1- Abim zekât vermiyor, ama hediye dağıtıyor. Abim, yengeme vekâlet verse, yengem de düğünde götürüp verdiklerini, zekât olarak verebilir mi?
Verebilir. ancak karşı tarafın fakîr olduğunu bilmemiz gerekir. Fakîr iki genç evlenirken, elimizi çabuk tutarız, herkesten önce götürürüz, altını [hediye diye] veririz. Onlar fakîr iken ellerini geçtiği için, oldu. İyi olur.
2- Düzcede doğan, Vanda evlenen, sonra da Almanyaya çalışmaya gidenin niyeti Düzceye veyâ Ankaraya yerleşmek ise, bu durumda vatan-i aslî durumu nasıl olur?
Düzceye veyâ Ankaraya yerleşmediği müddetçe, vatan-i aslîleri hâlâ Van olmaya devâm ediyor. Almanya vatan-i ikâmet oluyor. Meselâ Düzceye yerleşeceğine dâir bir alâmet olursa, Van da vatan-i aslî olmaktan çıkar. Sadece niyetle olmaz.
3- Kimin olduğu (devletin veyâ şahsın) bilinmeyen bir arâzîyi, birisi ekiyor. Bu uygun olur mu?
Devlete âidse, [umûmi mera] orada herkesin hakkı vardır. Orası ekilir, devlet de vatandaşına işlenmiş olsun diye, ses çıkarmaz. Müsâmahalı davranır. Ora tapulanmaya kalkılacak olursa, elbette ki müdâhale eder. Ama bu şekilde müdâhale etmez, ektiği, diktiği onun olur ve birisi de ondan satın alabilir. Şahıs mülkü ise olmaz, kul hakkı olur.
4- Konfeksiyon atölyesinde çalışıyoruz. Bazen ikindi ile akşam namâzını yetiştiremiyoruz. Böyle durumlarda nasıl hareket etmemiz lâzımdır?
Molalarda zorlanacak. Yani bütün şartlarını zorlayacaksınız. Baktınız ki olmuyor, böyle durumlarda ikindiyi öğle ile birleştirerek öğle vaktine çekersiniz. Akşamı da yatsı vaktinde cem edersiniz. O zaman kurtarır. Tabiî, hanbeli mezhebinin şartlarına da uyarak. Yapacağınız iş, gusül abdesti alır iken, (Niyyet ettim, gusül abdesti almaya, mâlikî, şâfi'î ve hanbeli mezhebine uymaya) dersiniz. Abdest alır iken de, eli veyâ yüzü yıkarken, (Niyyet ettim, abdest almaya, mâlikî, şâfi'î ve hanbeli mezhebine uymaya) dersiniz. Dördüne de uyulmuş olur. Sıkıntılı zamânlarda rahatlıkla ibâdetinizi yerine getirebilirsiniz. Öncelikle mutlaka kendi mezhebimize göre çıkış yollarını aramak lâzımdır.
5- Ölenin borcu varsa, bunlar nereden verilecek. Ölen kimse malına nereye kadar hükmedebilir?
Bıraktığı mîrâsdan verilir. Borçları ödenir, ondan sonra mîrâs taksîm edilir. Ölen kimsenin, malının üçde birine sözü geçiyor.