1- Aşûre gününün dışında, aşûre yapıp dağıtmanın mahzuru var mıdır?
Yok, dağıtılabilir.
2- Çalgılı ilâhi dinleyenler var. Onlara bunun tehlikesini anlatıyorum, ama kabul etmiyorlar. Bu konuda neler söylersiniz?
Bizim vazifemiz anlatmak. Kabûl eder, etmez. Ama dînin emri bu.
Adam, (Bizim dedelerimiz, atalarımız günâh mı işledi şimdi?) diyor. Atası öyle olan düşünsün. Demek ki adamın atası öyle idi de, kendine göre onu temize çıkarmaya çalışıyor. Müslümânların ataları öyle değildi. Hele Osmânlı ve Selçuklu döneminde atalarımız, dedelerimiz, Ehl-i sünnetdi. Harâmı biliyor, harâmdan kaçınıyordu. İtikâd edip yapan, günâhkâr olur. Ama (Bu harâm mıdır) diye inkâr eden, kâfir olur. Bazıları, (Çalgılı ilâhi dinlemenin küfür olduğu Kur'ân-ı kerîmde yazıyor mu?) diyor. Her şey Kur'ân-ı kerîmde bildirilmez ki. Ölçüler bildirilmiştir. O ölçülerin bazılarını Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” açmış. Geri kalanlarını da bizim anlayacağımız şekilde müctehid âlimler fıkıh kitâplarına yazmışlar ve bildirmişler. Ana hat itibâyle de, (Tazîmi tahkîr, tahkîri tazîm küfürdür, îmânı götürür). Yanî hürmet edilmesi, saygı gösterilmesi gerekeni hafîfe almak, [Allahü teâlânın yasak ettiği çalgıyı onun içine katarsan] îmânı götürür. İmâm-ı Gazâlî hazretleri tegannî ve müzik bahsinde geniş anlatmış. Âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîflerle de izâh etmiş.
3- Evlilik yıl dönümünü, sevgililer gününü, anneler gününü kutlamak uygun mudur?
Evet, gayr-i müslimlerden geliyor ama, biz senede bir defa anne demiyoruz. O yanlış bir şeydir, hıristiyan kültürüdür. Âile ile alâkaları o kadar kesik ki, [kendilerine göre hediyelerle falan] hiç olmazsa hâtırlayalım diyorlar. Bunu dînî olarak yapmıyorlar. Âdet olarak yapıyorlar. Dînimizde, gayr-i müslimlerin dînî olarak yaptıklarını [meselâ noel, nevruz..] yapmak uygun olmaz. Sevgililer gününde, arada nikâh bağı olmayanlar için gayr-i meşrûluk var, uygun değildir.
4- Hayz ve nifâsla alâkalı bilgi verir misiniz?
Bu konuda, (Se'âdet-i Ebediyye)de ve (İslâm Ahlâkı)nda da detaylı bilgi var. Hanefî mezhebinde üç gün arka arkasına gelirse hayz olur. Gelmezse hayz olmaz. Günden maksat, meselâ diyelim ki, öğle vakti saât iki buçuktan, ertesi günü aynı şekilde iki buçuğa kadar bir gündür. Yoksa imsâkla güneşin batışı değildir. Başlayış vakti esastır. Üçüncü günü öğleyin iki buçuktan önce gelen, önceki güne âittir. İki buçuktan itibâren hiç gelmezse, hayz başlamamış demektir. İki buçuktan sonra bir damla bile gelse, tamam oldu. Yanî üçüncü günü tamamlayamadı ise, başlamamış demektir. Dört gün ara verdi, sonra başladı ise, demek ki önceki istihâza idi, hayz değildir.
5- Organ bağışı câiz midir?
İnsanın vücûdu mal değildir. Dînimizin bildirdiği hükümdür. Mal hediye edilir, bağışlanır. İnsan vücûdu mal değilse, hediye edilemez. Organları da bağışlanamaz. Bunun için organ bağışı ifâdesini kullanmak câiz değildir. (Ben öldükten sonra böbreğimin, karaciğerimin veyâ yüreğimin bir başka insana takılmasına izin veriyorum) denir. Bunun mahzuru yok.
İbn-i Şihâb-üz-Zührî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: “Faydalı ilim, Allahü teâlânın indinde, pek fazîletli bir ibâdettir. İlmiyle amel etmeyen âlimin, ilmine güvenilmez.”