1- Bir erkek, hanımının zekâtını vermekle mükellef midir?
Mecbur değildir. Ama ihsân ederek, umûmî vekâlet alarak kendi parasından verebilir.
2- Bir kadın, elindekileri veyâ bankadaki paralarını kocasına hediye edebilir mi?
(Hediye ettim) deyince, dînen tasarruf tamamen beyine geçer. Bundan sonra bunların zekâtını beyi verecek, artık sorumlu odur.
3- Bir kimsenin îmânı giderse, kelime-i şehâdet getirerek veyâ namâz kılarak bu geri gelir mi?
İslâmiyyeti kırk kapılı bir saray olarak anlatmışlar. (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh) diyerek birinci kapıdan içeri girilir. Meselâ yirmidokuzuncu kapıdan îmânı gideren bir hâlle çıkıldı. Tekrar birinci kapıdan (Eşhedü en lâ ilâhe illallah...) diyerek girilmez. Tekrar yirmidokuzuncu kapıdan girmek lâzımdır. Bu hâle tövbe edip, oradan girmek lâzımdır. (İslâm Ahlâkı)nda, tecdîd-i îmân, tecdîd-i nikâh duâsı var. (Yâ Rabbî! Hîn-i bülûgumdan bu âna gelinceye kadar, islâm düşmanlarına aldanarak, ağzımdan küfür, isyân ne çıktı ise, ben bunların hepsine tövbe ettim, pişmân oldum) deyince Allahü teâlâ kabûl ediyor ve tekrar içeri giriliyor.
4- Çalgılı ilâhileri dinlemek doğru mudur?
(Se'âdet-i Ebediyye)de çok güzel izâh edilmiştir. İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin, (Kimyâ-i se’âdet)inden alarak bildirilmiştir. Harâmdan öte, küfre götürür.
5- Fâtihadan önce Besmele çekilecek mi?
Tabiî. Hanefî mezhebindekiler için sünnetdir, şâfiî mezhebindekiler için farzdır.
Hazret-i Ali “radıyallahü teâlâ anh” buyuruyorlar ki: Korku kaderi değiştirmez, yalnız sevâbın yok olmasına sebep olur. İhtiras da, rızkı artırmaz. Kârlı olan, dünyayı âhiretle değiştirendir.