1- Kızım okumak istiyordu, biz de gönderdik. Bu seferde huyu değişti. İki sene üst üste sınıfta kalınca okul hayatı bitti. Şimdi üzülüyor. Nasıl hareket etmemiz gerekir? Tabii değişir. Seyyid Abdülhakîm-i Arvasî hazretleri, (Cüzzam sarî, bulaşıcı bir hastalıktır. Sağlam bir kimse cüzzamlıların arasına konsa, bu cüzzam hastalığının o sağlam kimseye geçmeme ihtimâli vardır. Fakat, iyi huylu bir kimse, kötü huylu kimseler arasına girdiği zaman, onlarla beraber olduğu zaman, o kötü kimselerin huyunun o kimseye geçmeme ihtimâli yoktur) buyuruyorlar. Bu kadar kesin, netdir. Üstünü çizerek buyurmuşlar ve bildirmişler. Çocuklarımızı okula gönderirken de elimizden geldiği kadar öğretmeni, öğrencisi daha düzgün olan yeri seçmelidir. Ebedî seadeti gitmektense, dünyada birkaç sene üzüntü çeker, o kadar. Ama gittiği yerde îmânını, iffetini, nâmusunu kaybederse, bunlar telâfi edilmez. İffet, nâmus telâfi edilmez, ömür boyu başa kakılır. Onun için anne babalar çok uyanık olmalıdır.
2- Beyim ibadetlerimle alay ediyor. Ben de ona karşı hırslanıyorum. Bu günah olur mu? Hırslanmamak elde değildir. Sinirler yıpranır, deforme olur. Depresyona sokar. Böyle durumlarda beyinizin olmadığı zamanlarda çocuklarınıza nasihate devam edersiniz. Ona da duâ etmeye devam etmelidir.
3- Oğlum dövme yaptırmış. Yaptığının yanlış olduğunu elimden geldiği kadar anlatmaya çalışıyorum. Bu haline çok üzülüyorum, ne tavsiye edersiniz? Emr-i maruf yapmaya devam edin. Baba ile anne aynı şeyi söylemiş olsa, durum değişir, çocuklar üzerinde etki yapar. Duâ etmeye devam etmelidir.
4- Annem, oğlunun üvey çocuklarına zekat verebilir mi? Verebilir. Kendi torunu değildir, başkasının torunudur. Bununla bir alâkası söz konusu değildir. Mîrâs da alamazlar. Adak, yemin keffâreti, fidye de verilebilir.
5- Beyim televizyonda başka şeyler de izliyor. Ben de bir kanalda okunan Kuran-ı kerimi takip edebilir miyim? Çalgı için kullanılmadığı müddetçe Kur'an-ı kerim de takip edilebilir. Yalnız, televizyondan ve radyodan dinlenilen insanın kendini dinlemek gibi değildir. Onu dinlemekle de hatim edilmiş olmaz. O okurken takip edilir ve kendi işiteceği sesle tekrar edilirse, hatim edilmiş olunur.
6- Dua ederken Fatiha-i şerifeyi ellerimiz açıkken okuyabilir miyiz? Tabii.
7- Sübhane Rabbike ayet-i kerimesini zaman söylememiz gerekir? Elimizi yüzümüze sürmeden önce, duâyı yaptıktan sonra, (Sübhâne rabbike rabbil’ızzeti ammâ yesıfûn ve selâmün alel mürselîn velhamdülillahi rabbil’âlemin) der ve elimizi yüzümüze süreriz.
8- Hanefi mezhebinde olup da, maliki veya şafii mezhebini taklid eden bir kimse, yapmış olduğu farz veya nafile ibadetleri bağışlayabilir mi? Sonraki gelen mâlikî ve şâfiî âlimleri onlara da izin vermişler, hediye edilebilir. Zaten hanefi mezhebinden çıkılmadı.
9- Oğlumun düğünü var. Salon tuttular, gitmek istemiyorum. Gitmesem olur mu? Harâma iştirâk etmeden gidilir. Çünki fitneye sebebiyet verir. Orada duâ eder, içinizden de istigfâr okumaya devam edersiniz.
10- Bankadan ev kredisi çekenlere kefil oldum. Acaba günaha girdim mi? Hayır. Ev için kredi câizdir. Günâh olmayan bir işte yardımcı olmak da günâh olmaz.
11- Rükudaki tesbihi ben, (Sübhane Rabbiyel azım) diye okuyordum. Buradaki (z) keskin değil, peltek olması gerekiyormuş. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz? Dilin ucu iki dişin arasına çıkarak söylenen harfler, (zı), (zel) ve peltek (se)dir. Bu üçü bu şekilde çıkar. Rüküdaki (zı)dır. Keskin ile söylenmişse, mâna bozulur, namaz da bozulur. Bunun için ömür boyu sünnetleri kılarken kazaya devam etmelidir. (Azîm) peltek çıkıyor.
12- Dualarda hep aynı şeyleri söylememizin bir mahzuru olur mu? Başlarken, (Elhamdülillâhi Rabbil-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn). Bu hamdele ve samdele iledir. Ondan sonra bildiğimiz duâların hepsi okunabilir. Türkçe de yapılabilir. Söylediğimizin mânasını, ne istediğimizi bilmemiz lâzımdır. Hatta namazda okuduğumuz duâların da anlamlarını bilmemiz gerekir. Şuûrlu söylememiz gerekir. 13- Kabir başında okunan duayı tekrar söyler misiniz? (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)nin, (Kur'ân-ı Kerim Okumak ve Kabir Ziyâreti) bahsinde yazılıdır. (Allahümme inni eselüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tüazzibe hazelmeyyit). Hadîs-i şerîfdir.
14- Satı ismi caiz midir, bunun yanına Rukiye ismini koyabilir miyiz? Anadoluda yaygındır. Reddedilecek bir isim değildir. Ama makbul bir isim de değildir. Yanında Rukiye denebilir.
15- Büyü ve muska ile yapılan işten hayır gelir mi? Hayırlı işlere sağdan başlanır. Besmele ile başlanır. Allahü teâlânın emrettiği, bildirdiği, beğendiği şekilde yapılırsa hayırlı olur. Harâm karıştırılırsa ondan hayır olmaz.
Amr bin Kays “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyorlar ki, Sapık ve bozuk kimselerle berâber bulunmayın. Zîrâ onun sapıklığı kalbinize sirayet eder.