1- Alevîlerin verdikleri yenir mi?
Orada ölçü bellidir. Alevî olsun, sünnî olsun, yahûdi olsun, hıristiyan olsun, bunların helâl ve mubâh olarak bilinen şeyleri ikrâm ettikleri zamân yenilebilir. Eshâb-ı kirâm “aleyhimürrıdvân” efendilerimiz Kudüse girdikleri zamân oradaki hıristiyanlar domuz yiyiyordu, içki de içiyordu. Onlardan su da, ekmek de, peynir de aldılar, yediler. Onun bir mahzuru yok.
2- Cuma günü kılınan zuhr-i âhir namâzı kazaya niyet edilebilir mi?
Hayır. Ona, (Niyyet ettim üzerime en son farz olan kılmadığı öğle namâzına) diye niyyet edilerek kılınır. Başka niyyetle kılınmaz.
3- Hangi durumlarda kredi çekilebilir?
Kitâplarda açıkça yazmış. Nafaka için, [Yeme-içme, giyinme, barınma] sıkıntıya düşülürse, karz-ı hasen [yanî fâizsiz borç para] bulunamazsa, kredi çekilebilir.
4- Kefil olunabilir mi?
Tabiî. O devre dışı kaldığında borcun sâhibi veyâ mesûliyyetin sâhibi otomatik olarak kefîl olur. Câizdir. Ama o yükü kaldıramayacak olan, o riske girmez.
5- Namâzlardan sonra eli yüzü sürmek bid'at midir?
Namâzlardan sonra deyince iki türlü anlaşılır. Meselâ öğle namâzını kılıyoruz, sünnetini kıldık, eli yüze sürmek câiz değildir. Farzı kıldık, eli yüzü sürmek câiz değildir. Son sünneti kıldık, selâm verdik, eli yüze sürmek câiz değildir. Son sünneti kıldık, üç istigfâr okuduk, (Âyetel kürsî)yi okuduk, tesbîhleri çektik, duâ ettik. Duâ ettikten sonra eli yüze sürmek sünnetdir.
Bütün sualler ve cevapları
İmâm-ı Evzâî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Mümin az konuşur, çok iş yapar. Münâfık, çok konuşur, az iş yapar.