onları edebe uygun olarak dinlemekle olur. Mârifet ehli ile bulunmakta güzel ahlâk, sükûn üzere, ümitli ve sabırlı olarak beklemekle olur. Yüksek velî ile berâber olmakta güzel ahlâk, kırıklık hâlinde bulunmakla olur.