Konuşmanın edeplerinden ilki, fazla konuşmamaktır. Atalarımız; “Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz.” demişlerdir. Çok konuşmak zihin hafifliği ve akıl zayıflığının alâmetidir. Kişinin heybetini kırar, itibarını düşürür.
Hazret-i Aişe buyurur ki: “Hiçbir sözü boş olmayan Resûlullah efendimiz, az, öz ve tane tane konuşurdu. Bir mecliste konuşsa, mübârek ağzından çıkan kelimeler sayılmak istense, sayılabilirdi.”
Kendisine birşey söylendiği zaman, söyleyenin sözü bitmeden, cevap vermeye başlamamalıdır. Akıllı kimse, soruyu dikkatle dinler, soru bittikten sonra düşünüp öyle cevap verir.
Konuşurken gülmemelidir. Mecliste birisi konuşurken, sözünü kesip araya girmemelidir. Bir kimsenin anlattığı bir şeyi bilse de, bildiğini belli etmeyip, o kimsenin sözünü tamamlamasına fırsat vermelidir. Yanında konuşulanlar onu ilgilendirmiyorsa veya onun karışması istenmiyorsa, karışmamalıdır. Ondan gizli konuşuyorlarsa, kulak vermemelidir.
Kinayeli konuşmamalıdır. Sesini ne çok yüksek ne de çok hafif çıkarmayıp, orta bir ses tonu ile konuşmalıdır. Söz zor anlaşılacak gibi olursa, misâlle açıklamalı ve faydasız yere sözü uzatmamalıdır. Kısa ve öz anlatma yolunu seçmelidir. Mânâsı zor bilinen ve anlaşılması kolay olmayan kelime ve ifadeler kullanmamalıdır.
Mürüvveti gideren, kişiyi aşağılayan, kin ve düşmanlığı celp eden sözlerden ve huylardan kaçınmalıdır. Şakada çok dikkatli olmalıdır. Şaka yemekteki tuza benzer. Azı da çoğu da iyi değildir. Herkese aklı, anlayışı ölçüsünde söylemelidir. Nitekim Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Biz Peygamberler topluluğu, insanlara anlayacakları şekilde konuşmakla emrolunduk.”
Susan her zaman kârdadır. Âlim bir kimse konuşurken, susan ilim sahibi olur. Cahil biri konuşurken susan da sabretmesini öğrenir. Söz çok önemlidir. Bir sözle insan, Müslüman olur. Konuşurken, sövme, yerme gibi fuhuş bildiren sözlerden kaçınmalıdır. Fuhuş, kötü söz söylemek hayâsızlık alâmetidir.
KONUŞMANIN EDEPLERİ
Yayınlanma :
18.07.2010 20:11
Güncelleme
: 18.07.2010 20:11