1- Geçmiş yıllarda herhangi bir hayvana karşı bir eziyyet yapılmış ise, bunun maddî-manevî bir ödeme şekli var mı?
Hayvan hakkından kurtulmak için tövbe istigfâr etmelidir. Ondan sonra yine hayvanlarla muâmele durumu söz konusu ise, hayvanlara iyi muâmele etmek gerekir. Başka yapılacak bir şey yok.
2- Gusl almadan tam bir namâz abdesti alınır, sonra yüz yıkanırken gusle niyyet edilir, diye okudum. Bunu anlayamadım, açıklar
mısınız ?
Çok kimse oraya takılıyor. Guslün sünnetlerinden bir tanesi de namâz abdesti almaktır. Yani guslün bir parçası oluyor. Dolayısıyla önce avret mahalli yıkanır. Sonra namâz abdesti alınır ve yüzü yıkarken de niyyet edilir. Bunu böyle düşünmediğiniz müddetçe anormal gelir. Bu hanefî mezhebine göredir. Mâlikî mezhebine göre başlarken, yani eli yıkarken niyyet edilir, farzdır. Hanefî mezhebinde niyyet etmek sünnetdir. Hanefî mezhebinde, sünnete uygun gusl abdesti alan bir kimse yüzü yıkarken niyyet eder. Yani namâz abdesti alır ve yüzü yıkarken niyyet eder.
3- Oruca niyet etmeden önce ağzı üç defa çalkalamak, yıkamak şart mıdır?
Niyet etmek için ağzı üç defa çalkalama şartı söz konusu değildir.
4- Parmağımda ekzama var. Doktor merhem verdi. Bunu kullanmam orucuma bir zarar verir mi?
Eğer derin açık yaralar varsa onlara merhem sürüldüğü zaman orucu bozar. Ama deri tahrîş olmuş, açık yara söz konusu değilse, sürmenin mahzuru yoktur. Sağlam deri üzerine sürüldüğü zaman hiçbir mahzuru yok.
5- Tek başıma terâvîh kılarken (kazaya da niyyet etsem) aralarda salevât-ı şerîfe getirsem, bir mahzuru olur mu?
Hiçbir mahzuru olmaz.
Bişr-i Hâfî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Verâ, şüphelilerden temizlenmek ve her an nefisle muhâsebe etmektir.