1- Beyim sabah ve yatsı namâzlarını kılamıyor. Ne yapmalıdır?
Allahü teâlâ korusun! Öyle demek istemiyoruz ama, Ehl-i sünnet âlimleri bir hadîs-i şerîfi nakletmişler, (Yatsı namâzı ve sabah namâzı, münâfıklara ağır gelir) buyuruluyor. Bu kimse münâfık değil de, yine kılamıyorsa, ağır geliyorsa, kendisi belki bilemiyordur, göremiyordur, bir günâha devâm ediyordur. Bu, hepimizin başına gelebilir. Yanî kitâblarda yazılanlar doğrudur. Ya geç yatıyordur veyâhud da uygunsuz kimselerle görüşüyordur. Onun için nefsine ağır geliyordur. Çâre, önce bu günâhlardan tövbe edecek. Her derde devâdır. Samîmiyyetle söylerse, neticeye kavuşur.
2- Bir kişiye, yemîn sebebi ile, on günlük bedelini bir anda verebilir miyiz?
Eğer o verdiğimiz kimse bu meseleri biliyorsa, yerine getirebilecek durumda ise, verilebilir. Ama bilmiyorsa, bir seferde yerse, yemîn keffâreti olmaz.
3- Mahalle bakkalından, bakkal sâhibi gelmeden, sabah erkenden gelen ekmekten alıp, parasını sonra bakkal sâhibine ödesek olur mu?
Parasını götürdüğünüz zamân niye ekmeğimi aldınız diye bir şey söylemiyorsa, bakkalın bu işe rızâsı varsa, olur.
4- Üç yaşında bir kızım var. Ağlayarak uyanıyor. Nâs, Felak sûrelerini okuyarak, üzerine üflüyorum, esneyerek rahatlıyor. Bunun sebebi ne olabilir?
Nazâr hakdır. Kitâblarda, anne babanın bile nazârı geçer, buyuruluyor. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)de nazâr duâsı var. (E’ûzü bi-kelimâtillâhittâmmati min şerri külli şeytânın ve hâmmatin ve min şerri külli aynin lâmmetin). Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm” bildirdiği bir ta’vîzdir. Erkeğe okurken, (E’ûzüke) denir. Kız çocuğuna veyâ kadına okunurken, (E’ûzüki) diye başlanır. (E’ûzü), kendimiz içindir. Bunu her zamân için dilimize vird edip, okumamız lâzımdır. Meselâ, Kalem sûresinin [veyâhud da Nûn sûresi diye de geçiyor] son âyetleri de nazâr için bildirilmiştir. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)de nazârla alâkalı olarak orada bildirilmiştir. Rahatlık olabilir. Çünkü ruha da, bedene de o şuâ tesîr ediyor. Çocuk da başka rahatsızlık da olabilir. Evin içinde, çocuğun yattığı odada resim, üzerindeki elbisede yazı ve resim bulundurmamalıdır.
5- Yemîn keffâreti için on tane Namâz Kitâbı aldım ve on fakîre vermesi için birini vekîl ettim. Fakat benim üç tane keffâretim vardı, ona söylemeyi unuttum. Şimdi ne olacak?
On tane (Namâz Kitâbı) zaten bir yemîn içindir. Söyleseniz de bir kıymeti yok. Yirmi aded daha (Namâz Kitâbı) alacak, yirmi fakîre vereceksiniz. Hatta (Tam İlmihâl) dağıtmış olsanız, üç yemîne niyet etmiş olsanız gene olmaz.
Bütün sualler ve cevapları
Ebû Bekr-i Verrâk “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki: Âlimler bozulunca din ortadan kalkar, çünkü âlimler dînin bağıdır. Bağ çürüyünce neyi bağlayabilir?