1- Babam uşrun ne olduğunu bilmediği için, onu borçtan kurtarmak için bana vekâlet verdi. Bu vekâleti zamanla kayıtlı mıdır?
Allahü teâlâ kime hidâyet verirse, o telâş içindedir. Baba dînini öğrenecek, çocuklarına öğretecek, onlar da dînini yaşayacak. İş tersine dönmüş. Siz babanızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Hâlbuki babanın çocuğu kurtarmaya çalışması lâzımdır. Vekâleti, ömür bou derse, ömür boyu olur. Yanî, (Bunların uşrunu vermek üzere ömür boyu ben seni kendime umûmî vekîl tayîn ettim) derse olabilir.
2- Çocukları ikindi vakti uyutmak uygun olur mu?
Mümkünse uyutmamalıdır. İkindiden sonra yapmamalı, çocuğu alıştırmamalıdır. Öğleden önce veyâ öğleden sonra yapılan kaylûledir. Bugün yapılan araştırmalar neticesinde de, bedenin için de sıhhatli olduğu açık net bir şekilde gösterilmişti. İkindiden sonra uyuyunca başın ağrıdığı, bedenin toparlanamadığı görülüyor.
3- Kadede Fâtiha okunmuş olsa, secde-i sehv ile namaz kurtulur mu?
Kurtulur. Çünkü tehıyyât okumak farz değildir. Farz olmuş olsa idi, secde-i sehvle kurtarmazdı. Ama ka'de-i ûlâda oturmayınca, secde-i sehvle kurtarır.
4- Oruç tutarken dudağımız kanasa orucumuz bozulur mu?
Bilmeden yapıldı ise problem değildir. Ama kanadığını bilip, tadını alıp, kan yutulursa oruç bozulur.
5- Zekât nisâbına ulaştım. Beyimden habersiz zekâtımı veriyorum, kurbanımı da kesiyorum. Bunun bir mahzuru olur mu, beyimin duyması lâzım mı?
Hayır, değildir. Zekât da olsun, kurban da olsun müstakil olarak bakılır. Ona haber vermeniz şart değildir. Beyiniz dînini biliyor olup, ona vekâlet verip yaptırmanız ayrı meseledir.