1- Çocuklarım namâzdan niyâzdan uzaklar. Nasıl bir nasîhatde bulunmalıyım?
Yapılacak tek bir şey var, sadece duâ etmek. Duâ ederken de, (Yâ Rabbî, çocuklarımı dînini bilen, seven kimselerle arkadaş eylemeyi nasîb eyle. Yâ Rabbî, çocuklarıma hidâyet nasîb et!) diye duâ etmeye devâm edin. Arada sırada da hâtırlatın. Kabir var, ölüm var... Dolayısıyla duâ edeceğiz, kitâp vereceğiz, gerisi onlara âid.
2- Ev hanımıyım. Devletin uyguladığı bireysel emeklilik sistemi ile emekli olmak istiyorum. Uygun mudur, alacağım mâaş helâl midir?
Kanûnî mevzûatını biz bilmiyoruz. Devlet, vatandaşlarına belli imkânlar sunuyor. Primini ödersen seni emekli yaparım diyorsa, problem söz konusu değildir. Priminizi öder, devlet sizi emekli yapar ve emekli mâaşınızı da alabilirsiniz. Devletin hediyesi olur.
3- Lise döneminde iken devlete âit bir kurumda stajyerlik yaptım. Telefonla arkadaşlarımı arıyordum. Bu kul hakkından nasıl kurtulabilirim?
Çok kimsenin hakkı bulunan yerlerde helâlleşmek zordur. Yapılacak iş, oradan bir şey aldık veyâ kullandıysak onun bedelini fakîrlere veririz ve üzerimizde hakkı bulunanlara hediye ederiz. Ondan sonra tövbe istigfâr ederiz. Bu yol da, kul hakkından kurtulma yolu olarak bildirilmiştir.
4- Mukabele okuyorum. Kimseden ücret talep etmiyorum. Almıyorum da. Ama bazıları zorluyor, ikrâmlarda bulunuyorlar. Alsam mahzuru var mıdır?
İstemeden verileni almak lâzımdır. Orada pazarlık yapmak günâhdır, harâmdır. Pazarlık yapmadan onların vermiş olduğu hediye alınır. Onun bir mahzuru yok.
5- Namâzlarımın kazalarını kılıyorum. Bitmek üzere. Bitince sünnetleri kazaya niyet etmeye devâm edebilir miyim?
Elbette iyi olur. Zaten kaza namâzı borcunuz yoksa, yine onlar otomatik olarak nâfileye dönüşecek.
Bütün sualler ve cevapları
Günün ilâhisi
Hasan bin Ali Berbehârî “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Müslümanın din husûsunda nasîhatı gizlemesi, yapmaması helâl olmaz. Kim nasîhatı yapmazsa, müslümanlara hîle yapmış olur. Müslümanlara hîle yapan, dîne hîle yapmış olur. Dîne hîle yapan da, Allahü teâlâya, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize ve mü'minlere ihânet etmiş olur.