İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Haramlardan kaçınmak iki türlüdür:
Birinci kısmı; yalnız Allahü teâlânın hakkı olan, O’nun emri olan günahlardan kaçınmaktır.
İkinci kısmı; insanların, mahlûkların hakları da bulunan günahlardan kaçınmaktır. İkinci kısmı daha mühimdir. Allahü teâlâ, hiçbir şeye muhtaç değildir ve çok merhametlidir. Kullar ise, pek çok şeye muhtaç oldukları gibi, cimridirler. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Üzerinde kul hakkı olan, insanların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helallaşsın, ödesin! Zirâ âhıret günü altının, malın bir değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sahiplerinin günahları, buna yüklenecektir.”
Birgün Resûlullah, Eshab-ı kirama, “Müflis kime denir, biliyor musunuz?” diye buyurunca; “Parası ve malı kalmayan kimseye diyoruz.” dediler. Bunun üzerine buyurdu ki:
“Ümmetimin arasında müflis, şu kimsedir ki; kıyâmet günü, defterinde çok namaz, oruç ve zekât sevâbı bulunur. Fakat, bazılarına sövmüş, iftira etmiş, malını almış, kanını dökmüş, dövmüş. Sevapları, bu hak sahiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme atılır.”
Haramdan çok sakınmalıdır.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Haramdan sakının! Çünkü midesine haram lokma giren kimsenin kırk gün duâsı kabûl olmaz.”
“Bir kimsenin üzerindeki elbisesinde, haramdan bir tel iplik olsa, o elbise ile kılınan namaz ve yapılan duâlar kabul olmaz.”
Sa’d bin Ebi Vakkas hazretleri Peygamber efendimize dedi ki:
- Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin.
Cevabında buyurdu ki:
“Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur?”
HARAMLARDAN SAKINMAK
Yayınlanma :
02.01.2013 10:38
Güncelleme
: 02.01.2013 10:38