1- Akîkayı başka bir yerde kestirebilir miyiz, akîka demeden vekâlet verilebilir mi?
Tabiî, istediğimiz yerde kestirebiliriz. Akîka demeden vekâlet verilemez. Akîka diyeceğiz. Akîkamız yok ise, nâfile olarak keseriz [vâcib değil ise].
2- Arkadaşım vatan-i ikâmetinde oturuyor. İkinci gün kurbanını kesti. Sonra vatan-i aslîsine gitti. Oraya gidince tekrar mı kesmesi gerekir?
Hayır. Namâz son vaktinde farz olur. Kurban da öyle. Kurban ibâdeti ile, namâz ibâdeti bu bakımdan, hüküm itibâriyle birbirlerine benziyor. Yani üçüncü günü güneş batmadan önce, kurban alıp kesecek kadar vakit içerisinde kendisine vâcib olur. Mukîmken kestiği için borç üzerinden kalktı.
3- Cemâatten birisi hata etse, meselâ farzı terk etse, imâmın namâzı olduğu için bunun namâzı da oldu mu?
Olmadı. Çünkü farzı terk etti. Hemen o anda bozacak, tekrar ittibâ edecek, kalanları devam ettirecek. Ferden kılıyorsa, geri dönecek, hangi farz ise onu tekrar edecek ve bu geciktirme sebebi ile secde-i sehv yaparak namâzını kurtarabilir. Netice olarak cemâat farzı terk etmiş ise, imâm farzı terk etmedi ve imâmın namâzı oldu, o cemâatten farzı terk edenlerin namâzı olmadı. İâde etmeleri lâzım.
4- Dînimizde neden köpeklere değer verilmemiştir?
Hayvanların belli husûsiyyet ve özellikleri var. Meselâ köpek bir kimseden ekmek aldı ise, vefâsı var. Ama bu vefâsını insanlar yalakalık olarak değerlendiriyor. Aşağılama vâsfı olarak değerlendiriliyor. Halbûki o öyle değil. İslâmiyyetle alâkası yok.
5- Dördüncü rek'ate yetişirsek, nasıl hareket etmemiz gerekir?
Dördüncü rek'ate yetiştikten sonra ayağa kalkarız. Oturmalara sondan, okumalara baştan kavline göre yapacak olursak, [evlâ olanı budur, ama Türkiyede yaygın değil, bilinmiyor] ayağa kalkar kalkmaz Sübhâneke, Fâtiha, zamm-ı sûre okuduk, rükü ve secde yaptık, oturduk. Tehıyyâtı okuyup, ayağa tekrar kalktık, Fâtiha ve zamm-ı sûre okuduk, rükü ve secde yaptık, kalktık. Sonra sadece Fâtiha okuduk, rükü ve secde yaptık oturduk. Evlâ olan kavl bu. Bu şekilde yapılır.