1-             Köyde uşur unutulmuş. Kimse uşrunu vermiyor. Bu konuyu köylülere             nasıl anlatmalıyız?

Kalbde             ehl-i sünnet itikâdı, o nur olunca duramıyorsunuz. Uşru inkâr             küfürdür. Çünki Kur'an-ı kerimde emrediliyor. Hadis-i şeriflerle de             açıklanmış. Toprak mahsulü zekâtının da mutlaka verilmesi lâzım. Bir             kimsenin on kile buğdayı çıksa, bir kilesini uşur olarak vermesi             lâzımdır. Bir kilesini vermezse, o bir kile değil, on kilenin tamamı             harâm olur. Bunu anlatırken, (Kitâpta böyle okumuştuk) diye önce             nabız yoklanır. Sonra bu tekrar edile edile, akl-ı selim sahipleri             araştırmaya geçerler. Kitâp verilir. Birkaç kişi bile kurtulsa             kârdır.

2-             Hanımım sekiz aylık hamile. Ramazanda oruç tutması gerekir mi? Orucu             tutamazsa fidye mi vermemiz gerekir?

Dînimiz,             hamile olanlara izin vermiş. Çocuk emziren hanımlara izin vermiş.             Yani, zor geliyorsa tutmayabilirler. Fakat gizli yemelidir. Yani,             böyle özürü olanlar da alenen, açık açık yememelidir. Hasta, seferi             olanlar da aynı şekildedir. Hamilelik, çocuk emzirme bittikten sonra             kısa günlerde, meselâ kasım, aralık aylarında bunları kaza             edecek.

3-             Beyim ile ayrıldık. Fakat şimdi tekrar bir araya gelmek istiyoruz.             Şafii mezhebi taklid ederek nasıl nikah yapılır?

Şafii             mezhebinin, nikâh akdi yapılırken bildirdiği şartlar ağırdır. Hanefi             mezhebinde o kadar değildir. Bulüğa ermiş bir erkek ve bulüğa ermiş             bir kız, iki erkek şahit yanında, kendilerinin anne ve babalarının             haberleri olmadan nikâh akidlerini yapsalar, hanefi mezhebinde sahih             olur. Hatta veli şartı yok. Kızın babasının o mecliste olma şartı             yok. Şahitlik yapanların sâlih olması, beş vakit namaz kılmaları             şartı yok. Fâsıklar da şahit olabiliyor. Ama imam-ı Şâfii             hazretlerinin şartları ağırdır. Kızın velisinin mecliste hâzır             olması lâzmdır. Hatta velisinin bile sâlih olması şartı getirilmiş.             Şahitlerin ikisi de erkek olacak, ikisi de beş vakit namazını kılmış             olacak. Sâlih olacak, açıkça günâh işlemeyecek. Nikâh yapılırken             tezvic, nikâh kelimeleri telâffuz edilecek. Önceki nikâh akidleriniz             hanefi mezhebine göre uygun, fakat şafii mezhebine göre uygun değil             ise, yeniden şafii mezhebine göre nikâh akdi yapılabilir.

4-             Bir kimse evli değiliz derse, bu talak olur mu? Olursa talak-ı rici             mi, yok bain talak mı olur?

Bir             defa söylendi ise, bağın birisini kopartır. 

 
    Ebû Osmân Hîrî “rahmetullahi teala             aleyh” buyuruyorlar ki; Üç şey düşmanlığa sebeb olur: Mala             tamahkârlık, insanların ikrâmlarına düşkünlük göstermek, insanların             göstereceği îtibâra önem       vermek!