1- Emekli ikramiyemi kocam kendi üzerine bankaya yatırdı. Zekatını vermedi. Şimdi para benim üzerime. Zekatını nasıl hesaplamam gerekir?
Karı koca arasında kuvvetli bir itimât vardır. Ver dediği zamân, kocanız hemen bankadan çekip veriyorsa, demek ki tasarruf sâhibidir. Kocanızın ilâve ettiği kısım kendine âittir, sizin ilâve ettiğiniz kısım size âittir. Zekâtını vermelidir. Madem kocanız kendi adına yatırmış, fakat istediği zamân bunu geri alıyor, demek ki mülkiyet buna âit. Ne zamân emekliye ayrılmış ise eline geçtiği zamânki , zengin olma tarihini yazacak, o zamândan itibâren bir sene geçmişse bir senelik, iki sene geçmişse, iki senelik zekâtını da verecek.
2- Annem oturduğu yerden tekbir alarak namazını kılıyor. Olur mu?
Olur, bir mahzuru yok. Kitâplarda, (Ayakta tekbîr alma imkânı varsa, ayakta tekbîr alır, oturarak devâm eder) diye geçiyor.
3- Annem namazını kılıyor orucunu tutuyor fakat dizileri de seyrediyor. Bu seyrettidiği dizilerden dolayı ibadetleri sevapları gider mi?
Orada çalgı vardır, uygunsuz görüntüler vardır, gayr-i ahlâki pozisyonlar vardır. Harâmların durumuna göredir. Küfür olursa, siler götürür. Dizilerde küfür olan bir şey anlatılır, bilemez, uygun zanneder, tasdik eder, îmânı gider. Annenize fazla yüklenmezsiniz, tövbe istigfâr eder. Zaten mâlâ-ya’nidir.
4- Bir komşumuz evlerdeki suyun parası ödenmese bile helaldir dedi, doğru mudur?
Cenâb-ı Hakkın helâl ve mübâh kıldığı şeyler var. Meselâ, su mübâhdır. Eve kadar borular döşenmiş, eve kadar bunları akıtıyor. Bunları getirtiyor. suyu taşıyınca, buraya kadar gelince, emek sarf edildi. O suyun bedelini ödemek lâzım. Su, hizmet karşılığı geliyor.
5- Kur’an-ı Kerimin içine ölen kişinin resmini koyuyorlar, böyle yapmaları uygun olur mu?
Latin harflerle yazılı bir şeyi bile mushafın için ekoymak uygun değildir. Mushafın üzerine bir şey konmaz, yüksekte tutulur. Onun arasına, meselâ latin harfleri ile yazılı bir takvim yaprağı konmaz. Uygun değildir. O resmi oraya koyunca, o bereketlenir, ona feyz gider, günâhları afv olur diye düşünülürse, bid'at olur. Zaten o resmi onun içerisine koymak câiz değildir. Câhil sofu şeytânın maskarası olur. Bunun şiddetle men edilmesi gerekir.
Hakim-i Tirmizi “rahmetullahi teala aleyh” buyuruyorlar ki, Huşû sâhibi olanlar, arzû ateşi sönen, kalbindeki arzû ve maksaddan tat alma dumanı sükûnet bulan, kalbi islâmiyyete hürmet ve tazîm nurları saçan, böylece nefsin arzûları, şehvetleri ölen, fakat kalbi ve ruhu dirilen, bunun için de âzâları ve bedeni huşû ve sükûnet içinde bulunanlardır.