Bir adam, yanında biriyle, bir dergaha giderek şeyh efendiye şikayetini arzeder, diğerine işaret ederek,
“Efendi hazretleri, bu arkadaş, yaptığı gıybet ve dedikodularla sadece bana zarar vermekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da canını yaktı” der.
Öteki hemen: “Yaptığım gıybet ve dedikodulardan pişman oldum, tevbe ettim Şeyhim. Böyle olsun istememiştim. Bütün söylediklerimi geri alıyorum” der.
Şeyh efendi:
“Gıybet, kul hakkıdır. Tevbe etmenin her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun? Yarın köy meydanına bir kuş tüyü yastık al ve gel” der.
Ertesi gün köy meydanında gelirler. Şeyh efendi, adamın eline bir makas vermiş ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söyler. Yastıktan boşalan tüyler rüzgârla birlikte etrafa savrulunca:
“Şimdi bunların hepsini toplayıp bana getir” der.
Adam saşkınlıkla:
“Ama bu mümkün değil! Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız” der.
Şeyh efendi:
“İşte, başkalarının hakkında sarf ettiğin sözler de böyledir. Ağzından çıkan sözü geri alamazsın. Yaptığın dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere kadar gittiğini ve nelere sebep olduğunu şimdi anladın mı? Ancak, gıybetini yaptığın ve mağdur ettiğin herkesle helalleşebilirsen, o zaman yaptığın tevbe işe yarar”
Gıybet, kul hakkıdır
Yayınlanma :
21.06.2010 20:05
Güncelleme
: 21.06.2010 20:05