1- Bizim buralarda, ölenin ardından yedinci, kırkıncı ve elliikinci gecelerinin uygun olmadığını sizden duydum. Buralara gidersek günâh işlemiş olur muyuz?
Bir mazeretiniz varsa bahane edersiniz. Denk getirdiğiniz zamân da söylersiniz. Gitseniz, günâha girmezsiniz.
2- Bu zamânda daha fazla günâha düşmemek için ölmeyi istemek uygun olur mu?
Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Ölmeyi istemeyiniz) buyuruyorlar. Ancak, (Yâ Rabbî! Yerin altı benim için hayırlı ise yerin altını, üstü hayırlı ise üstünü nasîb et!) demelidir. Yoksa, (Yâ Rabbî! Benim canımı al) demek uygun değildir. Bir yerde, cenâb-ı Hakka itirâz kokuyor, ifâdesi geçiyor.
3- İslâm Ahlâkı kitâbındaki bilgileri okuyup da faydalanabilmem için yapılacak bir şey var mı?
Var, onu tekrar tekrar okumak. İnsan hemen ilk okuduğu ve öğrendiği şeyi birden tatbike başlamaz. İstisnâları elbette ki vardır.
4- Sakaldaki ölçü nedir?
Avucumuzun içine alıp sıkacağız. İki tane kavil var, birisi dudaktan itibâren, diğeri de çeneden itibârendir. İkisi de câizdir. Dudaktan veyâ çeneden itibâren bir tutamdan fazlası kesilir.
5- Salâ okumanın bid'at olduğunu etrafımızdakiler bilmediği için, bizim arkamızdan bunu yaparlarsa bize günâh olur mu?
Olmaz, biz istemiyoruz ki. Vasiyyetimiz de yok, bizimle ilgili değildir.
Süleymân bin Mihrân “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki, İçinizde Allahü teâlâya âsi olanlar, işledikleri o çirkin işlerin isli bir duman olup yüzlerine çökeceğinden, mahşer günü halkın önünde başlarına böyle bir hâl geleceğinden niçin korkmuyorlar?