İLİM ÖĞRENMEYE GELDİM
Yayınlanma :
01.05.2011 16:21
Güncelleme
: 01.05.2011 16:21
Seyyid Ebü'l-Vefâ rahmetullahi aleyh hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Bir defasında hocasının izniyle Buhârâ'ya gitti. Orada bir ara sıkıntıya düşünce Buhârâ emîrine gitmeye karar verdi. Emîrin yanına varınca ona; “Ben İmâm-ı Ali'nin evlâtlarındanım. Buhârâ'ya ilim öğrenmek için gelmiştim. Senden, bana yardımcı olmanı istiyorum. Bu yardımın şüphesiz ind-i ilâhîde boşa gitmez” dedi. Buhârâ melîki; “Burada yalancı Seyyid çoktur. Senin İmâm-ı Ali hazretlerinin torunu olduğun ne mâlum?” dedi. Bu duruma çok üzülen Ebü'l-Vefâ, emîrin huzurundan çok müteessir olarak çıktı. Emîr o gece rüyâsında kıyâmet kopmuş gördü. O sırada kendisi, anlatılamayacak derecede susamıştı. Peygamber aleyhissalâtü vesselam Efendimiz Kevser havuzunun başında bölük bölük gelen ümmetine su dağıtmakta idi. Buhârâ melîki Kevser şarâbından içmek için havuzun başına vardı ve; Yâ Resûlallah! Ben de senin ümmetindenim, bana da Kevser şarâbından ihsân eyle. Çok susuzum. dedi. Peygamber aleyhissalâtü vesselam Efendimiz de; Burada bana ümmetinim diyen çok olur. Fakat bana gerçek ümmet olanlar bildirilir. buyurdular. Melîk; Yâ Resûlallah! Ben de gerçek ümmetindenim. deyince, Resûl-i ekrem aleyhissalâtü vesselam Efendimiz; Benim neslimden Ebü'l-Vefâ kendisini sana bildirdiği zaman, sen ona îtimâd etmedin. Bana gerçek ümmet olan, benim neslime hakâret nazarıyla bakar mı? buyurdu. O sırada melîk uykusundan uyandı. O kadar korktu ki, hemen adamlarını sağa sola göndererek, Ebü'l-Vefâ hazretlerini aramalarını emretti. Fakat Ebü'l-Vefâ hazretlerini hiçbir yerde bulamadılar. Bunun üzerine kendisi, Ebü'l-Vefâ hazretlerini bulmak için yola düştü. Onun arkasından yetişip tövbe etti ve önüne kırk yük mal koydu. Sonra fakirlere sadaka dağıttı.