1- Elleri kaldırmadan, duâ ettikten sonra elimizi yüzümüze sürsek olur mu, yoksa bid'at midir?
Namâzdan sonraki yapılan duâda, ellerin kaldırılması ve duâ bittikten sonra da elin yüze sürülmesi sünnetdir. Meselâ öğle namâzını kılıyoruz. İlk sünnetini kıldık, Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârekte yâ zelcelâli velikrâm dedik. O anda elimizi yüzümüze sürmemiz bid'atdir. Yoksa namâzdan sonra yapılan duânın akabinde eli yüze sürmek bid'at değildir, sünnetdir.
2- Hanefî mezhebinde olanlar seferi iken, yolculuk esnâsında şâfi'î mezhebini taklîd ederek cem edebilirler mi?
Hanefî mezhebinde olanlar seferi iken, mâlikî mezhebini de, şâfi'î mezhebini de taklîd edebilir. Ama taklîd edilebilmesi için, hanefî mezhebinde olan bir kimsenin guslünün de, abdestinin de şâfi'î mezhebine veyâ mâlikî mezhebine uygun olması lâzım. Ya'nî, mâlikî mezhebinin veyâ şâfi'î mezhebinin guslü, abdesti bozar veyâhud da mâlikî veyâ şâfi'î mezhebinin abdestde ve gusülde farz dedikleri terk edilmişse, yapılmamış ise, taklîd edilemez. Hanefî mezhebinde olan bir kimse, kendi mezhebine göre gusül abdesti alırken, farzlarına ve sünnetlerine riâyet ederek gusül ve abdest almış ise, dört mezhebe de uygun abdest almış demektir.
Dolayısıyla, böyle bir durumda, yolculuk anında hanefî mezhebinde olanların mâlikî mezhebini taklîd etmeleri daha kolaydır. Çünkü seferdeyken mâlikî mezhebinde de cem etmeye izin verilmiştir. Şâfi'î mezhebi de öyle bildiriyor. Hanbeli mezhebi, mukîmken bile cem etmeye izin veriyor. Hanefî mezhebinde sadece Arafatda ve Müzdelifede cem edilebiliyor. Onun dışında başka bir yerde cem söz konusu değildir. Dolayısıyla, seferde iken, hanefî mezhebinde olanlar mâlikî vayâ şâfi'î mezhebini taklîd ederek cem edebilirler. Ama gusüllerinin ve abdestlerinin de mâlikî vayâ şâfi'î mezhebine uygun olması, şâfi'î mezhebini taklîd edecek ise, en ufak bir necâsetden bile sakınması, köpeğe bilhassa çok dikkat etmesi lâzımdır.
3- Kadınların ihtiyâç olunca semt pazarına gidip alış-veriş yapması câiz midir?
Zarûret, ihtiyâç hâlinde, meselâ beyi yoktur veyâhud da varsa da iştedir, gelemiyordur, o zamân da alış-veriş yaparken dikkat etmeli, ciddî olmalı, zarûretden fazla kalmamalıdır.
4- Kaş almanın hükmü nedir?
Kadının olsun, erkeğin olsun, kaşlara müdâhale etmek uygun değildir. Hatta harâmdır ifâdesi geçiyor. Ama iki kaş arası, yani burun üzerindeki boşluğu almak câizdir. Hele kadınların dudak üzerindeki ve yüzdeki tüyleri alması câizdir. Kaşlara müdâhale ise uygun değildir. Hatta harâm hükmü mevcûddur. Ama kaşlar çok anormaldir, birisi ile konuşurken veyâ görüşürken karşısındakini rahatsız edecek bir durum söz konusu ise, o zamân erkek de, kadın da karşıdaki insanı rahatsız etmeyecek şekildeki müdâhaleleri câiz olur. Ona ruhsat verilmiştir.
5- Kur'ân-ı kerîmi yerinden alırken, yerine koyarken öpülür mü?
Kur'ân-ı kerîm adâbı anlatılırken bazı kitâblarda bu geçiyor. Öpülse bir zararı olmaz.
Atâ-i Horasânî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Sonunda dünyâdan ayrılacağınız için, kendinizi ondan ayrılmış kabûl ediniz. Bir gün mutlaka tadacağınız için ölümü tatmış gibi olunuz.