1- Diş dolgusunun mâhiyyeti nedir?
Hanefi ve hanbeli mezhebinde ağzın içerisi vücûdun dışı kabul ediliyor ve yıkaması farz, buyruluyor. İğne ucu kadar kuru yer kalırsa gusül olmaz. Gusül olmayınca abdest de olmaz. Gusül ve abdest olmayınca namaz da olmaz. Bu kimse cenâbetlikden kurtulamaz. Bu zarûret değildir. Zarûret olabilmesi için başka çarenin olmaması lâzımdır. Maliki ve şafii mezhebinde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için, bu iki mezhebden birini taklid etme imkânı vardır. Hâl böyle olunca bu zarûret olmuyor. Onun için de, hanefi ve hanbeli mezhebinde olan bir müsliman, dişini doldurttuğu veya kaplama yaptırdığı zaman maliki veya şafii mezhebini gusül, abdest ve namazda taklid etmesi lâzımdır. Aksi hâlde olmaz. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)nin (Gusl Abdesti) bahsinde bu konu çok geniş anlatılıyor.
2- Elime geçen bir kitapta (Müzik helâldir, harâmdır, bunları yeniden düzenlemek lâzım) diye karışık şeyler yazıyor, bu konuda bilgi verir misiniz?
Demek ki, bu kitabı yazan mezhebsizin biri. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)nin, (Tegannî ve Müzik) bahsinde bu konu çok uzun anlatılıyor. Her türlü çalgı, kaval dâhil, bunların çalınması harâmdır, günâhdır. Hatta hanefi mezhebinin temel fıkh kitâblarından olan İbni Âbidîn de, (Bir odada çalgı âleti bulunursa, o odada kılınan namaz mekrûhdur) buyruluyor. Bu, dînimizin bildirdiği hükümdür, değişmez.
3- İnsanları tutuşturan ateştir, deniyor, bu ne demektir?
İnsanlar günâh işleyerek ateşlerini dünyadan götürüyorlar. Cehennemde ateş yoktur, insanlar kendi ateşini dünyadan götürüyorlar.
4- Key parası uygun mudur?
Bunu devlet daha önce kesti, nemalandırdı yani çalıştırdı, sonra vatandaşına bunu tekrar geri iâde ediyor. Devletin vatandaşına bir ihsânıdır, hediyesidir. Bunu her yerde kullanabilir. Bunun harâmlıkla, fâizlikle hiçbir alâkası yoktur.
5- Sabah namazına kalkamadım. Ne yapmam lâzımdır?
Öğleye yarım saat kalana kadar sünneti ile beraber kaza edersiniz. (Niyet ettim, Allahü teâlânın rızası için bugünki kılamadığım sabah namazının sünneti kaza etmeye) ve (Niyet ettim, Allahü teâlânın rızası için bugünki kılamadığım sabah namazının farzını kaza etmeye) diyeceksiniz.
İbn-i Atâullah “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki, Yâ Rabbî! Muhakkak ki, kazâ ve kaderin bana gâliptir. Beni, şehvet zinciri ile kuvvetlenmiş nefsin arzuları esir ettiler. Sen bana yardım et de kurtulayım. Beni kimseye muhtâc etme! İhsânınla, kendi isteklerimi bile arzu etmeyeyim. Evliyânın kalblerini nûr güneşleri ile aydınlatan sensin. Seni bununla bilirler, tanırlar. Birliğini bununla söylerler. Senden başkasını sevmesinler, başkasına sığınmasınlar diye, sevdiklerinin kalblerinden düşmanların sevgisini çıkaran sensin! Herkes onlara yabancı, fakat sevdikleri sensin. Cihan karşılarına dikilse de, onlara hidâyet veren, yol gösteren sensin. Seni kaybeden ne bulur? Seni bulan ne kaybeder? Senden başkasına râzı olan zarardadır. Sana baş kaldıran hüsrândadır.