1- Bir hanımın, temizlik müddetinin onüçüncü günü akıntısı gelirse, nasıl hareket etmesi lâzımdır?
Dört mezhebde de temizlik müddeti onbeş günden aşağı olmaz. Temizlik müddetinin onüçüncü günü bir akıntısı gelirse, o istihâzadır. Gusül abdesti almaz. Akıntı devam edecek olur ise, her namâz vakti gelince abdestini alır, namâzını da kılar. Onbeşinci günden sonrasını hayz olarak sayar. Hayz müddeti de hanefî mezhebinde en fazla on gündür. Mâlikî, şâfiî ve hanbeli mezhebinde de en fazla onbeş gündür. Onbeş günden fazla gelir ise, üç mezhebde istihâza olur, hanefî mezhebinde de on günden fazla gelirse istihâza [özür] olur.
2- Bir kadın muayyen hâlinde iken, çocuğuna Kur'ân-ı kerîm okumasını öğretmeye, gözüyle takip ederek devam edebilir mi?
Gözüyle takip etmesinin bir mahzuru söz konusu değildir. Eline alması ve telaffuz etmesine izin verilmemiştir. Harf veyâ hareke hatâlarının doğrusunu telaffuz ederek, müdâhale edebilir.
3- Borsada hisse alım satımı câiz midir?
Helâl ve mubâh iş yapan şirketlerin hisselerini almak, yerine göre satmak câizdir. Ama işi gücü bırakıp da bununla meşgûl olmak, (Mecelle)deki bir kâideye göre, kumâr bile olabilir. Zarar da, kâr da edilebilir. Çok yükselince satılabilir ve kullanılabilir.
4- Yurt dışında, gayr-i müslimlerin hâkim olduğu bir yerde, içkili mekânlarda çalışmak uygun mudur?
İster gayr-i müslimlerin bulunduğu, ister müslümânların yoğun olduğu mekânlarda olmuş olsun, içkinin girmiş olduğu yer, hiçbir zamân hayırlı bir yer olarak zikredilmemiştir ve kazanç da, tayyib bir kazanç olarak da bildirilmemiştir. Başka alternatifi olmayıp, [kendisine başka da iş vermiyorlar, sadece orada istihdam ediliyor] çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak mecbûriyyetinde olanın, kendi irâdesinin dışında olursa, ona izin verilmiştir. Hiç araştırmadan, böyle bir yere talib olmak da uygun değildir. Cenâb-ı Hakdan tayyib, yanî helâl kazanç, lokma talep etmeli ve bunun için de gayret etmelidir.
5- Zamm-ı sûre okurken hatâ edip başa dönsek, birkaç defa tekrar etsek veyâ Fâtiha-i şerîfeyi okuduktan sonra (Âmîn) demeyi unutursak, bunlar için secde-i sehv gerekir mi?
Gerekmez. Kıyâm, kırâat mahalledir. Kırâat mahalli olduğu için, birkaç sefer tekrar etmenin bir zararı olmaz. Ama ka'de öyle değildir, ka'de de yapılan hatâ secde-i sehvi gerektiriyor. Zaten Fâtiha-i şerîfeden sonra (Âmîn) demek sünnetdir. Onu söylemeseniz de, secde-i sehv gerektirecek bir durum değildir.
Bütün sualler ve cevapları
Hazret-i Ali “radıyallahü teâlâ anh” buyuruyorlar ki: Olgunluk üç şeyde gereklidir: Musîbetlere sabır, isteklerde aşırıya kaçmamak ve istiyene vermektir.