1- Kardeşimin kızına zekât verebilir miyim?
Tabiî, hiçbir mahzuru yok. Yeğene zekât verilir. Üsûl ve fürû'nuzdan değildir. Dînen fakîrse, kardeşinize bile verebilirsiniz.
2- Sabah namâzının arkasına kaza namâzı kılınır mı?
Tabiî. Sabah namâzının ve ikindi namâzının farzından sonra nâfile namâz kılınmaz. Bir de sabah namâzının vakti girdikten sonra, sabah namâzının sünnetinden başka nâfile kılınmaz. Ama kaza namâzı, sabah namâzının vakti girince de, farzı kılındıktan sonra da, ikindinin farzı kılındıktan sonra mekrûh vakitde kadar da kaza kılınmaya devâm edilebilir.
3- Şabân ayı içerinsinde bulunuyoruz. Neler söylersiniz?
Bu ay da mübârek bir aydır. Şabânın onbeşi, bu sene temmuzun onbeşine geliyor. Onbeşini, onaltısına bağlayan gece Berât gecesidir. Bir sene içerisinde olacak olanlar yazılacak.
Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Receb Allahü teâlânın, Şabân Benim ayım, Ramazân da ümmetimin ayı)buyuruyor. Böyle bir kıymetli zamân dilimi içerisinde bulunuyoruz.
4- Telefona Yasîn yüklüyorum. Uygun mudur? Buradan dinleyerek hatim olur mu?
Uygun değildir. Abdestsiz, belden aşağı tutuluyor. Oraya lüzûmsuz şeylerde yükleniyor. Bunlardan dinleyerek hatm olmaz. Hatm, canlı birisinin okuduğunu tekrar edince olur.
5- Vitir namâzından sonra namâz kılınır mı?
Sabah namâzının ve ikindi namâzının farzı kılındıktan sonra nâfile kılınmaz. Kaza yine kılınır. Akşam güneş battıktan sonra sabah güneş doğana kadar hiç mekrûh vakit yoktur.
Dolayısıyla vitir namâzı kılındıktan sonra kaza namâzı kılmaya devâm edilir.
İmâm-ı Evzâî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Ölümü çok hatırlıyan kimse dünyâya rağbet etmez. Ağzından çıkan her sözün hesâba çekileceğini bilen az konuşur ve ancak lüzumlu sözleri söyler.