1- Adak adamıştım. Kurban demedim ama, kurbanda kesebilir miyim?
Tabiî, adağımızı kurbanda kesebiliriz. Kurban demiş isek, zaten kurban bayramında kesmemiz gerekiyor idi. Bir şey adadıysak, onu kurban bayramında da kesebiliriz. Onun bir mahzûru yok.
2- Bazı süper marketler bayiilik veriyor. Satılanlar arasında içki de var. Ben içki satmasam, böyle bir marketi işletsem câiz olur mu?
Eğer onlar razı olursa, tabiî ki olur. İsmini kullandığınız marketin içki satması sizi bağlamaz.
3- Ev benim üzerime, kocamın değil. Kurban kesecek miyim?
Evet, kurban keseceksiniz. Ama zekâta dâhil etmiyorsunuz, kurban nisâbına dâhil ediyorsunuz.
4- İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretleri, müstehâblardan birini sonradan öğrendiği için kırk senelik namâzı kaza etmişdir. Ben de kazalarımı bitirdim, ama kaza kılmaya devâm ediyorum. Olur mu?
Edin tabiî. Hepimiz öyle. Bu zamânda gelenler kazası bitmiş olsa bile, nâfile namâz kılacağına hep kazaya niyyet eder. Zaten eğer borcumuz yok ise, otomatik olarak nâfileye dönüşüyor.
5- Kurbanlık hayvan alırken nelere dikkat etmeliyiz?
Bilhassa küçükbaş hayvanlarda, gözlerinin kör olmamasına, dişlerinin tamamen dökülmemiş olmasına, kuyruğunun kesik olmamasına, ayaklarının kırık olmamasına, topal olmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü Allah rızâsı için bir kurban keseceğiz. Herkes kendi gücüne ve parasına göre iyisini keser.
Amr bin Mürre “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Kim dünyâya yönelip dünyâlık peşinde koşarsa âhiretini yıkar. Kim âhirete faydalı amel yaparsa, dünyâya düşkün olmaktan kurtulur. Böylece fânî geçici olanı verip bâki, kalıcı olanı alır.